Paylaş
The New York Times'ın efsanevi ismi A.M. Rosenthal gazetedeki son yazısını geçen hafta yazdı.
Yazıdan ve daha sonra kendisinin verdiği demeçlerden Rosenthal'ın gazete yönetimine kırgın olarak 56 yıllık Times kariyerini noktaladığı açıkça belli oluyordu.
Gerçekten de gazetenin patronluğunu babası ‘Punch’dan devralan Arthur Schulzberger Jr., 15 gün kadar önce Rosenthal'i bürosuna çağırmış ve köşe yazılarına son verdiklerini tebliğ etmişti.
Times yönetimi, gazeteye 17 yaşında girmiş, birçok üst kademe görevden sonra 20 küsur yıl bu önemli gazetenin genel yayın yönetmenliğini yapmış, sonra da zorunlu emeklilik yaşı 65'i bulunca da mesleğine köşe yazarı olarak devam etmiş bir insanı kovmuş olduğu gerçeğini tabii ki kabul etmiyor.
Ama sonuçta olayda tek taraflı iş akti feshi olduğu için olayın adı da kovulmaktan başka bir şey değil tabii ki.
*
Rosenthal veya yaygın bilinen adıyla ‘Abe’ gerçekten efsanevi bir isimdir gazetecilik sektöründe.
Bugün Times modern çağı yakalamakta bu kadar başarılıysa bunu Rosenthal'in genel yayın yönetmenliği döneminde yapılan atılımlara borçludur.
Üstelik son yazısını yazdığı güne kadar da hep başarılıydı. Genel yayın yönetmenliğini 12 yıl önce bıraktıktan sonra başladığı köşe yazılarında da performansı çok iyiydi.
Buna rağmen genç patron, gazeteyi ve gazetenin köşe yazılarını gençleştirme planı çerçevesinde ihtiyar ustayı ‘yedi’.
*
Tabii ki Abe'in gazetedeki görevinin sona erdirilmesi New York Times'a da haber oldu.
Acaba bu zor konuyu nasıl işlemişler diye merakla okudum yazıyı.
Objektifti tabii ki yazı. Times özellikle kendisinin taraf olduğu konularda daha da objektif davranır ki başka gazetelerden ‘olayı çarpıttı’ diye eleştiri almasın.
Yazıyı yazan muhabir, Rosenthal'in başarılarından söz ederken aynı zamanda onun yine efsanevi boyutlarda olan sinirinden, ani patlamalarından, birçok insanı kırmış olmasından da bahsediyor.
Diyor ki yazısında: ‘‘Rosenthal çok sayıda gazeteciye meslek hayatında büyük başarılar tattırmışken bazı durumlarda da gazetecilerin meslek yaşamına nokta koyduğu anlar olmuştur.’’
*
Bu yazının altındaki imza Clyde Haberman'dı.
Kafamı tırmaladı bu isim. Bir yerde mutlaka okumuştum onun hakkında bir şeyler.
Hemen A.M. Rodsenthal'in Times'taki meslek yaşamını konu alan, Joseph C. Goulden tarafından kaleme alınmış ‘Fit to Print’ adlı kitabı karıştırmaya başladım (Fit To Print: A.M.Rosenthal and His Times, Lyle Stuart Inc. 1988, 486 sayfa)
Kitabın indeks bölümünde Clyde Haberman'ın da adı vardı.
Kitabın 274-275'inci sayfası ona ayrılmıştı. (Daha sonra baktım aynı konu Gay Talese'in ‘The Kingdom and The Power’ adlı kitabında da çok detaylı bir şekilde ele alınmış, s. 449-455.)
1966 yılında Rosenthal genel yayın yönetmenliğinin ilk yıllarını yaşamaktadır.
Clyde Haberman da o yıl gazeteye alınmış genç bir stajyerdir.
Ona verilen görev çeşitli ünüversitelerde öğrencilere çeşitli adlarda verilen ödüllerin tam listesini gazeteye yazmaktır.
Gayet tabii ki bu son derece sıkıcı bir iştir ama bu her stajyerin gazetede atlatması gereken zorunlu bir tür askerliktir.
Haberman genelde bu listeleri eksiksiz yazar gazeteye.
Ancak 1966'nın o haziran günü Haberman listelerden bir tanesine bir roman kahramanının adını da ekleyip, hayali bir ödül yaratır.
Amacı gazete yayına girmeden bunu çıkarmaktır ama bunu yapmayı unutur.
Gazetede liste ertesi günü Haberman'ın eklediği hayali ödülle birlikte yayınlanır.
*
Rosenthal olayı duyunca küplere biner.
Haberman'ı çağırır. Genç adam ‘‘Bir anlık hataydı’’ der.
Rosenthal ‘‘O bir an senin gazetecilik yaşamını bitirdi’’ der ve genci kovar.
Times'ta çalışmak tek hayali olan genç manen bitmiştir. Rosenthal ancak üç yıl sonra yumuşayıp, onu göreve geri alır.
İşte bu genç, yıllar sonra kendi hayatında böylesine önemli yeri olan bir insanın bir anlamda ‘‘mesleki yaşamının ölüm ilanını’’ yazmakla görevlendirildi.
Bizim meslek böyle ilginçtir işte...
Paylaş