BAZILARINIZIN bu tür siyasi yazılardan bıktığınızın farkındayım.Tekrarlar da oluyor yazılarda bunun da farkındayım.Açıkça söylemek gerekirse benim de çok keyif aldığım söylenemez sürekli bu konuda yazmaktan.Ancak şöyle bir durum da var;Birçok insanla konuşuyorum, yazışıyorum bu aralarda. Bunlar Türkiye'de önemli işler yapmış, önemli görevleri olan insanlar.Aralarında bir tanesi bile yarından umutlu değil. Onların analizlerini burada isimlerini vererek aktarsam, bu bile başlı başına küçük çaplı yeni bir krizin tetikleyicisi olabilir, öylesine insanlar yani yarından umudu kesenler.Siyasetin tamamen tıkanmış olduğunu onlar da söylüyor, eski sistemin bittiğini belirtiyorlar ancak yerine neyin geleceğini göremiyorlar.Biraz şaşkınlık, had safhada tedirginlik var bu insanlarda.Ürkütüyor beni bu durum. Felaket tellallığı yapma durumuna da düşüyor olmak istemem.Ancak son derece önemli değişimlere hazır olmamız gerektiğini de kesin olarak biliyorum.Dolayısıyla da bu yazıların başlattığı türde diyaloğun da bir şekilde sürdürülmesi gerekiyor.Geleceğimize sahip çıkacak tavırları bugün almazsak bireysel olarak inanılmayacak darbeler yiyeceğiz, bunu görüyorum ve son zamanlardaki uğraşlarımın temelinde de bu korku var.***Manasız tartışmalarla sakın vakit kaybetmeyin.Mesut Yılmaz kendi seçmen kitlesinin aptal olduğu varsayımıyla hareket ediyor olabilir, ancak yanılıyor.Artık kimse onun içi boş çıkışlarını yemiyor. Mesut Yılmaz Ulusal Güvenlik nosyonunu tartışmaya açamaz. Buna cesaret edemez. İlk yapılacak MGK toplantısında askerlerden azar işitir, dediklerini hemen unutur, sonra da gazetecilerin karşısına geçer, sessiz sinema oyunu yöntemiyle bu konuda konuşamayacağını anlatır.Bugüne kadar hep böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak ve biz de olanlara sadece güleceğiz. Bu tükenmiş siyasi kişinin zaman zaman gündemi saptırmak için ortaya attığı ve iki gün sonra unutmak zorunda kaldığı şeyleri düşünerek kıymetli vakitlerimizi ziyan etmeyeceğiz.O kıymetli vaktimizi bu tür tavırların olamayacağı bir Türkiye düşleyerek, bunun için uğraşarak harcayacağız.***Bu tavrımız sadece bir kişiyle ilgili değil tabii. ANAP şu anda tamamen bitmiş durumda.Bundan sonra bu partinin gidebileceği tek yön aşağıyadır ve dibe vurmalarına da çok az kaldı zaten.Çok yakında önemli bir hareketlenme başlayacak bu parti içinde ve önemli bazı insanlar, isimleri ses getirecek insanlar bu partiden ayrılıp ülkenin geleceği için bir sürece girecekler.Ve hayır, onlar yenilikçi harekete de geçmeyecekler. Yenilikçi hareketin dinamiği farklı, zamanlamaları farklı. Bu bahsettiğim yeni hareket Türkiye'de Batı anlamında gerçek bir liberal partinin temellerini atma yönünde olacak.O nedenle Mesut Yılmaz'ın içi boş kalmaya mahkûm olan laflarını, seçmenini zaten kaybetmiş, partisi de elden giden bir insanın son sözleri olarak da dinleyebilirsiniz.***Aslında bugünlerde tam ihtiyacımız olan insandı Turgut Özal.Cüretkár, hayal gücü olan, Türkiye için büyük düşünüp, korkusuzca adım atacak, riskler alacak liderlere ihtiyaç var.Birçok büyük lider gibi onun da çifte kişiliği vardı, bu yüzden de ülkeye bir yandan büyük iyilikler yaparken kötülük de yaptı.Özal, vaktiyle Türkiye'de iki buçuk gazete kalacak diye bir laf söylemişti. Açıkça söylemek gerekirse gelişmeler onu pek de yanlışlamadı.Şimdi başka bir süreç de başlamış durumda. Türkiye de iki buçuk partili yeni bir sisteme doğru gidiyor.Ana partilerden bir tanesi yenilikçi hareketin kuracağı parti olacak. Bu şu anda görülebilen en kesin gelişme.Diğer ana partinin ve buçuğun nasıl oluşacağı ise çok değil iki üç ay içinde olacak gelişmelere bağlı.Önümüzdeki günlerde inisiyatifi kimin ele alacağına, hangi yönde hareketlenmeler olacağına bakalım.O zaman gidilmeye başlanan yön bu ilk adımlarla daha net ortaya çıkacak.Bu ekonomik kriz çok büyük acılara neden oldu, ancak bir iyi yanı da ülkeyi şöyle bir silkelemesi oldu.Öyle bir silkelendik ki deyim yerindeyse titreyip kendimize geleceğiz yavaş yavaş.Belki de sırf bu nedenden dolayı krizi çıkarmayı başaran bitmiş eski siyasi yapıya bir teşekkür de borçluyuzdur, kim bilir?