Paylaş
SON zamanlarda Türkiye'de yeni bir meslek dalı türemeye başladı.
Kadınların derinliğini ve gizemini araştırma-inceleme meslek dalı bunun adı.
Bu yeni meslek dalını seçenler arasında hem kadın hem de erkek cinsinden olanlar var gayet tabii ki.
Ancak erkek teorisyenler meslek dallarında çok daha faaller.
Onlara göre kadınlar inanılmaz derecede esrarengiz varlıklar ve biz erkekler ne kadar gayret edersek edelim onları tamamen anlamamıza imkán ve ihtimal yok.
Anlayacağınız bu yeni meslek dalında iş tutanların işsiz kalmaları imkánsız çünkü kendilerine öylesine bir araştırma konusu seçmiş durumdalar ki konu maşallah hiç sonuçlandırılamıyor.
Yani diyorum ki bazen kendi kendime keşke ben de bu yeni araştırma alanında faaliyet gösteren bir kişi olsaydım. O zaman Türkiye'deki ekonomik buhranlar beni hiç ilgilendirmezdi, işsiz kalma korkusu hiç yaşamazdım.
* * *
Kadın teorisyenler işe sonradan bulaşmaya başladılar aslında.
İlk önce onlar kendileri hakkında erkek teorisyenler tarafından söylenen lafları pek anlamamışlardı.
Bu da son derece doğaldı.
Çünkü açıkça söylemek gerekirse erkekler konuyu gündeme getirinceye kadar onlar kendilerinde bu kadar fazla gizem, derinlik, esrarengiz mistik özellikler olduğunun farkında değillerdi.
Erkek kadın-erkek ilişkisi uzmanları bu konuda yaza yaza onları da sonunda meraklandırdılar.
Bu kadar yazı yazılıyorsa bu konuda işin içinde bir iş olmalı dediler kadınlar ve sonunda kendi gizemlerini araştırnaya başladılar.
Birçoğu uzun araştırmaya rağmen bahsedilen gizemli mistik özellikleri bulamadılar bir türlü.
Bir kısmı ise bu yeni meslek dalında iyi ekmek parası olduğunu görmüş olsa gerek ki onlar da teoriye başladılar.
Kendilerini de dolduruşa getirdiler bu arada ve sonuçta kadınların gerçekten son derece gizli derinlikte, gizemli mistik özellikleri olduğuna onlar da inanmaya başladılar.
* * *
Haydi kadın teorisyenlere bir şey demiyorum, sonuçta onlar kendilerini anladığını söylüyorlar ve bu da çok doğal, her insan kendisini başkalarından daha iyi anlar da, kadınları gerçekten anladığını yazan söyleyen, var olduğu iddia edilen büyük gizemi sonunda keşfettiğini söyleyen adamlar var ya, onlar bana son derece komik geliyorlar.
Çünkü böyle konuşmaya başladıkları andan itibaren anlıyorsunuz ki anladıklarını söyledikleri şeyi katiyen anlamamışlar. Yani hiç durmadan kadınları anladığını söyleyip duranlar aslında kadınları bence en az anlayanlardır.
Gerçekten çözümleselerdi kadınları, sonuçta aynen erkeklerde olduğu gibi hemen bütün kadınların birbirine benzediklerini, aynı tavırları aldıklarını, aynı beklentileri olduğunu görürlerdi. Dolayısıyla da konudan sıkılırlardı, ben kadınları anlarım diye konuşmak onlara da tuhaf gelirdi ve susarlardı.
Susmadıklarına göre mesele vahim durumda olmalı.
Belki kendileri de görüyor gerçeği, ama dediğim gibi ekmek parası kazandıkları için bu konudan, meseleyi itiraf etmiyor ve hálá gizemden bahsetmekte devam ediyor olabilirler.
Hemen hemen bütün erkekler nasıl birbirine benzerse, kadınlar da birbirlerine benzerler. İki cinste de tek başlarına fazla gizem filan yoktur, meseleler gayet basittir, bu meseleler dört bin yıldır filan aynıdır ve dünyanın sonu gelmezse aynı kalmaya da devam edecektir.
* * *
Bir de ‘esas’ kadın tarifi yapanlar var. Şöyle kadın esaslıdır, böyle kadın tam kadındır filan gibi laflar bunlar.
Ben şunu bilir şunu söylerim; kadın-erkek ilişkisinin teorisi olmaz. Hayatta doğrunun yanlışın olmadığı, herkesin kendine göre tanımlama yapmasının doğru olduğu tek bir şey varsa o da sekstir.
Bugün bir Batı ülkesinin pornografik materyel satan bir dükkánına girin, belki de hayal edemeyeceğiniz kadar farklı seks anlayışının tüketicisi olduğunu göreceksiniz.
Kadının değil, erkeğin de değil ama insanın bir gizemi vardır, o da sekstir. Beynin karanlık noktasıdır bu ve açıkça söylemek gerekirse işin doğrusu, yanlışı yoktur. Bana anormal gelen başkasının normalidir. Böyle olduğu için de hayat renklidir yoksa ‘‘ilişki teorisyenlerinin’’ söylediği gibi kadında neredeyse doğuştan var olduğu belirtilen gizli mistik özelliklerin bu işle alakası yoktur.
Son olarak şunu söyleyeyim; son günlerde gazetelerde okuduğum en güzel lafı Mazhar Alanson bizim pazar ekinde etmiş: ‘‘Ahmet Altan bir kurs açsa da tanısak şu kadınları’’ demiş.
Hay ağzına sağlık be kardeş!
Paylaş