Paylaş
Borsada oynayan gazeteciler
IMF Türkiye masası şefinin basın toplantısı sonrasında yaşanan borsa paniği döneminde bir kaç gazetede köşe yazarları borsa manipulasyonları meselesini gündeme getirdiler.
Bu yazılarda gazetecilerin de yazdıkları yazılarla, haberlerle borsayı kendi çıkarlarına uygun biçimde yönlendirdikleri söylendi.
Bu tür yazılarda genel suçlama yapıldığı zaman namusuyla iş yapmaya çalışan yüzlerce gazeteci de töhmet altında kalıyor.
Somut suçlamalarda olayı mümkün olduğunca somutlaştırmak ve ad vererek ahlaksız davranışı sergilemek en doğru yol bence..
Zaten gazetecinin işi de bu.
Üstelik ad verilmeyince kamuoyunda ‘Bak, işi yapan gazeteci olunca birbirlerini nasıl da koruyorlar. Başkası bunu yapsaydı şimdi adamın burnundan getirirlerdi’ fikri doğal ve haklı olarak doğuyor.
Bu da okuyucunun zaten sallanmakta olan güveninin daha da azalmasına yol açıyor.
*
Suçlamayı yapan arkadaşların bir bildiği vardır elbet.
Açıkça söyliyeyim ben köşe yazısı yazarak veya haber yaparak borsayı kendi yatırımları çerçevesinde oynatan gazeteci tanımıyorum.
Çok eskiden, borsanın ilk emekleme dönemimde bir kaç münferit olay olmuş, gazete yönetimleri de bunları tesbit etikleri anda arkadaşların işine son vermişlerdi.
Bu gibi etiksel meselelerde en hassas olan ülkelerde bile zaman zaman böylesine olaylar ortaya çıkar.
Çünkü burada diğer etiksel meselelerden farklı olarak mesele net değil, arada başka sorunlar da var.
Her ülkede hangi meslekten olurlarsa olsunlar insanlar geleceğe yönelik, kendilerini ve ailelerini finansal koruma altına alacak yatırım yapma özgürlüğüne sahipler.
Bu geleceğe yönelik yatırımlardan en başta geleni de borsada kağıt almaktan oluşuyor.
Gazeteciler de doğal olarak bu hakka sahipler.
Dolayısıyla bir hak kısıtlamasına gidilecekse, özellikle ekonomi muhabirlerinin hakkında yazdıkları sektörde yatırım yapmaları engellenecekse çok dikkatli olmak ve diğer hakları olan kendi geleceklerini düşünme hakkını da çiğnememek lazım.
(Bu noktada açıklamalıyım ki ne benim ne de eşimin borsada tek bir kuruş yatırımımız yoktur.)
*
Durum böyle olunca büyük medya şirketleri bu konuda kıstaslar koymakta bayağı zorlanıyorlar.
Bu konuda uzun uzun düşünmüşler. Davet gezileri, hediyeler konusunda net kurallar koyarken fazla zorlanmamışlar ama yukarda anlattığım nedenlerden dolayı bu konuda oldukça zorlanmışlar.
Bakın Amerika'da bazı medya şirketleri meseleyi sonunda nasıl halletmiş.
GANNETT CORP.: USA TODAY de dahil olmak üzere tam 73 günlük gazete sahibi olan bu şirkette geçtiğimiz Haziran ayında etik kuralları yeniden saptandı. Buna göre hisse senedine yatırım yapan gazeteci bunu anında gazetesinin yönetimine ve yazdığı ilk haberde de okuyucusuna açıklamak zorunda.
NEW YORK TIMES: Business ve Finance bölümlerinde çalışan gazetecilerin hakkında yazı yazacakları sektördeki şirketlere ait hisse senedini satın almaları kesin olarak yasak. Gazetenin diğer bölümündeki gazetecilerin ise borsada kısa vadeli ve agresif işlemler yapmaları yasak. Bu tür işlemler manipulasyona en çok açık olduğundan gazetecilerin örneğin iki hafta içinde hisse satın alıp tekrar satmaları engelleniyor.
THE WALL STREET JOURNAL'da ise gazetecilerin satın aldıkları hisse senedini sadece altı ay ellerinde tutmalarına izin var. Böylece onların çok kısa dönemde ve uzun dönemli spekülasyon yapmaları engelleniyor.
*
Gördüğünüz gibi mesele karmaşık olduğu için önlem alınması da çok zor oluyor.
Her konuda yasaklamaya gitmek tabii ki savunulacak bir tavır değil.
Ancak meselenin bir de öteki yüzü var.
Gazeteler mesleğin yapılışını ilgilendiren etiksel konularda işi sadece gazetecinin bireysel ahlakına bırakmamalılar.
Mesleğin içinde bulunan insanların büyük bölümünün son derece ahlaklı ve bu tür konulara dikkat eden insanlar olduğuna şüphem yok.
Ama bir kişinin yapacağı ters hareket bile sonunda tüm sektörü töhmet altında bırakabilir.
Galiba yapılacak en iyi şey şeffaflık getirmek.
Gannett şirketi nasıl yatırım yapan gazeteciden bunu yönetime ve okuyucularına açıklamasını istiyorsa bizde de bu kural olarak konulabilir.
Böylece okuyucu açıklamasını gördüğü gazetecinin sektörle ilgili bir haberini okurken yapılmış olan açıklamayı da göz önüne alarak kararlarını daha sağlıklı verecektir diye düşünüyorum.
Yani haberi yazanın çıkarlarını da şeffaf olarak görünce o haberi doğru değerlendirme imkanı da doğal olarak doğar.
Böylece ne gazetecinin uzun dönemde kendisini finansal açıdan koruma hakkı elden alınmış olunur ne de okuyucunun doğru enforme olma hakkı zedelenir.
Paylaş