ZAMANINDA o diyarlarda görev yapmış olan dedesi nedeniyle Afganistan'ın bugünkü duruma düşmesinde ailevi sorumluluğu olan Hasan Cemal, vicdan azabını dindirmek için olsa gerek oralara gitti.
Hasan Cemal bir milletvekili olsaydı, hakkında gensoru önergesi verilir ve milletvekilliği düşürülürdü; çünkü yılın neredeyse 360 günü yurtdışında oluyor.
Milliyet üst yönetimine sordum; acaba onu gazeteden uzak tutmak için mi durmadan yolluyorsunuz bir yerlere diye, bana kimsenin ona görev filan vermediğini, görevlerini kendi kendine verdiğini söylediler.
Ben onun yerinde olsaydım, tüm görevlerimin Batı dünyasında olmasına dikkat ederdim, ama o bu konuda pek seçici değil; nereye olsa gidiyor.
* * *
Size bir şey söyleyeyim mi sevgili okurlar; bu Babıáli'de kimse kimsenin hayrını bilmez.
İyi niyetle iyi işler yapmaya çalışanları da arkalarından bıçaklayıverirler.
Bunlara benim gibi davranacaksın ki hizaya gelsinler. Bakın ben Ankara'nın doğusuna prensip olarak seyahat etmem.
Bir keresinde Çetin Emeç beni Irak gibi tuhaf bir ülkeye göndermek istemişti, ben estetik gerekçelerle bunu reddetmiştim. Bunun üzerine Çetin Emeç benim 2 yıl boyunca New York'a gitmemi yasaklamıştı.
İnanmazsanız bu dediğime Ertuğrul Özkök'e sorun, o teyit edecektir bu olayı.
Hasan Cemal de bir aralar benim genel yayın yönetmenim oldu (bu konuda ben bir rekora doğru gidiyorum. Sonunda herkes bir aralar benim genel yayın yönetmenliğimi yapmış olacak; sayıları o kadar fazla bunların yani).
Ne yazık ki onunla böyle bir yurtdışı görev muhabbetimiz olamadı. Onun vermeye çalışacağı bir görevi reddetmek şansını yakalayamadım; çünkü o asil olduğu için muhabirlerle direkt muhatap olmazdı.
Konudan sapmayayım, ne diyordum; ha evet bu Babıáli'de herkes kinci, yemin ediyorum.
Hasan Cemal gibi iyi niyetli köşe yazarları da bu yüzden sömürülüyor ve arkadan bıçaklanıyor işte.
Afganistan'da bile peşini bırakmıyorlar onun. Büyük ihtimalle Genel Yayın Yönetmeni (alın işte bir tane daha; ne yapacağımı şaşırmış durumdayım vallahi billahi) Mehmet Yılmaz ona bir komplo hazırladı bu konuda; yani gerçek illa da budur demiyorum ama kuşkularım var işin böyle olduğuna.
* * *
Komplo 11 Mart 2002 tarihli Milliyet Gazetesi'nde ön sayfada net olarak görülüyor. Fotoğrafta Hasan Cemal, dramatik etkisi fazla olsun diye Afgan çocuklarla görülüyor. ‘‘Savaşın masum kurbanları’’ diye acıklı başlıklar da atmış. Çocukların savaş, açlık ve yoksullukla mücadele ettiklerini belirterek biz okuyucularını hüzünlendirmeye çalışıyor.
Ama nafile. Çünkü fotoğrafa dikkatli bakarsanız, büyük ihtimalle Mehmet Yılmaz'ın ajanı olan çocuklardan bir tanesi, çiğnemekte olduğu çikleti tam da o anda balon yaparak şişirivermiş.
Olayın tüm dramatik kurgusu da bir anda o velet nedeniyle bitmiş.
Bunu unutmayacağım; bir basın emekçisine yapılmış olan bu kötülüğün, bu basın emekçisi Hasan Cemal de olsa hesabını soracağım.