Serdar Turgut: Boşanmanın da raconu vardı

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

HEM Oya Başar, hem de Levent Kırca beni inanılmaz derecede hayal kırıklığına uğrattılar.

İkilinin yaptığı tek bir espriye bile dört yıldır filan gülememiş olsam da, Kırca'nın RTÜK'ü protesto ediyorum diye açlık grevi filan yapmasını, sonra evinin soyulmasını toplumsal magazin olayı haline getirtmesini çocukça girişimler olarak görsem de, onlardan en azından hayata yönelik kaliteli yaklaşımlar beklerdim.

Ama bu maalesef olamıyor Türkiye'de.

İnsanlar belirli konularda ‘‘özel’’lerini koruyarak, içlerine kapanarak, hayatta kendi kontrolleri dışında olabilecek gelişmelerden utanarak, ‘‘Şu attığım adım acaba beni rezil eder mi’’ diye hiç düşünmeyerek yaşamaya alıştılar artık.

Medya tarafından pompalanan ve güzel bir şey diye sunulan laubali ve ilkesiz yaşam tarzı, hayatta çürütmediği tek bir kurum, anlayış bırakmadan ortalığı kırıp geçiriyor ülkemizde.

* * *

Yani ben anlamıyorum artık olan biteni Türkiye'de. Gerçekten benim bile hayal gücümü aşmış durumda, insani düzeyde yaşanan çürümelerin boyutu.

Üstelik ben insana ait olan şeyler konusunda oldukça geniş yürekli olduğuma inanırım ve böyle bilinirim.

İnsani hatalara, abukluklara, çoğu insanın ahlaksızlık diye damgaladığı davranış biçimlerine hemen tepki göstermem, olan biteni anlamaya, kabul etmeye çalışırım. Aşk, evlilik, aldatma, seks konularında insanların tek bir doğru yönünde davranmalarının imkánsız olduğunu da bilirim.

Ancak artık ben bile pes etmiş durumdayım, Türkiye'nin bir bölümünün yaşam biçiminin çürümüşlüğü karşısında. Olan biteni okudukça tiksiniyorum, midem bulanıyor.

Çoğumuza yabancı o hayat tarzında hiçbir ilke, hiçbir bağlılık, hiçbir sosyal ve bireysel sorumluluk yok.

Kısıtlı sayıda olan, ancak medya sayesinde hemen herkes tarafından bilinen bu yaşamlar, hiçbir şekilde onlar gibi olmalarına imkán olmadığı halde onlara özenen ve taklit etmeye çalışan toplumsal sınıflara da örnek olarak çürümeyi yaygınlaştırıyor üstelik.

* * *

Boşanmanın bir raconu vardır. Yaşanmış olan evlilik ne kadar kötü olursa olsun, her boşanma aslında trajiktir.

Bir şekilde paylaşılmış hayatların artık ayrı yollara gitme kararı verilmesi durumunda, işler söylendiğinden de zordur. Maddi adımlar işin en kolay yanıdır aslında, işin bir de manevi yanı vardır.

Biraz kendisine, boşandığı eşine ve varsa çocuklarına saygısı olan insanlar, bu temelde dramatik olan boşanma olayını mümkün olduğunca sessiz ve çok insanı işin içine katmadan bitirmeye çalışırlar.

Bize annemizden, babamızdan, babaannemizden, dedemizden öğretilen tavır budur.

* * *

Şimdi bakar mısınız şunların yaptığına. Basın toplantısı düzenlemişler, boşanıyoruz diye.

Bu olayı bile reklam aracı kullanmaktan biraz olsun utanmıyorlar, sıkılmıyorlar.

Gazetecilerin önünde, benim evde konuşsam komşu duyar diye utanacağım şeyleri söylüyorlar birbirlerine.

Söylenenlerde mantık yok, izan yok.

Üstelik bir de çocuklarını getirmişler oraya.

Bugün Türkiye'de en eğitimsiz, en kör cahil insana gidin ve ‘‘Sen boşansan, çocuklarının önünde böyle konuşur muydun?’’ diye sorun, böyle bir sorunun sorulmasına bile şaşırır o insan.

O soruyu soran hakkında, ‘‘Bak şuna, gazeteci olmuş ama adam olamamış’’ diye düşünür muhakkak.

Kişisel yaşamlarında çürüme yaşayan insanlar, neden bu hale geldiler de böylesine basit bir şeyi bile düşünemiyorlar artık?

Para kazanınca insan illa da ilkesiz, düşüncesiz ve kaba mı olmalıdır?

İnsana özgü hataları yapanlar, bu hataların çözümünü de insanca düşünmek gibi basit bir şeyi neden artık akıllarına bile getiremiyorlar?

Medya neden bu insanların kabalıklarına, basitliklerine, oyunlarına alet oluyor da onların yaşam biçimlerini alıp aynen suratlarına vurmuyor?

Üzücü bütün bunlar, ama bu işler böyle gitmeyecek, bunu hissediyorum.

Bugün Türkiye'de insanlar toplumun bir kesiminde yaşanan çürümeyi artık kızarak da değil, alay ederek seyrediyorlar.

Bunun bilinmesinde ve eğer bir gün biz medya olarak kendimizi de eleştirmeye karar verirsek, bu gerçeğin göz önüne alınmasında büyük yararlar var.

(Tabii bütün bu olup bitenin bir büyük yalan olması ihtimali de büyük. Reklam olsun diye de oynuyor olabilirler bütün bu boşanma komedisini. Eğer bunun böyle olduğu ortaya çıkarsa lütfen siz de izleyiciler olarak onların suratlarına vurun hislerinizi...)

Yazarın Tüm Yazıları