Paylaş
VATANDAŞLARIM...
Şikáyet etmeyi kesin...
Bu metro bugüne kadar benim Türkiye'de yaşadığım en hoş olaylardan bir tanesi.
Ben 1970 yılından beri metrolarda süründüm durdum.
Dünyanın hemen hemen her şehrinde de metroya bindim.
Dolayısıyla köyündeki at arabasından inip, İstanbul'a sefilleri oynamak için gelen insanların ‘‘Bu ne biçim metroymuş? Ne kadar da çok yürünüyor’’ türünden konuşmalarına tahammül etmem çok zor.
Bizim insanımız gerçekten son derece kötü kalpli ve hayır bilmez olmaya başladı. Yıllarca otobüslerde sürünenler şimdi son derece şık metroyla gidip geliyorlar ve tek bildikleri şey şikáyet.
Üstelik cehalet konuştuğu için de şikáyetleri son derece sinir bozucu.
Yalan söylüyorsunuz. Bu metroya inişler uzun değil.
Metro içinde trene varmak için yapılan yürüyüşler de fazla değil.
Yani neyle karşılaştırıyorlar bunu, daha önce nerede binmişler metroya da uzun diye söyleniyorlar anlamak da mümkün değil.
Adam duvardaki yazıyı okuyamıyor, Taksim yerine Levent tarafına giden trene biniyor, ama yine de metroya küfrediyor.
Kırmızı işaret bulunan yerden çıkmaya çalışıyor çıkamıyor, kendinde katiyen bir sorun bulmuyor.
Halbuki metroyu yapanlar, ‘‘Türkler alfebeyi bilmeseler de, araba kullanmaya yeltenirler’’ teorisinden hareket ederek hiç olmazsa cahillerin ‘‘kırmızı ışığı’’ anlayacağı gibi yanlış bir inanca sahiplerdi herhalde.
Özet olarak bu metro harikulade bir şey.
Ben öyle kolay kolay her şeyi beğenmem ha bunu da bilin, tamam mı. Yani metroyu ben beğenmiyor olsaydım bunun bir anlamı olabilirdi tabii ama beğendim işte ne yapayım yani?
* * *
Vatandaşlarım.
Şimdi birkaç kural yazacağım. Bunları kesip ezberlemeye çalışın.
Biliyorum zordur insan gibi hareket etmek ama çare yok, madem metro gibi çağdaş bir araca biniyorsun artık sen de adam gibi hareket etmeyi öğreneceksin.
Bana itiraz etme, yanlışını bil ve cahilce ukalalık da yapmaya başlama sakın!
1- Yürüyen merdivenlerde iki kişi katiyen yan yana durmayacak.
Herkes sağa çekilecek ve merdivenin sol tarafını mutlaka boş bırakacak.
Çünkü bu memlekette herkesin boş vakti seninki kadar değil. Herkes işsiz güçsüz de değil. Herkes senin gibi ucuz eğlence olsun diye çoluk çocuk metroya da binmiyor.
Milletin bazı bölümünün işi var ve onlar yürüyen merdivenin önü tamamen boşken iki dallamanın yan yana durup sanki kırk yıldır hiç görüşmemişler gibi sohbete dalıp, öne geçmek isteyen bütün insanları engellemelerine ifrit oluyorlar.
Şunu bilin ki toplum içinde yaşadığının farkında olmayan bu tür insanların yana itilmesi son derece medeni bir davranıştır.
Bu başınıza gelirse şaşırmayın, itiraz da etmeyin.
* * *
2- Tren durunca platformdakiler ilk önce vagonun içindekilerin boşalmasını bekleyecek.
Kapının önü boş bırakılacak, tren durunca açılacak kapının sağ ve sol yanında sıra olunarak orta bölüm çıkacak insanlar için bırakılacak.
Boşalmayan vagona önce girip sonra da o vagonun boşalmasını talep etmek hem hıyarca bir davranıştır, hem de medeniyetsizliğin daniskasıdır.
Bu konudaki denklemi görmek için okuma yazma bilmeye de gerek yok. Diyelim ki köyünüzde dört öküz alan bir ağılınız var. Beşinci öküzü bu ağıla sokabilmeniz için ağıldan bir öküzün dışarıya çıkarılması gerekiyor. Bu memleket hatıranızı aklınıza getirirseniz metro kuralları konusunda da hayli ileri adım atma şansınız bir ihtimal olabilecek.
* * *
3- Artık toplu taşıma araçlarında demokrasi var. Her sınıftan insan bir arada seyahat edecek metro sayesinde.
Bu nedenle metroya binmeden önce herkes kendi koltuk altını koklasın.
Kokuyorsa gideceği yere belediye otobüsü ile gitsin, metroya binmesin.
Aslında belediye otobüsündeki sorunu da düzeltmek isterim ama orada yılların alışkanlığı var, bunu kırmak zor artık.
Metro ise daha çok yeni, en azından onu kurtarmamız gerekiyor.
Bu ter kokusu bizim memlekete özgü bir şey galiba. Prensip olarak Doğu ülkelerine (Japonya hariç) seyahat etmediğim için o ülkelerde de bu ádet var mı bilmiyorum, bilmek de istemiyorum.
Bana şimdi parasızız, su yok palavraları atmayın.
Deodorantlar, ter kokunuza karışıp daha da beter bir koku salan yabancı sigaranızdan daha pahalı değil. Bir paket daha az ziftlenin, gidin bir deodorant alın.
Onu alamıyorsanız pudra alın.
Sabah bir bez parçasını ıslatıp sabunlayın koltuk altınızı, ilk önce sabunla silin sonra da az suyla sabunu temizleyin. O kadar da mı su yok ulan, çöl mü oldu İstanbul? Hiç su bulamazsan git denizden al deniz suyu sür kolunun altına o da kokuyu engeller.
Tamam mı, bunlara uy sonra gel metroya, kardeş olalım bir güzel gelecek için birlikte seyahat edelim.
Paylaş