Serdar Turgut: Hopdediks Serdar, öyle mi?






Serdar TURGUT
Haberin Devamı

PAZAR günü üst düzey yöneticilerin en üst düzeyi Ertuğrul Özkök'ün -ki kendisi Köylü Derneği eski asil üyelerinden bir tanesiydi- doğum günüydü.

Telefon açıp kutlamadım kendisini gayet tabii ki.

Çünkü kendisinin vardığı yaşta doğum günleri artık kutlanacak değil, saklanacak, ne pahasına olursa olsun unutturulacak bir biyolojik gerçektir.

Sonra düşündüm ki, keşke bir hafta daha erken doğmuş olsaydı ne kadar da iyi olacaktı kimbilir.

Düşünsenize, her 1 Nisan'da yaş gününü kutlasa, onun doğmasının bizler için nasıl büyük bir şaka haline geldiğini hatırlayacaktık her yıl.

(O ‘‘Hopdediks Serdar’’ başlığının ve kolajının öcünü almayacağımı düşünmemiştiniz herhalde.)

***

Aslında yazıya genel yayın yönetmeniyle uğraşarak devam edebilirdim.

Ancak fazla da üstüne gitmek istemiyorum onun. Çünkü Yalıkavak'taki mücadelemizde onu da yanımıza çekmeye gayret edeceğim.

Biliyorum, biliyorum son derece zor bir iş bu.

Şöyle anlatayım meseleyi: Üst düzey yöneticilerin en üst düzeyi genel yayın yönetmenim, öyle pek çevreci duyarlılıklara sahip bir insan olarak bilinmez.

Benim bildiğim en büyük çevreci mücadelesini, Akmerkez'in havalandırma sisteminin daha iyi çalışması amacıyla vermişti.

Doğal yaşamı koruma konusunda ise en büyük eylemini her gece yapar ve kedisini bir iki dakika kucağına alıp sever.

Yazlık evinin bulunduğu koyda başta 7 ördek varmış, sonra ördeklerden bir tanesi kaybolmuş.

Bir süre sonra bunun kemikleri kıyıda bulunmuş.

Şimdi sorarsanız, bu işe en çok sinirlenenlerden bir tanesinin o olduğunu sanırsınız.

Ama meseleye bir de şöyle bakın: Chateau Margaux ile kızarmış ördek çok iyi gider be!

Yani tabii bu konuda elimde somut bir delil yok, kesin olarak ördeği o yedi diyemem ama meseleyi gündeme getireyim de o ‘‘Hayır ben yemedim’’ desin, temizlemeye çalışsın işi değil mi ama!

(Hopdediks Serdar ha! Peki bakalım!)

***

Yani anlayacağınız, onun Yalıkavak'taki yapılması planlanan marinaya itiraz etmesi mümkün değil.

Ertuğrul Özkök -ki kendisi eskiden Köylü Derneği asil üyesiydi- hayatı boyunca doğal yaşama karşı aktif tavır aldı.

Öyle foklardan filan da fazla hoşlanmaz.

Onu izlemeyi iyi bilenler için bu bir sürpriz olmamalı bence.

Çünkü Hürriyet'i İkitelli'ye taşıttıran da kendisidir.

Bizim gazete İkitelli'ye taşınmadan önce bina yapılırken her gece kapıya kurtlar dayanırdı.

Hatta deniliyor ki, bir keresinde ayı bile inmiş dağdan, içeriye girmek istemiş. Gerçi bu hikáyeyi anlatan bir gazeteci. Yani doğru olma payı son derece düşük ama olsun ben inanıyorum; çünkü İkitelli'nin o zamanki halini biliyorum.

İşte bu doğal ortamı da Hürriyet'in oraya taşınması öldürdü.

Bunu şundan yazıyorum: Yalıkavak Marinası'nda üç restoran, yüz dükkán, yüzme havuzu, helikopter pisti filan olacağını okuduğu andan itibaren bizim fokları desteklemesi mümkün değil genel yayın yönetmeninin.

Gelecek yıl fok derisinden yapılan pardösüler moda olsun, hiç gözünü kırpmadan bunlardan satın alır, hem de alışverişini Yalıkavak Marinası'ndaki dükkándan yapar. Öylesine bir duyarlılıkla karşı karşıyayız anlayacağınız!

(Yalıkavaklı Hopdediks, öyle mi?)

***

Peki ama durum böyleyse, nasıl yapacağım da onu Yalıkavak'taki mücadelemizde yanımıza çekeceğim.

Gayet basit. Her insanın son derece duyarlı oldğu, kesinlikle taviz vermeyeceği, onu öldürseniz vazgeçmeyeceği bazı ilkeleri vardır.

Örneğin, genel yayın yönetmenim ilke olarak bu yörelere deniz uçağı ile gelmeyi sever. İçkisini yudumlayarak havadan koyları seyreder ve sonra beğendiği koya denizden iner.

Genel yayın yönetmenim, siz de bu Yalıkavak Marinası'na karşı çıkmalısınız; çünkü bu yapıldığı takdirde denizin yarıdan fazlası uçak inişlerine kapanacak.

Ve siz de buralara gelirken alışık olduğnuz şekilde değil de helikopter gibi banal, sıradan insanların bindiği bir taşıta binmek zorunda kalacaksınız.

(Hani Clint Eastwood'un bir filmi vardı. Adı ‘‘Unforgiven’’dı galiba. Eastwood etrafını çeviren adamlara ‘‘Bana ateş açarsanız ve bir ihtimal ben kurtulursam önce sizi, sonra eşlerinizi, sonra çocuklarınızı, sonra da komşularınızı öldüreceğim’’ diye bağırır ya. Ben de şimdi ‘‘Hopdediks Serdar’’ başlığının atıldığı gün yazı işlerinde çalışmış olanların tam listesini getirttim. Bilmem anlatabiliyor muyum?)

Yazarın Tüm Yazıları