Serdar Turgut: Köşe yazarı sayısı fazla mı?

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

BEN Hürriyet'te yazı yazmaya başladığım ilk günlerde ‘‘Türkiye'de zaten 600 köşe yazarı var, bir de bu eksikti başımıza’’ yorumları yapılıyordu.

Aradan 5 yıl geçti, şimdi de aynı şey söyleniyor ve ‘‘600 köşe yazarı var ve bunlardan çoğu da bu adam gibi yazıyor’’ yorumu sürdürülüyor.

Burada bilimsel bir hata var, bu kesin.

Benim yaptığım hesaplamalara göre şu anda, arada bir dışarıdan yazanlar da dahil edilirse sayıma, Türkiye'de köşe yazarı sayısı 750'yi rahatlıkla aşmış durumdadır.

Son iki yıl içinde sadece benim arkadaşım olan beş kişi köşe yazısı yazmaya başladı. Varın durumdaki vahameti, sayıdaki artış hızındaki muazzamlığı siz düşünün artık.

* * *

Yine son beş yıldır arada bir bazı köşe yazarları yazı yazıp, ‘‘Bu kadar fazla köşe yazarına ne ihtiyaç var ki’’ sorusunu gündeme getiriyorlar.

İnsan bu soruyla başlayan bir köşe yazısının sonunda, yazarın ‘‘Bari ben köşe yazısı yazmayı bırakayım da vatana millete hayırlı bir iş yapmış olayım’’ açıklamasını bekliyor.

Ama bu açıklama maalesef hiç gelmiyor ve sayının artmasından şikáyetçi olanlar bu şikáyetlerine yol açan sayı kabarması sorununu direkt olarak çözecek en kolay adımı atmadıkları için veri durumda bir değişiklik katiyen olmuyor.

(Bu öneriyi daha önce Engin Ardıç yaptı, ama bugüne kadar kimse uymadı bu çağrıya. Bugün bari ben yine hatırlatayım dedim de.)

* * *

Bugün bizim sektörde hiçbir yazar kendisinin fuzuli olduğunu kabul etmez. Herkes kendisi dışındaki yazarların fazla olduğu kanısında. Durum böyle olunca da herkesin ‘‘köşe yazısı yazmasına son verilmesi gereken insanlar listesi’’ tamamen farklı.

En azından 700 farklı liste var ortalıklarda dolaşan.

Aslında patronlar da rahatsız köşe yazarı sayısının artmasından, ama onlar da ne yapacaklarını şaşırmış durmdalar. Hangi listeye inanacaklar, hangi liste en objektif, bunu bilmelerine imkán yok.

Genel yayın yönetmenlerinin yaptığı listeye de pek güvenemiyorlar; çünkü bizim memlekette genel yayın yönetmenleri de yazı yazıyor ve sadece bu nedenle bile onların yaptığı liste anında objektivitesini yitiriyor.

* * *

Bu memlekette okuyucu profili değişmediği sürece hiçbir köşe yazarından kurtulmamız bence mümkün değil.

Ortalama 30 yıldır hemen her gün aynı şeyi tekrarlayan köşe yazarlarının bile sıkı bir okuyucu kitlesi var.

Örneğin, bir gazetemiz tüm varlık nedenini bu tür yazarları bir araya toplama yeteneğine borçlu.

Şimdi o gazetedeki yazarlar ölmesin diye gazete binasında hastane açmayı düşünüyorlarmış.

Her yazar ölüşünde onun okuyucuları ya gazete okumaktan tamamen vazgeçip kendilerini düşkünler evindeki odalarına kilitliyorlar, ya da ölen yazarlarının acısına dayanamayarak ondan birkaç saat sonra filan hayata veda ediyorlar. Bunların doktor raporunda ölüm nedeni hep ‘‘aşırı ihtiyarlık nedeniyle’’ olarak geçiyor.

Dolayısıyla o gazete yönetimi, yazarlarının ölmemesi için her türlü gayreti gösteriyor. Bir rivayete göre o köşe yazarlarının bir bölümü çoktan öldü, ama gazete yönetimi onun eski yazılarını basarak durumu idare ediyor.

Kimse durumu çakmıyor doğal olarak; çünkü yazar hayatta olsa da zaten aynı yazıyı her gün tekrarladığından bir şey fark etmiyor.

* * *

İşte bizim sektörde durum böyle.

Boşuna kimse yazar sayısı fazla diye yazılar yazıp durmasın, bir memlekette talep varsa arz da vardır (Yazının bu aşamasında televoleci ekonomistlerin gözlerinin nemlenmeye başladığını hisseder gibiyim).

Herkesin okuyucusu olduğuna göre ve üstelik her yazar da kendisinin en çok okunduğuna kesin olarak inandığına göre, o zaman yapılacak hiçbir şey yoktur.

Ben eskiden kötü yazan ile iyi yazanın zaman içinde ayrışacağını ve kötü yazanların sektörden temizleneceğini filan düşünürdüm.

Ancak bunun imkánsız olduğunu gördüm. Çünkü bunun olabilmesi için ilk önce okuyucunun sıkı bir şekilde temizlenmesi gerekiyor, bu da imkán dahilinde olmadığından böyle gelmiş böyle gidecek.

Gelecek yıl köşe yazarı sayısının 800'e vurmasını bekliyorum ben.

Yazarın Tüm Yazıları