ŞİMDİ bu yazının başlığını okuyan Hasan Cemal, Watergate skandalını ortaya çıkaran kişinin vefat ettiğini sanarak heyecanlanmıştır büyük ihtimalle.
Hayır, hayır Hasan Cemal, mesele senin tahmin ettiğin gibi değil, heyecanlanmana gerek yok.
Lütfen sakin ol!
Burada bir kuşak açısından çok daha derin acılara neden olacak bir kayıp söz konusu ama bu seni ilgilendirmez çünkü konu prensip itibarıyla gayri ciddi.
Ayrıca ilgileniyorum desen de yazıyı yine okumanı istemem çünkü internet sitelerinden öğrendiğim kadarıyla bu hafta evlilik yıldönümünü kutlamak için büyük bir faaliyet içindeymişsin.
Bu mutlu olay için hummalı bir faaliyet göstermekteyken herhangi bir nedenden dolayı üzülmeni istemem, o nedenle bu yazıyı lütfen okuma!
* * *
Geçtiğimiz günlerde Linda Lovelace'i kaybettik sevgili okurlar.
Şimdi yaşı 40'ı aşkın bütün erkek okuyucularımı bu acı kaybımızı anmak için bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.
Haydi ayağa. Hazır olun .......Tiiiiiiiiiiiiiiiii
...
....
Tiiiiiiiiiiiiiiiiiiii.
Teşekkür ederim, buyrun yerlerinize.
* * *
Linda Lovelace ‘‘Deep Throat’’ adlı porno filminin yıldızıydı.
30 yıl önce oynayan bu filmden sonra da hayatında pek kayda değer bir şey yapmadı ama bu da çok doğaldı çünkü o kadar özgün senaryosu olan bir filmde başrol oynadıktan sonra herhangi bir insanın kendini aşıp, daha yeni bir şey yapabilmesi de bence imkánsızdı.
‘‘Derin Boğaz’’ filminde Lovelace'in canlandırdığı karakterin ilginç bir fizyolojik özelliği vardı.
Kadının klitorisi ve G noktası boğazındaydı sevgili okurlar.
Bunu burada konuyu bilmeyenlere ilk kez açıklamış olmaktan dolayı ayrıca şu anda büyük bir mutluluk da duymaktayım gayet tabii ki.
Yani bir anlamda Aaaaaaaa deyince G noktası görülebilen ilk ve tek ve büyük ihtimalle de son kadın oydu.
Eh, durum böyle olunca artık ‘‘Derin Boğaz’’ adının filme neden yakıştırıldığını daha açık cümlelerle anlatmama umarım gerek kalmamıştır.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Bir de tabii bir önceki paragrafta neden sadece erkek okuyucuları saygı duruşuna çağırmış olduğum herhalde bu son açıklamalardan sonra daha net olarak anlaşılmaktadır.
Ama gayet tabii klitorisi boğazında olan bir kadın için saygı duruşuna katılmak isteyen bayanlar varsa onları da ben engellemek istemem, onlar da katılsınlar bize.
Demokrasi var ya Allah Allah...
* * *
Bizim memlekette Bülent Ecevit nedeniyle ‘‘sindirim sistemleri’’ meselesi tartışılmakta ya.
Size yemin ediyorum ben siyasetten pek bir soğumuş durumdayım.
Yani af tasarısı, onu kimin ne kadar sindirdiği, neden sindirmediği falan filan o haberleri izlerken ben tamamen farklı şeyler düşünüyorum.
Örneğin klitorisi ve G noktası boğazında yer almakta olan bir kadının sindirim sistemi nasıl çalışır ki.
Ve bir başka düşünce daha. Bu biraz bilim kurgusal olacak ama olsun. Linda Lovelace Türkiye'de başbakan olsaydı acaba son af yasa tasarısı tartışmalarında ‘‘Bunu içime sindiremedim’’ lafını eder miydi ve haydi bunu söyledi diyelim köşe yazarları bu laf üzerine mizahi yazılar yazarlar mıydı acaba?