Paylaş
Son cinayet failini arama harekátı bana ‘‘Kaçak’’ filmini hatırlattı.
Gerçi gerçek yaşamın filmden tek farkı burada kaçan tarafın kim olduğu yolunda tek bir ipucunun bulunmaması.
Dahası kimsenin kaçıp kaçmadığı da belli değil net olarak.
Ama olsun, kovalayanlar görünürde çok fazla ve bu bile bana güçlü bir film efektini hatırlatmaya yetti de arttı bile.
Birileri koşuyor, kovalıyor ama neyi kovaladıklarını bilmiyorlar.
Görünürde bir şey yok ama onlar var hızlarıyla, kan ter içinde koşuyorlar.
***
Bizim polislerimiz, uzmanlar galiba pek iyi eğitilmemişler.
Yani gözlerinin önünde o kadar çok delil varken hálá daha katili enseleyip adalate nasıl olup da teslim edemediler akıl alacak gibi değil.
Şimdi küçük bir adli tıp bilimi ufuk turu yapalım, delilleri alt alta dizelim.
Bunu yapınca göreceksiniz ki katil kendiliğinden ortaya çıkacak:
1- Cinayeti işleyen kişi veya kişileri kimse görmedi.
2- Bütün izlerin bulunduğu arabanın üzerine yangın söndürülsün diye su boca edildi, izler tamamen silindi.
3- Bombada kullanılan bazı günlük maddelerin yaklaşık iki yıldır piyasada satılmadıkları anlaşıldı. Yani alışverişten yola çıkarak da katilleri bulmak mümkün değil.
4- Dahası -ki bence bu olayın en fantastik bölümü- bombanın Türkiye'de olabilecek her türlü terör örgütü tarafından imal edilmiş melez bir bomba olabileceği açıklandı.
Medya buna bomba kokteyli diyerek olaya son damgasını da vurdu.
***
Bütün bu deliller ortadayken bizim yetkililer hálá daha neden sonuca varamadılar, anlamak gerçekten mümkün değil.
Soyutlama yapmayı bilmiyorlar bence, bütün mesele burda.
Aynı delil malzemesine bakarak ben cinayeti kimin işlediğini anlamış durumdayım.
Bunu da şimdi açıklıyorum.
Evet eldeki deliller son cinayeti AUSTIN POWERS adlı uluslararası ajanın işlediğini göstermektedir.
Bizimkilerin hiç durmadan tekrarladıkları ‘dış bağlantı’ işte budur aslında.
Austin Powers'ın bir an önce yakalanması için kırmızı bülten çıkarılmalı, İnterpol alarma geçirilmelidir.
Austin Powers yakalanıp gözaltına alındığnda sorgusu sırasında çok önemli açıklamalar yapacağına da inanıyorum.
Türkiye'deki bütün faili meçhul cinayetleri aydınlatırsa da şaşırmayın, tamam mı?
***
Sabancı cinayetinin faili kadının yakalanması birçoğunuzun yüreğini rahatlatmış olabilir.
‘‘Bak işte arada bir de katili yakalıyorlar canım’’ diye konuşmuş da olabilirsiniz bu haberin duyulmasından sonra.
Ancak bu haber bile bendeki depresyonu artırdı.
Düşünsenize, bu cinayet neredeyse naklen yayın yapılarak işlenmişti.
Katiller adeta kameralara poz vere vere binaya girmişler, piyeste rol alırcasına kare kare fotoğraf çektirerek yapacaklarını yapmışlardı.
Bu cinayet dünya tarihine ‘faili en çok belli olan cinayet’ olarak geçti aslında.
Bütün bunlara rağmen katil olduğu iddia edilen kadın üç yıl sonra yakalanabildi.
O da tesadüfen oldu ha.
Belçika polisi tamamen şans eseri başka bir olayı araştırırken aranan kadını ele geçirdi.
Yani şimdi böylesine açık bir cinayette bile fail üç yıl sonra Belçika'da tesadüfen yakalanabiliyorsa...
O zaman son cinayette yukardaki delillerden yola çıkılarak ya kimsenin katiyen yakalanamaması lazım...
Ya da benim dediğim gibi bu işi Austin Powers'ın (uluslararası ajan) üstüne yıkacağız ve kurtulacağız.
Başka çare yok.
Bir kez onu içeri alalım gerisi kolay.
Nasıl olsa itiraf ettiririz.
Hatta yeri gelmişken 10-20 yıl öncesinin cinayetlerini de çözüveririz bu arada.
Hem bakın bunu yapmanın tam da sırası, çünkü MGK da sinirlendi artık ve ‘Bu cinayet mutlaka çözülsün’ diye emir verdi.
MGK'yı da fazla kızdırmamak lazım.
Devlet yetkilileri benim önerimi dinlesinler de hepimiz biraz rahatlayalım, tamam mı?
Paylaş