Serdar Turgut: Geçen hafta olanlar






Serdar TURGUT
Haberin Devamı

TÜRKİYE'deki beyinsiz insan sayısının ne olduğu konusunda farklı yaklaşımlar var.

Oran toplam nüfusun yüzde 60'ı ile 90'ı arasında diye düşünüyor insanlar. Örneğin ben oranın yüzde 95'lere doğru hareketlenmiş olduğu bilimsel olarak ortaya çıkarılırsa buna da hiç şaşırmam.

Anlayacağınız bu konuda standartlarımız Avrupa Birliği'nin bize koyabileceği standartların hayli üstünde.

Geçen hafta beyinsiz insan dağılımında ilginç iki yeni boyut keşfettim:

1- Çeşitli üniversitelerde çeşitli bilimsel lakaplar almış olan insanlar var. Bunların hiç de azımsanmayacak oranda bir bölümü okudukları şeyi anlayamayacak kadar aptallar.

2- Beyinsiz insan sayısı kendisine Kürt'üm diyen nüfus içinde de Türk nüfus içindeki kadar fazla.

‘‘Ben Bu Lehçeyi Anlameyom’’ başlıklı yazımı Kürtler içinde beyinsiz olanlar ile üniversite hocaları arasında aptal olanlar ‘Kürtçe konuşulmasına karşı tavır alan’ bir yazı olarak algılamışlar.

Bir insanın zekásının bu şeklide deforme olabildiğini görmek beni gerçekten üzdü, bunu bilmenizi istedim.

***

Geçen hafta olan şeylerden bir tanesi de ‘‘Utanma Hisleri Kaldıysa’’ başlıklı yazıya gelen müthiş destekti.

Bir daha anlıyorsunuz ki bu gelen tepkiye bakarak, bu iktidarın işi halk gözünde çoktan bitmiş. Can çekişme safhasındalar şimdi.

Yüzlerce mektup, telefon arasında sadece iki veya üç tanesi muhalifti yazıya.

Onlar da MHP ilçe başkanlarından gelen mesajlardı.

Ne kadar abuk değil mi, adam kendi partisinin Türkiye'de olan biten abuk subuk işlerle katiyen ilgisi olmadığını yazıyor ve bunun benim fikrimi değiştirebileceğini düşünebiliyor.

İyi ki yazdınız, iyi ki sizler varsınız da gerçeği görebildim, hatalarımı bağışlayın sevgili halkım, artık titreyip kendime geldim. Böyle mektuplarla tavrımı bu şekilde değiştireceğim bekleniyor herhalde.

***

‘‘Utanma Hisleri Kalmışsa’’ başlıklı yazımda başta Mesut Yılmaz olmak üzere liderlere bir çağrı yaparak ‘‘kontrollü olmayan bir ortamda’’ sokağa çıkıp bir dolaşmaları çağrısını yapmıştım.

O zaman göreceklerdi gerçeği.

Mesut Yılmaz bu çağrıma nedense uydu ve yanına Cumhur Ersümer'i (onun geçen hafta çektiği acılara daha sonra geleceğim) alarak DSİ'ye bir toplantıya gitti.

Tam tahmin ettiğim şey oldu, oradaki memurlar ikiliyi görünce yuhalamaya başladılar.

İkili salondan çıktı, yuhalama arabalarına bininceye kadar sürdü. Halkın kendileri hakkındaki fkirlerinin sadece yüzde 10'luk bölümünü de bu şekilde görmüş oldular.

Davetim açık, bu tür dolaşmaları sıkça yapsınlar, bekliyoruz.

***

Geçen hafta Cumhur Ersümer'in Amerika'ya gidip orada üst düzey yetkililerle görüşme yapma talebine Amerika'dan bir ay süreyle bir yanıt gelmediğini, Amerikan yönetiminin bu tavrıyla aslında yolsuzluk ve usulsüzlük söylentilerine karşı tavır aldığını yazmıştım.

Bu konuda cuma günü Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı.

Yahu, bazen onlara da kızarım filan ama bu diplomatlar gerçekten şık insanlar be!.

Burada yerim yok, açıklamalarını tam metin olarak yayınlamak isterdim aslında.

Öyle kaleme almışlar ki açıklamayı Bakan'a karşı görünürde bütün saygılarını korurlarken benim yazdıklarımın tamamen doğru olduğunu, Bakan'ın görüşme isteğine yanıt alamadığını da açıklıyorlar bir güzelce.

***

Tansu Çiller muhalefet yapmaya nasıl başladı biliyor musunuz?

‘‘Ekonomiyi ve memleketin geleceğini Amerika'dan getirilmiş bir insana teslim edemeyiz’’ diyerek tavır aldı.

Tansu Hanım nasıl saçmalarım diye uzun uzun düşünse bundan abuk bir şey bulamazdı mutlaka.

Yahu senin hakkında Amerika ile ilgili binbir laf edilmiş. Yeşil kart sahibisin, orada evlerin, otellerin var, pasaportunun bile olduğu söylenmiş vaktiyle, şimdi sen kalk Kemal Derviş'i Amerika'dan geldi diye eleştir ve böylece de muhalefet yaptığını zannet. Acınacak durum yemin ediyorum.

Bakalım bu hafta neler olacak. Tarih tekerrürden ibaettir ama olsun ben yine de merak ediyorum.

Yazarın Tüm Yazıları