Serdar Turgut: Ekonomi tehlikeli yolda

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

TÜRK ekonomisinin önünde büyük bir tehlike yattığının en büyük göstergesi borsada yaşananlardır.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, son derece suni bir şekilde şişmiş rakamlarla çalışıyor.

Hemen her ülkede, özellikle son beş yıldır borsalarda rakamlar büyüdü.

‘‘Boğa’’ devri yaşanıyor hemen her borsada ve yatırımcılar hisse senedi değerlerinin neredeyse durmadan yükseldiğini görüyorlar.

Ancak o ülkelerde durum bizdeki kadar tehlikeli değil.

Çünkü o ülkelerde borsalardaki yükseliş, sanayi üretimindeki hızlı artışlarla da destekleniyor.

Örnek olarak Amerikan ekonomisini alalım. Wall Street'te son beş yılda gencecik insanlar milyonlarca dolar kazandılar. Tabii ki orada da spekülasyon boyutu çok büyük rol oynadı.

Ancak ekonomi, temelinde de çok sağlam Amerika'da. Teknoloji yatırımları hızla artıyor. Sanayi üretimi sürekli artıyor, işsizlik düşüyor ve ‘‘araştırma geliştirme’’ projelerine de büyük paralar aktarılıyor.

Bu son gelişme, teknolojide önümüzdeki yıllarda da büyük atılımlar yapılacağının, yani reel ekonomideki büyümenin süreceğinin bir göstergesi.

* * *

Türkiye'de ise reel ekonomi sürekli geriliyor. Sanayide, tarımda kriz yaşanıyor, işsizlik büyüyor. Tüketim düşüyor ve bu nedenle de kriz sarmalı kırılamıyor.

Bütün bunlar olurken fiktif dünyanın merkezi olan borsa, sanki reel ekonomik gelişmelerden tamaman bağımsızmış gibi hiç durmadan büyük paralar kazandırıyor.

Borsanın sanal dünyasına bakarsanız ve ekonomiyi değerlendirme kriteriniz sadece bu noktayla sınırlı kalırsa, o zaman Türkiye ekonomisinin mükemmel olduğuna, büyük başarılar yaşandığına karar verirsiniz.

Üstelik kendileri de bir borsa oyuncusu olan dış yatırım çevreleri, zaman zaman Türk ekonomisini çok öven raporlar yazarlar ve bunlar haber de olur.

Ancak bütün bunlar sanayi-üretim temeli sürekli gerileyen bir ülkede borsanın hacminin, rakamlarının sürekli büyümesinin getirdiği tehlikeyi de ortadan kaldırmaz.

Bir küçük iğne, balonun tamamen patlamasına yol açabilir; bu olursa da Türkiye'de ‘‘Büyük Buhran’’ yaşanır.

* * *

Tehlikeyi daha da artıran bir unsur, IMF'nin standart reçetesinin bu tehlikeli durumu kısa-orta vadede çözmeye yarayacak hiçbir tedbir getirmemesidir.

Hatta dün yazdığımız gibi bu standart reçete, ekonomide kısa vadede durgunluğu daha fazla artırarak borsanın sağlıklı olabilmesi için uzun dönemde mutlaka kaçınılmaz-gerekli olan sanayi altyapısını daha da güçsüzleştirmektedir.

Bu arada Türkiye, kısa vadeli sermaye hareketlerinin de bir cenneti olmuştur.

Kısa vadeli sermaye, kararlarını günlük, hatta saatlik verir. O saat bakar ülkeye, eğer koşulları uygun görürse parasını bağlar.

Daha sonraki birkaç saat içinde, en küçük bir tehlike sinyali aldığında kısa vadeli sermaye uçar gidiverir.

O giderse borsada düşüş yaşanır ve düşüş bizim gibi ülkelerde bir kere başladığında bunun nerede duracağı da pek belli olmaz.

IMF, bizim gibi ülkelere kısa vadeli sermayeyi kontrol etme gücünü vermeye katiyen istekli değildir. Amerikan Hazine Bakanlığı da bu tür kontrollere karşı.

Kısa vadeli sermayenin ülkedeki yatırımlarına bir kontrol, bir yönlendirme getirme istekleri hep IMF ve onun ideolojisini benimseyenlerce ‘‘liberal ekonomiye aykırı istekler’’ olarak adlandırılır.

Halbuki son dönemde ekonomik krizi atlatma yolunda büyük adımlar atan Şili, kısa vadeli sermaye yatırımlarını kontrol etme yetkisini IMF'den söke söke aldı ve belki de o ülkenin krizi büyük yaralar almadan atlatabilmesinin tek nedeni buydu.

Ama bizde bu tür tartışmalar ‘‘ideolojik ortam’’ nedeniyle yapılamıyor ve dolayısıyla krizin boyutları büyüdüğü anda, borsadaki balon patladığı zaman ve olabilecek tahribatı sınırlayacak sanayi altyapısı da bulunmadığından dolayı elimizde krizi durdurabilecek fazla bir güç kalmayacak.

* * *

Kriz, ‘‘borsa balonunun’’ tehlikeli olarak şiştiği her ülkede sinyalini arada bir veriyor.

Örneğin, geçenlerde Amerika'da bile son dönemde çoğunlukla yeni sektörlerin, teknoloji káğıtlarının oynandığı NASDAQ borsasında büyük düşüşler yaşandı aniden.

Ve yatırımcı anında parasını Dow Jones endeksine bağımlı borsaya çevirerek krizi hem bireysel olarak atlattı, hem de genelde krizin önlenemez biçimde sarmal içine girerek büyümesini önledi.

Güçlü sanayi altyapısının var olmasının önemini vurgularken bunu demek istemiştim işte. Dow Jones'a endeksli sanayiler, Amerika'nın en geleneksel, en eski sanayi sektörlerini oluşturuyor. Bunlar ekonominin hálá daha belkemiği.

Sanayi altyapısının olmadığı veya borsadaki şişmeyi kaldıracak güçte bulunmayan NASDAQ'da bir kriz çıkınca, sanayi altyapısı var olan borsa buna dur diyebiliyor.

Türkiye'de borsa fena halde şişmiş, sanayi üretimi geriliyor ve kısa vadeli sermaye hareketleri de tehlikeli boyutlarda. Bankaların hemen hepsi de açık pozisyonda ve kriz çıktığında aklımıza tek gelecek ‘‘reçete’’ yine IMF'nin kriz çözücü değil de krizi artırdığı artık belli olan reçetesi.

Bu tehlike değilse, başka neye tehlike diyeceğiz bilemiyorum.

Yazarın Tüm Yazıları