Serdar Turgut: Bu fırsatı kullanalım






Serdar TURGUT
Haberin Devamı

TARİHİ inceleyin. Göreceksiniz ki büyük kriz ortamlarında her toplum hem büyük tehlikelerle karşı karşıya kalır, hem de büyük fırsatlar ele geçirir.

Çünkü kriz dönemleri aslında bir altüst oluş sürecidirler.

Ve her altüst oluş sürecinde onu yaşayan toplum, geçmiş ilişkilerinden radikal biçimde kopma şansını da yakalar.

Belki bu söylediğim size bu koşullarda şaka gibi gelecek ama Türkiye bu krizi yaşadığı için şanslı aslında.

Çünkü artık hemen herkes neyin bu ülkede çalışmadığını görmüş durumda.

Yıllardır tekrarlanan palavralara herkesin karnı doydu.

‘‘IMF reçetesi’’ ve buna benzer birtakım ‘‘sihirli’’ lafların içinin tamamen boş olduğu da anlaşıldı.

Ve bence artık Türkiye gerçek bir zihinsel devrimini yapma aşamasına geldi.

***

Bugüne kadar IMF politikalarına sonuna kadar destek veren uzmanlar bile IMF reçetesinin tartışılmasını istemeye başladılar.

Aynı fikirdeyim ve 10 aydır da tepine tepine bunu söylüyorum.

Enflasyon büyük beladır, tamam. Tamam da bundan kurtulmanın tek yolu IMF tarafından her toplumda, her dönemde, her zaman aynı şekilde uygulanmaya çalışılan başarısız reçete değildir.

TÜRKİYE, GÜNDEMİNE TEKRAR ÜRETMEYİ ALMAK ZORUNDADIR.

Enflasyon üretime ağırlık verilerek de yenilir. Hem de o zaman nakavt edilir.

Ve şu bilinsin ki hemen bugün üretime ağırlık veren kapsamlı bir restorasyon programı hazırlanılmaya başlanıldığı takdirde piyasalar da gerekli, aranan olumlu tepkiyi verecekler ve krizin daha da büyümesi tehlikesi aşılacaktır.

***

Kemal Derviş'in adının bu koşullarda ortaya çıkması beni ve benim gibi gelir dağılımı ve üretim meseleleri üzerinde düşünmenin önemli olduğunu kabul eden insanları heyecanlandırdı.

Sayın Derviş'e hükümet ilk önce Merkez Bankası Başkanlığı'nı teklif etmeyi düşünmüş.

Bunu aklına getirebilmesi bile hükümetin rasyonel düşünme yeteneğini nasıl da kaybetmiş olduğunun en net göstergesidir .

Derviş, Merkez Bankacılığından anlamaz. Başkan olsaydı işler daha da karışırdı.

O makama televoleci ekonomistlerden herhangi biri atanabilir. Bunu da espri olsun diye söylemiyorum, teknik işlerden onlar anlar.

Kemal Derviş'in uzmanlık alanı gelir dağılımıdır. Sosyal politikalardır. Fakirliğin nasıl yenileceği konusundaki programlardır.

Diyorum ki, eğer hükümetin aklına onun ismi geliyorsa belki sonunda onlar bile artık Türkiye'nin en önemli sorununun fakirlik olduğunu anlamaya başlamışlardır.

Buna pek ihtimal vermiyorum ama umudum bu.

Eğer bu yöne gidilmeye, bu meselenin üzerine gidilmeye başlanırsa bu büyük krizin Türkiye'ye büyük faydası dokunduğu bile söylenecektir, ilerde tarihi yazanlar tarafından.

***

Hemen çalışmalar başlamalı. Türkiye'nin şu anki ekonometrik modeli oluşturulmalı.

Hassas üretim sektörleri tespit edilmeli.

Sıcak para hareketlerine düzenleme getirilmeli. Merkez Bankası'nda bunun getireceği riskleri karşılayacak döviz rezervi var.

Ekonometik model ile birlikte Ulusal Kalkınma Programı alternatifli olarak hazırlanmalı.

Stratejik plan buna bağlı olarak yine alternatifli olarak oluşturulmalı.

Ekonometrik model, plan ve program ile silahlanıldıktan sonra enflasyonu düşürmeye yarayacak hassas üretim sektörlerine teşvikler açılmalı. Özellikle tüketici kredisi olarak bugüne kadar verilmiş krediler kısıtlanarak hassas üretim sektörlerindeki orta ve küçük sermaye hemen üretim için desteklenmeli.

Yetkili olacak sorumluluk sahibi insanlar halkın karşısına çıkıp yapılanları tek tek anlatmalı, olanları olacakları net bir dille ifade etmeli.

Türk halkı dürüstçe yapılacak böyle bir programa, yeni bir kalkınma hamlesine sonuna kadar, kendinden tavizler vererek de olsa, yine destek vermeye hazır.

Yeter ki gelecekte ne olacağı az çok gözüksün.

Krizin açtığı fırsatı değerlendirelim, yoksa işler daha da kötü olacak.

Yazarın Tüm Yazıları