Serdar Turgut: Biz bir tuhafız






Serdar TURGUT
Haberin Devamı

KÜLTÜR denilen şey, paylaşılan değerlerin, yaşamların ortak bir sonucudur aslında.

Öyle bazı denemelerde öne sürüldüğü gibi soyut bir kavram değildir; yaşamın içinde olan, kendisi de yaşayan bir şeydir kültür.

Bugün bizim kendimize örnek almaya çalıştığımız bütün modern ülkeler, bu durumlarına farklılıklardan kaynaklanan çeşitli değerler arasında alışveriş yapmayı, paylaşmayı sonunda öğrendikleri için ulaşabilmişlerdir.

Onların bunu öğrenmesi çok kolay olmamıştır; büyük acılar çekilmiş, haksızlıklar yaşanmıştır o noktaya gelinceye kadar.

Ama sonunda varılan nokta, bu süreçte yaşanan acıların boşa gitmediğinin bir kanıtı olmuş, Batı demokrasisi dediğimiz kavram bu şekilde oluşmuştur.

***

Anlayacağınız, ortak yaşam biçimi olarak hayata geçirilmiş bir kültürel altyapı var olmadan modernleşmenin de olabilmesi imkánsızdır.

Olaya bu kavramların merceğinden bakıldığında Türkiye son derece tuhaf, anlaşılması imkánsız bir durum sergilemekte.

Ben ülkemizin, benim yaşam süresi bekletim içinde modernizmi yakalayabileceği yolundaki umudumu tamamen yitirmiş durumdayım.

Umutsuzluğuma neden olan şey, katiyen siyasi düzeydeki gelişmelerle filan alakalı değil.

Ekonomik kriz de değil bunun nedeni. Bunlar ağır tahribatlara yol açsalar da sonuçta gelip geçici olaylar.

Ama derinde kültürel bir deformasyon yaşanıyor, bu hayatın her alanında ilişkilerimize, tavırlarımıza hákim oluyor ve sonuçta biz tersini hak ettiğimiz halde her geçen gün modernleşmeden adım adım uzaklaşıyoruz ne yazık ki.

***

Hiç ummadığım yerlerde bu demin anlatmış olduğum sürecin tuhaf sonuçlarını görmekteyim.

Örneğin, hafta sonunda Cunda'daydım. Ayvalık'ın bu olağanüstü güzellikteki beldesinde iki gün geçirdim.

Şimdi yazacaklarım, belki hemen hepiniz için eski bilgi niteliğinde olacak ama olsun, konuyu bir kez daha düşünmenizde bence fayda var.

Ayvalık'tan Cunda'ya giderken yoldaki levhalardan hiçbirinde Cunda ismine rastlamadık.

Beldeye iner imez ise buranın adının ‘‘Ali Bey Adası’’ olarak değiştirilmiş olduğunu gördük.

Hemen anında içime bir kuşku düşmüştü bu adın kökenleri hakkında, sonradan bu kuşkum ne yazık ki doğru da çıktı.

Ali Bey, düşmana ilk mermiyi sıkan kişinin adıymış, bu yüzden Cunda'nın adını Ali Bey diye değiştirmişler.

***

Sevgili okurlar, şimdi hemen hayatımızın her alanına hákim olan otomatik, eğitimsiz milliyetçiliğe rutin bir tepki yazısı olduğunu düşünmeyin bu yazının.

Adanın ismine yapılan bu işlem beni gerçekten üzmüş durumda.

Bir köy düşünün, ahalisinin hemen hepsi Türkçe yanında Rumca da konuşuyor. Hatta evde Rumca kouşanların sayısı da hayli fazla.

Biraz ötede, Midilli Adası'nda hemen her Cundalının akrabası var. Karşılıklı ziyaretler yapılıyor.

Beldede bir gezince harika Rum evleri görüyorsunuz. Şu anda çürümeye terk edilmiş olsa da iki adet kilise var. Evlerin içindeki süsler, benim çok eskiden babaannemin İstanbul'daki Rum arkadaşlarının evinde gördüğüm süslemelere tıpatıp benziyor.

Meyhanelerde bir Rum, bir Türk müziği çalıyor.

Ben Midilli'ye de gittim, orada da arada Türk şarkıları çalar meyhanelerde. Rum garsonlar, Türk müşteri gelince onları Türkçe karşılar, bazı mezeleri Rumca değil Türkçe adlarıyla söyler.

Şimdi siz böylesine ortak bir kültürün, bir güzelliğin sıradan insanlar tarafından hiç sorun edilmeden, keyifle yaşatıldığı bir coğrafi alana, bir ortak yaşamsal alana güm diye müdahale edip, ‘‘düşmana ilk kurşun sıkan kişinin adını’’ buraya verirseniz ne olacak?

Ne olması bekleniyor böyle bir iş yapılınca anlayamıyorum ki?

Neyi tatmin ediyoruz böyle davranınca acaba? Orada yaşayan insanların ortak yaşanılan, paylaşılan kültür konusunda hiçbir rahatsızlıkları, sorunları yokken böylesine isim değişikliği operasyonuna gerek duyan kafanın ruh hali nasıl, neler düşünüyor hayat hakkında ki?

Bu tür kafaları bilmiyorum, tanımıyorum. Onlarla karşılaşmak dahi istemem.

Bildiğim tek şey, bu tür müdahaleci zihiyetin hayatımızın her alanına egemen olmak gibi bir niyeti var.

Beni tek sevindiren, biraz olsun teselli eden tek şey, bütün bu müdahalelere rağmen sıradan insanların bu zihniyeti katiyen umursamadan hayatını yaşamayı sürdürmesidir.

Hayatı yaşayarak direnme bu bence.

Bugün herkes orayı Cunda diye biliyor ve Ali Bey adı lüzumsuz bir müdahalenin başarısızlık simgesi olarak sadece resmi yazışmalarda kullanılıyor.

Yazarın Tüm Yazıları