Yazının asıl konusuna girmeden önce Başkan Clinton'ın idrar yolları sisteminde katiyen bir sorun bulunmadığını tespit etmiş olduğumu açıklamak istiyorum.Adamcağızın özel jüri karşısında dört saati aşan ifade verişini baştan sona izledim.Bu arada Clinton o kadar çok su ve diyet kola içti ki prostatında en küçük bir aksaklık bile olsaydı en azından 50 kez filan tuvalete gitmesi gerekirdi.Onu izlerken ben onun su ve kola içişinden psikolojik olarak etkilenip sık sık tuvalete taşınmak zorunda kaldım.Adam oralı bile değil. Sünger gibi çekiyor sıvıları ve bunları katiyen dışarıya atmayı düşünmüyor.Belki de cinsel organını böylesine banal ve sıradan işlerle meşgul etmek istemiyordur, kimbilir?Clinton bence dünyadaki bütün ürologların korkulu rüyası olmalı.Bütün insanlar onun gibi olsaydı tüm ürologlar işsiz kalırdı.Sonra işin yoksa bir de onlarla uğraş.İşi olan ürologları ne kadar görmek istemiyorsam işsiz ürologların daha da bir çekilmez olacaklarını tahmin ediyorum.***Evet şimdi asıl konumuza dönelim.Clinton'ın son televizyon ifadesi benim halihazırda katiyen normal olmadığına kuvvetle inandığım bilinçaltımda bir ilave yara daha açtı.Konuyu psikoloğuma da açtım, ‘‘Saçmalama be, yeter artık’’ deyip suratıma kapadı telefonu.Bu kadını sonuçta Amerikan Psikologlar Birleşme ve Yardımlaşma Derneği'ne kesinlikle şikâyet edeceğim.Ve evet, psikoloğumun da bir kadın olduğunu sonunda öğrenmiş oldunuz.* * *Bilinçaltımda açılan yeni yara şu:Clinton'ın ifadesini izledikten sonra diyet kola ile seks arasında bir bağlantı olması gerektiğine iyiden iyiye inanmaya başladım.Bende bu hastalığın başlangıç tarihi yıllar öncesine dayanır.O günlerde yine Amerika'daydım.Amerikan Anayasa Mahkemesi'ne Clarence Thomas diye bir zenci üye atanacaktı.Ancak adamın aday olduğu ortaya çıkar çıkmaz ortalık toz duman oldu.Bir zenci bayan ortaya çıktı ve adamın inanılmayacak derecede hasta bir seks manyağı olduğunu, kendisini zincirleme olarak taciz ettiğini, adamcağızın anayasa mahkemesine değil olsa olsa eyalet hapishanesine mahkûm olarak gönderilebileceğini idddia etti.Neyse ki Amerikalılar bu konularda o günlerde biraz daha rasyonel düşünebiliyorlardı da kadının dediklerine kimse aldırmadı.O olay bugün olsa adamcağızı oracıkta, kongre binasının kantinine sürükleyip linç ederlerdi vallahi de billahi de.***Tarihte kalan bu olay esnasında kafama kazınan ve bilinçaltımda diyet kola ile seks arasında bağlantı kurmama neden olan şey oldu.Kadın, Kongre'deki ifadesinde bir ara hâkim Clarence Thomas'ın sadece saldırgan bir cinsel sapık olmakla yetinmediğini, üstüne üstlük arkadaşlarına da yaptıklarını bağırarak anlattığını söyledi.Kadına göre hâkim Thomas ifadesinin bir bölümünde demişti ki:Demişti ki... Demişti ki...(Sevgili okuyucularım. Bundan sonraki bölümü nasıl yazacağımı bilemiyorum. Yazı hayatımda ilk kez başıma geliyor bu. Hani konu penis olsa hiç zorlanmayacağım ve yazıp geçeceğim. Sonra birkaç yıl Babıali bu konuyu tartışır ve iş kapanırdı. Ancak burada durum farklı. Ve işi anlatmak için gerekli kelimeyi yazmama imkân olmadığını şu anda fark ettim. Bunu da psikoloğuma soracağım ama onun da bana bir faydası olabileceğini katiyen düşünmüyorum. Umarım beni anlayışla karşılar bu yeteneksizliğimi ilerde yüzüme vurmazsınız. Bu arada kadının adı yok mu diye filan konuşmasınlar diye şunu da söylemeliyim ki olayda adı geçen duyarlı bayanın adı Anita Hill'di. Teşekkür ederim.)***Kadın dedi ki.Bir gün hâkim Thomas arkadaşlarıyla otururken genç bayan ile yaşadığı taciz olaylarını açıkça anlatmaya başlamış.Konuşmasının bir yerinde ‘‘Kızcağız öylesine seks delisiydi ki, durmadan üzerime çıkıyordu.Bir keresinde öylesine azmıştı ki diyet kolamın içine kaçmış tüy bile buldum’’ deyiverdi.Bana kızmayın. Bu ifade Amerikan kongresi kayıtlarına geçti. Ayrıca bu konuda birçok kitap bile yazıldı.Ben teneke diyet kolanın içine tüy kaçması olayının mekaniğini katiyen anlamamıştım, ancak bunu duyduktan sonra her diyet kola tenekesine sağılmaya hazırlanan bir inek gibi mel mel bakmaya başladım.***Aslında o gün başlayan bu hastalığım geçmek üzereydi.Ta ki Başkan Clinton'ın geçen hafta videodan ifadesini izleyinceye kadar.O dört saatten sonra hastalığım bu kez bence tedavi edilemeyecek boyutlara çıkarak yeniden hortladı.Clinton, oral seks diyor, diyet koladan okkalı bir yudum çekiyor.Adamlar puro ile ne yaptın diyor. Onu anlatırken yine diyet kola içiyor.Göğüslerine dokundun mu sorusuna benim gibi mel mel bakarken aniden suratı gülümsüyor, yine diyet kola içiyor ve nasıl dokunduğunu büyük bir mutlulukla anlatmaya başlıyor.Evet olay kesin. Diyet kola ile seks arasında kesin bir bağlantı var.Ve ben belki bir gün bu bağlantının bilimsel kökenlerini tespit edeceğim.