Paylaş
YEREL sorunlar konusunda tartışmaya girmiş olan taraflar hakkında kolaycı soyutlamalar yapmanın yanlışlıklara yol açacağını dün yazmıştım.
Yalıkavak'ta yapımına başlanan marinayla ilgili olarak yapılan en büyük genelleme, burada marinaya taraf ve karşı olanların olduğudur.
Böyle bir ikilem yok Yalıkavak'ta.
Kimse Yalıkavak'ta bir marina olmasına karşı değil, ben de değilim.
Tartışma konusu, marina olsun mu olmasın mı değil, marina Yalıkavak'ın neresinde yapılsınla ilgilidir.
Yalıkavak'ın çoğu denizci olan yerlisi, marinanın yerinin yanlış olduğunu düşünüyor.
Olaya uzaktan sahip çıkmaya çalışanlar, zahmet edip meseleyi yerinde inceleselerdi, zaten kendileri de meselenin nerede yattığını görebilirlerdi.
Taa dedelerinden beri bu denizlerde dalan, ekmeğini denizden çıkaran insanlar, şu anda inşaatı sürdürülen yerde marina yapıldığında koyun birkaç yıl içinde ölmeye başlayacağını söylüyorlar.
İşte bu nedenle inşaata karşı yerel muhalefet çok fazla.
***
İstenseydi bu marina çok daha farklı bir yere yapılır ve buradaki halkın yüzde 100 desteğini de alarak yoluna devam edilirdi.
Neden illa da burası denilince bir cevap alamıyorsunuz.
Seçilen yere karşı olanların düşüncesi şu: Marina kasabanın önüne, koyun da içine yapıldı; çünkü burada büyük bir rant yaratma potansiyeli var.
Doğal olarak marinayla birlikte alışveriş blokları da yapılacak. Tam 70 dönümlük yeni bir arazi alanı oluşturuluyor şu anda ve deniz de dolduruluyor.
Arazi burada çok değer kazanır. Marina denize ve doğal yaşama zarar vermeyecek başka bir alanda yapılsaydı, böyle bir rant yaratabilmek imkánsız olurdu.
Onun için ısrarla bu yer seçildi ve devam ediliyor.
***
Projeyi yürütenler bir tuhaf davranıyorlar.
Örneğin, bir gün önce demeç veriyorlar; helikopter alanı da dahil olmak üzere, 60 dükkán, 3 restoran filan yapılacak marinaya diye.
Ertesi gün bunu gündeme getiriyorsunuz, hemen bir proje açıp gösteriyorlar size ve bu kadar dükkánın yer almadığını söylüyorlar.
Sonra siz onlara inanarak gidip karşı olanlara söylüyorsunuz bu durumu. Onlar da otoritelere sunulan başka bir projeyi bulmuşlar. Ve evet, o projede çok fazla inşaat alanı var. 60 dükkánlık bölüm de yer alıyor bu projede.
Anlayacağınız, birkaç proje ortada dolaşmakta ve sonuçta hangisinin uygulanacağı da şüpheli.
Büyük ihtimalle de dükkán alanı yaratılacak; çünkü marinanın en ateşli taraftarları arasında bu dükkánlardan kendilerine pay düşeceğini sanan insanlar yer alıyor.
***
Yalıkavak yerlileri arasında marinayı isteyen bölüm de var. Onlar gayet tabii ki bir marina inşa edildiği takdirde gelecek turistin kasabada para harcayacağını uman dürüst insanlar.
Ancak ne yazık ki bu konuda benim büyük şüphelerim var.
Bir kere eğer bir projeye inanırsan marinada dükkánlar, restoranlar zaten olacak ve gelecek yat sahibi, eğer alışveriş yaparsa, ihtiyacının büyük bölümünü buradan karşılayıp gidecek.
‘‘Eğer alışveriş yaparsa’’ dedim. Bu da şundan kaynaklanıyor: Yat sahibi olanlar, özellikle Avrupalı yatçılar öyle sanıldığı gibi çok zengin insanlar değiller.
Çoğu orta gelirli ve emeklidir. Harcamalarını da dikkatli yaparlar. Bağlandıkları marinalarda karaya çıkıp öyle fazla para da harcamazlar.
Zaten paraları da olsa işin keyfi yatta pişirip yemektir.
Bazı temel ihtiyaçlarını marinada var olan dükkánlardan karşıladıklarında, bu harcama potansiyelinden kasabadaki esnafa büyük pay düşeceği de çok şüphelidir.
***
Özetleyelim meseleyi.
Burada kimse marina yapılmasına karşı değil, marina inşaatının yapıldığı yerin yanlış olduğu düşünülüyor.
Bunu kanıtlayan bilimsel çalışmalar da var.
İnşaatı yaptıran kişi bilgisayar simülasyon modeli yaptırdığını, koyun kirlenmeyeceğini söylüyor.
Yalıkavak'ta bir günde hava dört kez, deniz üç kez değişiyor, tabiat sürekli oynaşıyor. Ve yıllarını, canını, sağlığını denize vermiş insanlar o simülasyon programından farklı konuşuyor. Ben onlara inanıyorum.
Tabii insanlar para kazanacak yatırım yapınca. Tabii ki yatırımlar Yalıkavak gibi turizm dışında başka hiç geliri olmayan bir yer için hayati önemde. Ancak bu öyle diye, sırf rant yaratılacak, yatırımcı parasını kolay kazanacak diye de Yalıkavak'ın geleceğini tehlikeye atmamamız gerektiğini düşünüyorum.
Tehlikenin ne olduğunu da yarın yazacağım.
Paylaş