Paylaş
CUMARTESİ günü Radikal'de Murat Belge ‘‘Dünya Görüşü Olarak Paranoya’’ başlıklı bir yazı yazdı. Part-time mizah yazarı olarak bu yazıda konu edilen meseleyi nasıl olup da kaçırmışım diye uzun süre dizimi dövdüm.
‘‘AB'nin Kemalizm Raporu’’ diye bir metin varmış.
Ankara'daki AB komisyonu ODTÜ'den bir öğretim görevlisine -ki o kimse inşallah yakında YÖK başkanı olur- ‘‘Türkiye'deki Atatürkçü sivil toplum kuruluşları’’ üzerine bir çalışma yaptırmış.
Efendime söyleyeyim sonra Cumhuriyet Gazetesi de bu araştırmaya dayanarak bir haber yapmış.
Haberde bir liste yer alıyor.
Bizim şu güzel ancak güzel olduğu kadar rasyonalite denilen şeyden bir damla bile haberdar olmayan memleketimizde var olduğu saptanan ‘‘Atatürkçülüğü tehdit eden unsurlar’’ listesi bu.
Listeyi illa da aynen yayınlamam gerekiyor çünkü olağanüstü fantastik. Yemin ediyorum hayal kırıklığına uğramayacaksınız, okuyun lütfen, sıkılıp da şimdi gitmeyin.
* * *
İşte listede yer alan Atatürkçülüğü tehdit eden unsurlar:
- Atatürk'ün adını ağzından düşürmeyip ülkeyi Osmanlı'nın son günlerine götüren işbirlikçi siyasetçiler.
- Maaşa bağlanmış ajanlar.
- Emperyalizmin ayak işlerini gören ‘‘yerli’’ holdingler.
- Bol paralı şeriatçılar.
- Kaçakçı ırkçılar.
- Eğitilmiş bölücüler.
- Devleti yıkmak isteyen devlet görevlileri.
- Medreseleşen üniversiteler.
- Yüzde 60'ı borca giden bütçeler.
- Artan yoksulluk.
- Toplumsal çılgınlığa dönüşen sosyal yozlaşma.
- Tarikatlaşan partiler.
- Gümrük Birliği'ni savunan Atatürkçüler.
- Liberal solcular.
- Halktan ve gerçeklerden uzak karanlık kafalı aydınlar.
- Devlet kadrolarından uzak tutulan örgütsüz Kemalistler.
Bakın vallahi yemin ediyorum bu liste aynen böyle. İsterseniz getirin ekmeği başıma koyup yemin edeyim inanmıyorsanız bana.
Ben ilk önce bu listenin Vural Savaş'ın son kitabından derlendiğini zannettim, yanılmışım. Ayrıca o kitaba başvurulsaydı listenin daha da uzatılması mümkün olabilirdi, bu fırsatı nasıl olup da kaçırdılar, anlamak mümkün değil.
* * *
Listeyle ilgili birkaç yorumum olacak. İlk önce en genelinden başlayacağım, sonra tek tek konulara geleceğim.
1- Eğer bu liste bilimsel açıdan doğruysa -ki ona şüphemizin olması mutlaka bir kanun maddesine göre filan yasaktır- o zaman bu memlekette Atatürkçülüğün işi gerçekten zor, bunu da bilin. Çünkü liste benim ayaküstü yapmış olduğum tahmine göre bizim nüfusun yüzde 92'sini filan kapsıyor. Bu da oldukça yüksek bir oran ve neredeyse bu Anayasa'ya evet oyu veren nüfusa eşit. Bu da çözülmesi gereken ayrı bir muamma. Acaba Anayasamız da mı Atatürkçülükle çelişiyor ki!
2- Maaşa bağlanmış ajanlar diye bir kategori olduğuna göre maaşa bağlanmamış ajanlar kim? Kim bu dallamalar, bu devirde bedavaya çalışan hıyarlar.
3- Yerli holding emperyalizmin ‘ayak işleri’ni nasıl görüyor? Onlara çay mı getiriyor, aylık faturalarını bankaya bizim yerliler mi yatırıyor, karılarını ev partilerine, çocuklarını ana okuluna onlar mı götürüyor.
4- Maaşa bağlanmış ajanların aldıkları para ne kadar? Yoksa Hürriyet'ten alınan maaşlardan daha iyi mi bu? Bir müsait ortam olursa iki işi birden yapmaya imkán var mı?
5- Bölücünün üstelik bir de eğitilmemişi hiç çekilmez bunu da yeri geldiği için söylemelyim.
6- Artan yoksulluk bir tehdit unsuruysa, ben bilindiği üzere yoksulluğun artmasına karşıyım. Böyle düşünüp ilk önce kendimi iyi bir Atatürkçü olarak görmeye başladım ancak hevesim kursağımda kaldı çünkü listenin sonuna doğru ‘toplumsal çılgınlığa dönüşen sosyal yozlaşma’ maddesi var. Bu bile bir tehdit unsuru. Ama ben bu yozlaşmaya kesinlikle katkıda bulunmuş bir insanım. Gördünüz mü şimdi yine tehdit oluverdim. İki arada bir derede kaldım yine.
* * *
Bakın yine tekrar edeyim; Vallahi hasta bir toplumda yaşamaktayız.
Kafayı tümden yemiş durumda memleket. Vatanını seven toplu psikiyatri seansı kavramına acilen destek vermeli, hem de daha fazla gecikmeden.
Paylaş