Serdar Turgut: Milli meselemiz artık sıktı!

Serdar TURGUT

KKTC vatandaşları beni çok şaşırttılar! Dünyanın en tembel insanları sıralamasında belki de bir numarada olan KKTC'liler, birkaç gün önce nümayiş yapmak ve Meclis basmak gibi kinetik enerjinin gerekli olduğu bir işe giriştiler.

Bu insanları ben ilk kez belirli bir amaç için bu kadar kararlı hareket ederken gördüm.

Daha önce önlerine sunulan hiçbir amaç, örneğin memleketlerinde anlamlı bir ekonomik girişim yapmak, faydalı yatırım yapmak, girişken olmak, üretim yapmak gibi şeyler, onları hareketlendirmeye yetmedi.

Eeee ne de olsa Türk kanı taşıyorlar. Türkler, meseleleri para olmadığı takdirde harekete geçmekte son derece zorlanırlar.

Ancak ‘‘para’’ denildi mi en aptal bakışlı göz bile canlanır, beyinler hayatta ilk kez şarj olur ve yıllardır alışılmadık bir şeyi yapar; düşünmeye başlar.

Bazen kendi kendime düşünüyorum da, bir zamanlar işçiye, köylüye insanlar arası kardeşlikten, özgürlükten filan bahsetmek yerine onlara doğrudan para teklif etseydik, acaba bu memlekette sosyalizm bile kurulur muydu, bunu merak ediyorum vallahi.

KKTC'liler de şimdi para için ayaklandılar.

* * *

Bu parayı bizden alacaklar, haberiniz olsun.

Yani Türkiye'deki aşağılık insanların batırdığı bankaların paralarını ödemek için çalıştığımız yetmiyormuş gibi, şimdi de KKTC'deki ahlaksızların batırdığı paraları ödemek için çalışacağız.

Fazla mesai yapmamız gerekebilir yakında, bunu da bekleyin.

Çok enteresan bir argüman var, bu arada onu da hatırlatayım.

Bazı Kıbrıslı yazarlar şöyle bir teoriyi savunuyorlar: KKTC'de yatırımın, üretimin olmamasının sorumlusu Türkiye'ymiş. Türkiye sanki harika durumdaymış gibi her yıl bu ülkeye dolarları sayıp duruyor ya, işte KKTC'liler bu paranın gelmesine alıştıkları için fazla çalışma ádetini edinememişler.

Anladınız değil mi?

Aslında ben bu argümana tamamen katılıyorum. Hemen bugün keselim para göndermeyi ve KKTC'liler de çalışma hayatına artık atılma planları yapmaya başlasınlar yavaş yavaş.

Bankalarda batan parayı da kim halka ödemeyi söz verdiyse, nereden para bulacaksa o bulsun.

İsterse gidip İngiltere'de kebapçılardan, manavlardan, kapıcılardan dilensin. Onlar şimdi İngiliz vatandaşı olabilirler, ama bana denildiği gibi doğdukları ülkeyle hiç de ilgilenmediklerine inanmak bile istemiyorum. İngiliz Sterlini'nin Türk Lirası karşısındaki değeri çok fazla. Orada birkaç milyon toplandı mı banka borçları tık diye ödenir biter.

* * *

Kafamı daha da bozan şey nedir, biliyor musunuz?

KKTC paraları bizden alır, elektriğini, suyunu kendisi üretemez, güvenliği bizden sorulur.

Ama buna rağmen KKTC yasaları, Türkiye yasalarından daha demokratik.

İşte bu canımı sıkıyor, yemin ediyorum.

Adam Meclis basmış.

Bizde iki tane ergen çocuk Meclis'te pankart açtı diye neredeyse haklarında idam istenecekti, orada Meclis bastıktan sonra gözaltına alınanlar bir gün içeride tutuldu. Bir gün daha gözaltının sürmesi için savcı ek süre istedi.

İşte bu koyuyor bana ya! İngiltere'de, Almanya'da olan demokrasiyi fazla kıskanmıyorum. Kıskansam da onlara kızmıyorum; çünkü Almanların filan kendilerine yetecek paraları var, bize ihtiyaçları yok.

KKTC'ye ise kızıyorum gayet tabii ki. Onların demokrasisini biz finanse ediyoruz, oradaki vatandaşların hakları bizdekinden fazla.

Bu çelişki düzeltilsin. Sinirimi daha fazla bozmayın benim. Ya KKTC'deki tüm yasalara bizim hukuk sistemimizde bulunan antidemokratik maddeler hemen eklensin, ya da bizim yasalarımız KKTC yasaları örnek alınarak hemen değişsin.

* * *

Şunu bilin ki, KKTC'liler eskiden de bizden fazla hoşlanmazlardı. Şimdi Rum saldırılarını hatırlamayan genç kuşak ortalıkta olduğu için bugünlerde bizi iyice dışladılar.

Buna bir itirazım yok; ancak durum böyleyken, her sorun çıkışta ağlayarak bize gelme ádetinden vazgeçsinler.

Ve şunu da unutmayın ki, yakında bir sürpriz olur da Ada'da iki taraf anlaşırsa, KKTC'liler Avrupa vatandaşı olarak dünyada serbestçe dolaşacak, bizim ise Kıbrıs'a bile girmek için vize almamız gerekecek.

Bakın yine kızmaya başladım meseleleri hatırlayınca. Para yollamayı bugünden itibaren kesin, tamam mı?