Neden böyleyiz? - 1

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Robert Trivers'ın 1985 yılında yayınlanan ‘Social Evolution’ (Sosyal Evrim) adlı kitabının 214'üncü sayfasında çok ilginç bir deneyden bahsedilir.

Erkek hindi, tabiattaki bütün diğer erkek hemcinsleri gibi sürekli seks arayışı içindedir.

Bilim adamları tahtadan yapılmış, gagası ve gözleri bile olmayan bir oyuncak hindiyi yerden biraz yükseklikte duracak şekilde yerleştirirler.

Seks arayışı içinde olan erkek hindi, anında bu oyuncak hindinin arkasına geçer.

Ve havaya sıçrayarak bu tahta oyuncak ile cinsel birleşmeyi gerçekleştirmeye çalışır.

Dışardan zorla engellenmediği takdirde de kendince işi başarıncaya kadar zıplayıp durur.

Aslında ilk bakışta komik olan bu görüntü, üzerinde biraz düşünüldüğü takdirde son derece de acıklıdır.

Üstelik tabiat, erkek cinsinin böylesine abuk davranış örnekleriyle doludur.

Örneğin, erkek yılanlar, ölmüş olan dişi yılanlarla uzunca süre birlikte olmakta hiçbir sakınca görmezler. (Descent dergisi Vol.2, sayfa 30).

Canlı bir eş yakınlarına gelince, ancak oradan ayrılırlar.

Kurbağa dünyasında ise işler biraz daha tehlikelidir.

Erkek kurbağa azdığı zaman, önüne çıkan canlı her kurbağa ile cinsel ilişkiye girebilir.

Bu nedenle erkek kurbağalar, istenmeyen bir durumla karşılaşmamak için kendilerine özgü bir ‘beni bırak’ (release call) sesi geliştirmişlerdir.

Erkek azmış kurbağa, ancak bu sesi duyunca yanlışlıkla birleşmeye başladığı erkek kurbağayı bırakır. (Tivers 1985, sayfa 214).

O gün herhangi bir nedenle arkadan yakalanan erkek kurbağanın eğer sesi kısıksa, sonuç kendisi açısından oldukça trajik olabilmektedir.

***

Bu örneklerden yüzlerce vermek mümkün.

Ancak bu kadarı bile hayvanlar dünyasında erkek cinsinin seks konusunda nasıl da acıklı bir durumda olduğunu göstermeye yeter.

İnsanların beyni gelişti diye -ki bu bir varsayımdır ve çoğu zaman gündelik hayattaki örneklerle bu varsayımın kanıtlanması mümkün değildir- erkek cinsinin insanlar âleminde farklı davrandığını sanmak da yanlıştır.

David Buss ve D. P. Schmitt, Psychological Review Dergisi'nin 100'üncü sayısına 1993 yılında yazdıkları ‘Sexual Strategies Theory: An Evolutionary Perspective on Human Mating’ (Seksüel Stratejiler Teorisi: İnsan Cinsel Birleşmesi Üzerine Bir Evrimsel Perspektif) adlı çalışmalarında (204-232 sayfalar arasında) son derece ilginç bir deneyi aktarıyorlar.

Amerika'da üniversite kampusunda yakışıklı bir erkek, yolda yürümekte olan bayan öğrencilere tek tek yaklaşıp seks yapmayı teklif eder.

Kadınlardan tek bir tanesi bile bu yabancı adamla seks yapmayı kabul etmez.

Sonra deneyin ikinci bölümü başlar.

Bu kez de seksi bir bayan, üniversite kampusunda dolaşmakta olan erkek öğrencilerin yanına yaklaşır ve onlara seks yapma teklifinde bulunur. Her dört öğrenciden üçü, yani yanına yaklaşılan erkek nüfusun yüzde 75'i kadının teklifini hiç düşünmeden kabul eder.

Gerçi bu olayı aktaran Robert Wright, ‘Moral Animal: Why We Are The Way We Are’ adlı kitabında, bu olayda kadın öğrencilerin, fiziksel zarar görme korkusuyla erkeğin teklifine ‘hayır’ demiş olmaları ihtimalini de göz önünde tutmamızı istiyor (s.396).

Ama kadınlarda teklifin tek bir kişi tarafından bile kabul edilmemesine rağmen, erkeklerde oranın yüzde 75 olması tabii ki her halükârda önemli bir sonuç.

Ayrıca erkeklerin, durup dururken seks teklif eden yabancı bir kadından korkmamaları için hiçbir mantıki neden olmadığını da belirtelim.

***

Durum neden böyle? Bazı istisnalar dışında tabiat âleminde erkek ve kadın davranışları neden türe bakmaksızın aynı. Yani erkekler, neden gözü dönmüş hindi gibi davranmakta ısrarlılar.

Cevabı sosyal Darvinist teori veriyor.

Eğer insanın genlerinin ve zekâ yapısının Darvinist bir çizgide evrim geçirmekte olduğunu kabul edersek, cevap hayli basit aslında.

Erkek cinsi, yine tabiatta kuralı bozmayan bazı istisnalar dışında, sonsuz sayıda, birbiri ardına üreme imkânına sahip.

Yani tabiat âleminde erkek, çocuk istediği takdirde bunu çok değişik eşten, defalarca kez ve birbiri ardına yapmak imkânına sahip.

Kadın ise sadece fiziksel nedenlerden dolayı, çocuğu doğuran taraf o olduğundan fazla sayıda üreyemiyor. Bu nedenle hayvanlar âleminde dişi, hemen her durumda hangi erkekle birleşeceği konusunda son derece dikkatli ve seçici olmak zorunda.

Erkeğin böylesine dikkatli olmasına gerek yok. Kadın ise seçeceği erkekte dikkatli davranmadığı takdirde bunun maliyeti ona çok yüksek. Çünkü doğacak çocuk, yanlış seçimle baba olan erkeğin genlerine sahip olursa, anne, adamı çektiği yetmiyormuş gibi bir de çocuğunu çekmek zorunda kalacak.

Erkek ise yanlış seçimin maliyetini katiyen istemiyor ve anında başka eş aramak için yola düşüyor.

(YARIN: 1- Doğum kontrol hapının Darvinsel evrimde etkisi ne olmuştur? 2- Viagra hapına gelen tepki anormal midir? 3- Evlilik rasyonel bir kurum mudur? 4- Serdar Turgut'un yaşamı, hayvanlar âlemindeki trendler bağlamında ne anlama gelmektedir ve 5- Rana, sosyal Darvinizm teorisine göre neden dişiler âlemindeki hiyerarşik sıralamada üst grupta yer almaktadır, sorularına cevap arayacağız.)













Yazarın Tüm Yazıları