Serdar Turgut: Kim MİT ajanı?

Serdar TURGUT

Son zamanlarda yeni bir gelişme yaşandı. Bazı insanlar basın içinde MİT ajanları olduğunu iddia ettiler.

İsimler filan verdiler...

Sayılar söylediler. 20 kişi varmış böyle en azından.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 2 bin yılı içindeki ikinci hatasını yaparak bu iddiayı ciddiye aldı.

İlk hatası, bana köşe yazarı ödülü vermeleriydi.

Sonra tuhaf açıklamalar birbiri ardına gelmeye başladı.

* * *

En sonunda ilk ve tek rasyonel açıklamayı MİT yaptı.

‘‘Biz hiçbir zaman gazeteciyi ajan olarak kullanmadık, kullanmayız’’ dediler.

Bütün bu tartışmada ilk kez vatansever bir ses de böylece çıkmış oldu.

Bu milletin geleceğini, iyiliğini düşünen, saçmalıklarla uğraşmayı abes sayan MİT, bir sürü safsata arasında nihayet söylenmesi gerekeni söyledi.

Bölücüler, vatan düşmanları, bayrağını sevmeyenler ve bu memlekette sürekli kargaşa çıkarmak isteyenlere güzel bir ders verildi aslında MİT'in açıklamasıyla.

Ama hain sürüsü yine de durmuyor, yine kafa karıştırmaya, çamur atmaya devam ediyor.

* * *

Hiç olur mu gazeteciden MİT ajanı?

Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin şimdi; o her gün yazılarıyla, haberleriyle karşınıza çıkan, ekrandan size haberler okuyan o güzel, temiz yürekli, memleketi için saçını başını süpürge yapan insanlar hiç gizli bir yaşama sahip olabilirler mi?

Böyle bir şey olabileceğini iddia edenler ya cahiller, ya da dayak yememişler.

Bu memlekette gazeteci, görevini her zaman büyük bir bilinçle, başka hiçbir gücü ve kuvveti göz önüne almayarak, her zaman mesleğinin ilkelerine sahip çıkarak yapmıştır.

Ve de yapmaya devam edecektir. TAMAM MI KARDEŞİM?

Bunun aksini söyleyen beni karşısında bulur.

Öyle ad vermelerle, sayı vermelerle şerefli, namuslu, hiçbir karanlık bağlantısı olmayan, hiçbir çıkara hizmet etmeden sadece memleketi için çalışan, doğruların peşinde yılmadan koşan basını kirletmelerine izin vermeyeceğim.

Kimse benimle omuz omuza mücadele etmeye cesaret edemezse, ben tek başıma ölümüne kadar bu mücadeleyi sürdüreceğim.

Çünkü inanıyorum. Kalbim yeni doğmuş bebeğin kalbi kadar temiz, gönlüm rahat, alnım açık.

Ruhumdan gelen bu güçle de meslektaşlarımı karalamaya çalışan, ne dediği belli olmayan vatan hainlerine karşı sonuna kadar savaşacağım.

* * *

Sevgili okurlar!

Vatan hainlerine karşı söylenecek daha çok söz var.

Ancak teknik nedenlerden dolayı yazımı burada kesmek zorundayım.

Yukarıda okuduğunuz güzel yazıyı bana getiren kurye, zaten baştan beni uyarmış, ‘‘Bu sefer yazını hızlı yaz’’ demişti.

Tam cümleleri aynen bilgisayarıma kopya ediyorum, baktım yazının getirildiği kutunun üzerinde kırmızı bir ışık yanmaya başladı.

Bir yandan da mesaj geçiyor küçük ekrandan

‘‘Bu kutu kendi kendini 1 dakika içinde imha edecektir, orijinal yazıyı kutuya koyun’’ yazıyor durmadan ekranda.

Çok sinir bozucu bir şey bu. Şimdi yazıyı koymasam, kutu içi boş olarak imha olsa, bu sefer de işin yoksa uğraş bir sürü bürokrasiyle.

Yok neden kurallara tam uymuyormuşum, yok neden bu kadar dikkatsiz davranıp örgütü tehlikeye atıyormuşum, falan filan.

En iyisi mi ben bugünlük bu kadar yazayım da işler kurallarda yazdığı gibi yürüyüversin.

Hem banka kapanmadan önce şubeye de uğramam lazım. Bakalım bu kez ne kadar uygun görüp yatırmışlar hesabıma.

Yarın görüşmek üzere.

HAYDİ TÜRKİYEM İLERİ!