Paylaş
Ben genelevlere karşıyım.
Yanlış anlaşılmasın, bunlara kadın sömürüsünün zirveye çıkmış olduğu mekânlar oldukları için karşı değilim.
Bu yazıyı pazar sabahı yazıyorum.
Pazar sabahları bir insanın soyut fikirler düşünmesi açısından en elverişsiz hafta günüdürler.
O gün olabilecek en soyut düşünce ‘‘acaba sucuklu yumurta yesem mi yemesem mi’’den ibaret olmalıdır.
Genelevler konusunda sizin tavrınız ne olursa olun şunu kabul etmelisiniz ki kadın haklarına karşı olunduğu için fahişeliğin ortadan kaldırılmasını talep etmek dünyada şu anda olabilecek en soyut fikirlerden bir tanesidir.
Neden-sonuç ilişkisinin tamamen koparılmış olduğu bir tehlikeli düşüncedir bu sadece.
Bu tür bir düşünce belki Derrida'ya veya Wittgenstein'a yakışır ama sıradan bir insanın böyle şeyleri düşünmesi en özet anlatımıyla abukluktur.
***
Genelevlerin Türkiye'deki biçimine karşıyım, çünkü burada kadınlar ısrarla soket çorap ve sandalet giymektedirler.
Tüm dünyada genelevlerde çalışan kadınlar müşterilerini cinsel açıdan uyarmak için kıyafetler seçerler.
Zaten bunun böyle olması da en basit rasyonalite gereğidir.
Bizde ise çalışan kadınlar altı adet Viagra'yı aynı anda yutmuş olan bir adamı, kısa süre içinde hayattaki bütün cinsellikten bir anda vazgeçirebilecek görünümdedirler.
Buna rağmen birçok insanın daha hâlâ bu mekânlarda cinsellik arayabilmeleri, üzerinde biraz düşündüğünüz takdirde inanılmaz derecede ürkütücüdür.
Yani genelevlerde mutluluk bulabilen bu erkeklerin her birinin hiç zorluk çekmeden hemen birer seri cinayet işleyen katile dönüşmemeleri için bence hiçbir mantıki gerekçe yoktur.
İnsan bu adamları görünce zamanında Osmanlılar'ın nasıl olup da neredeyse Amerika Kıtası'nı bile ele geçirmeyi başardıklarını şıp diye anlayabiliyor vallahi.
***
Şimdi diyeceksiniz ki sen nereden biliyorsun genelevlerdeki durumu.
Bu soruda gayet haklısınız, çünkü gazeteci araştırma yapmadan önce bir konuda fikir bildirmemeli.
Benim ilk ve son genelev tecrübem 1970 yılındaydı.
(NOT: Veliler. Paniklemenize, bu satırlara gelince gazeteyi çocukların elinden çekip almanıza gerek yok. Gerçi ahlaklı çocuklar yetiştirilmesi açısından ele almakta olduğum konu doğal olarak uygun değil. Dahası bu köşenin yazarı hayatında hiçbir zaman insanlara ahlaklı çocuklar yetiştirmelerinde yardımcı olma hedefine sahip olmadı. Ancak, konu genelev olmasına rağmen olayın sonu bir skansal ile sonuçlandığından, yazıyı rahatlıkla okumaya devam edebilirsiniz. Teşekkürler.)
O bahar sabahı üç arkadaş geneleve gitmeye karar verdik.
O dönemde böylesine kararlar vermek maalesef gerekiyordu, çünkü o dönemde cinsel ilişkiler bugünkü kadar postmodern bir rahatlık içinde değildi.
Hatta bizim dönemimizde cinsellik henüz daha modern bile olamamıştı.
Anlayacağınız bizler gerçekten acılı kuşağı oluşturmaktayız.
***
Neyse, üç arkadaş Old Spice'larımızı sürdük.
(İkinci not: Biliyorum yazıyı böyle bölmek hiç de hoş olmuyor. Ancak bilim adamlarının bir zamanlar Old Spice'ın nasıl olup da Türkiye'nin resmi kokusu haline gelebildiğini araştırıp, bizleri aydınlatması gerekiyor. Old Spice'ın bu kadar sevilmesiyle Türkiye'de kronikleşen anayasal krizler arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu bile düşünüyorum. Tekrar teşekürler.)
Losyonu abartırsak genelevdeki kadınların biza aşık olacaklarını düşündük.
Bu nedenle Kızılay'da dolmuşa doğru yürürken insanlar bize saygılı bir uzaklıktan bakmakla yetindiler.
Heyecanımızı yenmek için biralar içtik.
Zaten heyecanlı da olduğumuzdan genelevin kapısına gelince tabii ki sıkıştık.
Suları akmayan bir kahvehane tuvaletinde rahatladık.
İçeriye korkarak girdik.
Evlerin önünde bir erkek ordusu kadınlara bakıyordu.
Kadınlar soket çorapları, sandaletleriyle orada oturuyorlardı.
16 yaşında olmamıza ve o anda bir kadın bize elinin ucuyla dokunsa yer sarsıcı bir orgazma hazırlıklı olmamıza rağmen biz üçümüz tahrik olamamıştık bu ortamda. Anne ve babamız bütün ısrarımıza rağmen zekâmızı belirli bir noktanın altına çekemeyeceğimiz bir eğitim vermişlerdi bize ne yazık ki.
Biraz daha durursak belki bir şeyler hissetmeye başlarız diye dikilmemizi sürdürdük.
Transa geçmiş gibiydik üç sivilceli arkadaş. Sonra bir anda evden kısa boylu, bıyıklı bir adam çıktı. Elinde bir maşrapa vardı. Bunu bir tencereye daldırdı, su doldurdu ve bunu bizim üzerimize boşalttı. ‘‘Hayde dağılın, len’’ diye de azarladı.
O günden bu yana nerede bir Old Spice kullanan adam görsem ondan had safhada nefret ederim.
Cinselliğimiz ağır darbe almış ve üstelik de nasıl böyle sırılsıklam olduğumuzu annemize anlatmak zorunda olarak eve döndük.
***
Konuya nereden takıldım biliyor musunuz?
Önceki akşam televizyon haberlerinde izledim.
Ankara polisi genelevde huzur operasyonu düzenlemiş.
190 küsur kişiyi gözaltına almış.
Bence bu operasyon dünya emniyet tarihine olabilecek en lüzumsuz operasyon olarak geçecektir.
Türkiye'de toplumsal huzurun katiyen bozulmadığı, bütün kuralların aynı kalabildiği, herkesin haddini bildiği, bilmeyenlerin de ıslatıldığı ve tek bir gayri nizami hareketin yaklaşık 50 yıldır yaşanmadığı tek yer genelevdir.
Huzura ihtiyaç genelev dışında kalan her mekânda vardır, orada değil.
Paylaş