Serdar Turgut: Haydi baş baş

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Hürriyet Gazetesi'nin üst yönetimi bence ağırlıklı olarak Marksistlerden oluşuyor.

Das Kapital'i, Grundrisse'yi baştan aşağıya dikkatle okumuşlar, bundan eminim.

Şimdi mutlaka Grundrisse'yi okumadıklarını, hatta bunu duymadıklarını iddia edeceklerdir.

İnanmayın, kanmayın.

Sadece mütevazı olmaya çalışıyorlar.

İngiliz kolonyal valileri de bu şekilde mütevazıydılar.

Çok şey bildiklerini, sıradan insanlara açıklayıp onları utandırmamak için ‘‘Biz Moby Dick'i bile okumadık’’ filan diye konuşurlardı onlar.

Ben onların bu kitapları çok iyi okuduklarını artık iyi biliyorum.

Hatta Genel Yayın Yönetmeni, ekonomi politiğin bu şaheserlerini okumakla kalmayıp, Kapital'de bahsi geçen sermayenin yeniden üretimi bölümündeki matematiksel analizleri de en ince ayrıntısına kadar çözmüş durumda, buna da eminim.

***

Bütün bunları nereden çıkardın diye sorarsanız, onu da anlatacağım.

Bahsi geçen kitaplarda yeniden üretim şemalarının en önemli konusu, emeğin yeniden üretimi bölümüdür.

Biliyorsunuz Marx'a göre kapitalizm, emeğin yarattığı artık değere sermaye sınıfının el koymasına dayanır.

Özet olarak böyledir mesele.

Emeğin artık değer yaratabilmesi için kendisini yeniden üretmesi gerekir.

Emeğin kendisini yeniden üretmesi demek, yiyecek içeceğini alacak parası olması, başını sokacak evi olması demek.

Endüstriyel devrim aşamasında emeğin yeniden üretimi için bu kadar şey yetiyordu.

Az yemek, bir kiralık ev oldu mu iş bitiyordu.

Sonra bilinçler gelişti, kapitalizm de gelişti ve emeğin yeniden üretimi için gerekli olan unsurlar çeşitlenmeye başladı.

Örneğin, eskiden sadece yemek, kiralık ev yeterken kapitalizmin ileri aşamalarında bu tanımın içine sağlık giderleri, eğitim de sokuldu.

Ve son gelişen aşamada artık değer yaratıcısı işçinin TATİL YAPMASI da, kendisini yeniden üretip bir sonraki aşamada artık değeri daha güçlü yaratabilmesi için önşart haline geldi.

***

Ben de işçiyim.

İnanmıyorsanız bordroma bakın da görün.

Ayda 40, yılda 480 yazı.

Gelecek sezon bir haftalık yazı daha eklenecek, etti mi size yılda toplam 528 yazı.

İyi bir artık değer üreticisiyim ve kendimle de bu yüzden gurur duyuyorum.

Her işçide olabilecek bilinçsizlik bende de var yani...

Doğal olarak kendimi üretmem gerekiyor ve tatile çıkabilmem de demin anlattığım gibi bunun önşartı.

Her işçinin ayrı bir yoğurt yiyişi vardır.

Bazıları köyüne gider tatil yapar. Çok da keyif alır bundan.

Bazıları Side'ye, Antalya'ya, Marmaris'e gider çoluk çocukla birlikte.

Oradan kendini yeniden üretmiş ve birinci dereceden yanık almış bir şekilde döner.

Bu grup yoğurdu yemez, göğsüne bağrına sürer, acısı dinsin diye.

Kimi Almanya'dan gelir hasret gidermek için, kimiyse Almanya'dan gelen para havalesini alır almaz vize almak için sıraya girer.

***

Bu bordro mahkûmu kardeşiniz de iyi bir işçi olarak kendini yeniden üretmek, yeni çalışma döneminde şirketine ve milletine daha da yararlı olabilmek, aferin alabilmek için güç toplamaya karar verdi.

Geçen yıl üst yönetim beni tatile göndermemek için son derece direnmişti.

Onları bizim Silvester adlı kedimizi öldürmekle tehdit etmiştim.

Buna da inanmamışlardı.

Bunun üzerine Silvester'e bir tabut hazırlamış ve üzerine de ölüm tarihini yazmış, sonra da bunun fotoğrafını gazetede basmıştım.

Üstelik fotoğrafta Silvester de tabutunun içinde son derece rahat ve huzurlu bir şekilde uyurken görülebiliyordu.

Ancak bu fotoğrafın yayınlanmasından sonra izne çıkarttılar beni; çünkü halk ‘‘bu kadar da fazla’’ deyip isyan ederek, benim tarafıma geçmişti.

Deprem günlerinden sonra yaşanan dayanışma bilincinin, sivil inisiyatifin ilk nüveleri, Silvester'i kurtarmak amacıyla bence ta o günlerde atılmıştı.

***

Bu yıl beni hiç zorlamadılar.

Hatta özellikle gitmemi istiyor gibiler.

Benden nihayet bıktıklarını zannetmiyorum, henüz daha o aşamada değiliz galiba.

O aşama da gelecek gayet tabii, ama daha buna vakit var, benim yapmış olduğum hesaplamalara göre.

Şimdi ise olsa olsa yeniden üretilen emeğin gelecek yıl daha verimli olacağını bildikleri için böyle davranıyorlardır.

Dolayısıyla bu köşe 15 gün kadar yok.

Pazartesinden itibaren bir süre yazmayacağım.

Sakın ha dinlendiğimi filan sanmayın, memleketim için daha üretken olabilmek, daha fazla artık değer yaratabilmek ve örnek vatandaş olabilmek için kısa süre de olsa kendimi feda ediyorum, o kadar.

Haydi baş baş.



Yazarın Tüm Yazıları