Paylaş
Hayır kardeşim, tamamen yanılıyorsunuz bu konuda!
Bakın Goethe de yaptı bunu, James Joyce da.
Hatta Walt Whitman bütün yaşamını masturbasyona adamıştı.
Eh, sen bu adamlardan kesinlikle daha akıllı ve yetenekli olmadığına göre...
O zaman sen de yap be kardeşim, utanma ya!
Korkma burnun düşmez.
Kör de olmazsın...
***
Bütün ailem benim bir gün olgun bir insan gibi davranmaya başlayacağım umuduyla yaşıyor.
Yaşımın gerektirdiği gibi davranmıyor muşum, artık biraz ciddi olmalıymışım.
Aslında ben de istiyorum bu hale dönüşmeyi, zaman zaman durumuma çok üzülüyorum.
Ama büyük ihtimalle zihinsel bir özürüm ya da genetik bir deformasyonum mutlaka var.
Çünkü ne kadar gayret etsem de zincirleme ciddiyet yaşayamıyorum.
Örneğin dün sabah uyandığımda kafamda durup dururken James Brown'ın ‘HOT PANTS’ adlı şarkısı çınlıyordu.
Şimdi size soruyorum; bu şarkıyı düşünerek uyanabilen bir insanın bir gün olgunlaşabilme ihtimali var mı Allah aşkına...
***
Dün kısa bir süre hafif bir ruhsal bunalım geçirdim. Siyaset yazısı yazmayı kafama taktım.
Allah'tan krizi çabuk atlattım, kendime hemen geldim ve vazgeçtim.
Yazmaktan vazgeçtiğim yazıda Türkçe'ye yeni eklenen ‘Cekli gelecek zaman’ ile ilgili düşüncelerimi bildirecektim.
Hani son günlerde ineCEK, çıkaCAK, yapılmayaCAK, çözüleCEK, başarılaCAK türünden laflar ediliyor ya durmadan.
Bu CEKli gelecek zamanın dil bilimine katkılarını inceleyecektim.
Sonra dediğim gibi vazgeçtim. Bu yazı ilerde yazılaCAK.
***
Bir yıldönümü kutlamasını unuttum, özür diliyorum.
Hemen telafi edeyim bu hatamı.
1 Aralık, Ertuğrul Özkök'ün Klimanjaro Dağı'nın eteklerinde kendisime yiyecek ikram eden Afrikalı yamyama ‘‘Yumurtayı sadece beyazıyla pişirebilir misin, benim kolesterolüm var da’’ demesinin birinci yıldönümüydü.
Olayın meydana geldiği Kenya, yaşanan şoku hâlâ üstünden atamadı.
Birçok yorumcu biz oradan döndükten hemen sonra Kenya'da patlayan iç savaşın başlama nedenini bile bu konuşmanın toplumda yarattığı travmaya bağladılar.
Ama o sanki hiç kabahati yokmuş gibi davranmayı sürdürerek insanı sinir ediyor!
Kesin kolonyalist bu adam, kesin.
***
Şimdi size kendi yarattığım bir yemek tarifini veriyorum.
Yemeğin adını ‘‘Genel Yayın Yönetmeninin Mutlu Ölümü’’ koydum.
Şöyle hazırlayacaksınız;
Bir kilo iri karides satın alın.
Yarım kilosunu blender'da püre haline getirin.
Sonra bunu galeta unuyla karıştırın.
Galeta unu karıştırılmış püreyi buzdolabında hafif soğutun.
Soğutun ki daha sonra bunu geri kalan yarım kilo iri karideslerin üzerine rahatlıkla sürebilelim.
İri karidesleri kısa bir süre haşlayın.
Soğuyan püreyi dolaptan çıkarın ve iri karideslerin üzerini tek tek, şinitzel gibi bununla kaplayın.
Sonra da bunu yağda kızartın.
Böylece karidesin içi yumuşacık dışı da kıtır kıtır olur.
Bunun adının neden böyle konulduğuna gelince...
Afrikalı yamyamlardan sonra şimdi siz de biliyorsunuz ki onun bir kolesterol sorunu var, ve...
***
Peki ama bunu yemesi için kendisini nasıl ikna edeceğim.
Bu soruyu soranlar eminin ‘SEVEN’ adlı filmi kesinlikle seyretmemişlerdir.
Şimdi ceza yasaları bu filmden nasıl esinlendiğimi anlatmama engel...
Onun için görenler görmeyenlere durumu anlatsın ve lütfen bu tartışma da bitsin artık, çünkü çok sıkıldım.
***
Yıllardır bunu söylemek istiyordum ama cümle manasız olduğu için de yüksek sesle söylemeye utanıyordum.
Ama madem ki bugün abuk bir yazı yazmaktayım, öyleyse utancımı bir yana koyuyorum ve bütün manasızlığına rağmen bu cümleyi yüksek sesle söylüyorum işte:
‘AY İNANMIYORUM’
Of be, rahatladım vallahi.
***
Yapılacak hiçbir şey yok, bunu yazmak zorundayım.
Ne yazık ki çevirisini yapmam mümkün değil çünkü ben yeteneksizim.
İşte Walt Whitman, ‘‘Spontaneous Me’’ adlı şiirinden alıntıyla karşınızda:
‘‘The wholesome relief, repose, content
And this bunch pluck'd at random from myself
It has done its work- I toss it carelessly to fall where it may...’’
Çeviremiyorum bunu katiyen, ama yazıda rahatlama, nereye düşerse düşsün filan gibi laflar var.
Ve şimdi yazımın girişini okuyun.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
***
Babıali'nin başkalarının yazısı üstüne yazı yazmaktan başka yeteneği bulunmayan yazarlarına duyuru.
Alın size bir yeni yazı konusu daha, tepe tepe kullanın.
Paylaş