Bir rapor da benden

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Diyelim ki Rana ile benim evlilik yaşamımızı devlet araştırmaya karar verdi.

Bu iş için de gizli konuları araştırmakla deneyimli bir kişi görevlendirildi.

Bu kişi araştırdı, sordu soruşturdu.

Ve sonuçta da şu raporu yazdı:

‘‘Mualla oğlu Serdar ile Saliha kızı Rana çok mutludurlar.

İkili, Beyoğlu Belediye Başkanlığı'nın görevli memuru önünde vermiş oldukları sözleri mükemmelen yerine getirmektedirler.

Hastalıkta ve sağlıkta birbirlerine sahip çıkmakta, evlilik birliğinin korunması için gereken adımları atmaktadırlar.

Ailenin reisi olan Serdar, bu görevinin bütün sorumluluklarını yerine getirmektedir.

Onları ancak ölüm ayıracaktır.

Anlayacağınız asayiş berkemaldir.

Saygılar.’’

***

Evet evliliğimizim durumu hakkında yazılmış olan rapor bu şekilde olsaydı siz ne düşünürdünüz bilemem. Ama ben böyle bir şey görmüş olsaydım, aklıma gelen ilk tepki ‘AAAA, bu aynen de Susurluk raporuna benziyor, hayret bişi ya’ olurdu.

İkinci tepkim ise hemen bunu da Kutlu Savaş'ın yazıp yazmadığını araştırmak olurdu şüphesiz.

***

Susurluk raporu hakkında sızan bilgileri okudukça Türk halkının içine fenalık geliyor buna eminim. Yani öyle bir şey ki bu, yukarda okumuş olduğunuz bizim evliliğimiz hakkındaki rapor bile Kutlu Savaş'ın son raporunda yer alanlardan daha fazla yeni ve şaşırtıcı bilgiler içeriyor.

Bütün bunları neden ‘yeni bilgi’ olarak bize anlatıyorlar bilemiyorum.

Büyük ihtimalle daha fazlasını öğrenmemizde sakınca görmüşlerdir.

Kimin gördüğünü de lütfen sormayın bana.

Bunu bilsek zaten Türkiye'nin yakın tarihindeki gizemli noktaları da daha rahatlıkla açıklayabiliriz, bundan emin olun.

***

Rapora bakın rapora. Neymiş efendim, uyuşturucu parası illegal işlerin finansmanında kullanılıyormuş.

YOK YA KATİYEN İNANMAM.

Neymiş, kumar mafyası da işlerin içindeymiş.

BEREH BEREH BEREH ŞU İŞE BAK

Devlet için çalışanlar bir süre sonra kendi başlarına hareket etmeye başlamışlar.

KAKA ÇOCUKLAR, KULAKLARINI ÇEKELİM.

Özer Çiller'in de bu işlerle bağlantılı olabileceği duyumları varmış.

HAYRETTEN TERS TAKLA ATIYORUM HABERİNİZ OLSUN.

***

Şimdi bu raporu gizli tutacaklarmış.

Tabii ki gizli tutarlar, çünkü bence içeriğinden utanıyorlar. Eğer yayınlarlarsa görecekler ki raporda yer alan bilgilerin büyük çoğunluğu, belki de tamamı daha önce Doğu Perinçek ve Enis Berberoğlu tarafından zaten ortaya çıkarılmış durumda.

Bunu gördükleri anda da bunca ay neden beklediklerini,

Neden bunca masraf yaptıklarını,

Kutlu Savaş'ın neden öyle çok havalar attığını, Katiyen açıklayamayacaklar.

Tabii o zaman da mosmor olup oturacaklar.

***

Daha önce de yazdım.

Kutlu Savaş Bey aynen ‘Yangın anında kırın’ karikatürlerindeki kalın cam arkasında duran acil durum aleti gibidir.

Yakın tarihimizin belirli anlarında bu cam kırılır, içinden Kutlu Savaş çıkarılır ve o bazı raporlar yazar.

Bu raporlar sonucunda da katiyen bir şey olmaz. Hatta onun son yazdığı rapordan sonra Susurluk olayında gelinen süreç de hızlandı, bunu da unutmayın. Sanki o her şeyi açığa çıkarmak için değil de ‘Her şeyi devletin çıkarlarına uygun bir şekilde açığa çıkarmak’ için göreve çağrılıyormuş gibi bir hava da yaratılıyor böylece.

Şimdi biliyorum ki yine soracaksınız onu kim göreve çağırıyor, kim karar veriyor bunlara diye.

Dedim ya, ben bilemiyorum bunları...

Ama raporun içeriğinin bizlerden gizlenmesine kim karar veriyorsa bu kararları verenlerin de aynı kişiler olduğuna eminim.

Bu işlerden iyi anlayan deneyimli gazeteciler umarım bir gün bildiklerini yazarlar da Türk halkı da hayatında ilk kez gerçekten bir gazete yazısını okuyarak aydınlanır.

***

Ben Doğu Perinçek'in, Enis'in ve Susurluk konusunu araştıran daha birçok gazetecinin yerinde olsam, hükümet hakkında dava açtırırdım.

Raporda dipnot olup olmadığını, Kutlu Savaş'ın raporunda Doğu Perinçek'in, Enis'in kitaplarına atıfta bulunup bulunmadığını kontrol ettirirdim. Büyük ihtimalle atıf filan olmayacağı için, sonra da bir güzel ‘telif haklarım zedelendiği’ gerekçesiyle dava açar, tazminatımı alırım.

Ama ne yazık ki ben onların yerinde değilim.

Benim sadece iki, pardon üç kitabım var. Gazete yazılarımı topladığım kitaplarda kesinlikle tek bir bilgi olmadığı için onlardan zaten kimse atıfta bulunmuyor.

Herkesten utanarak ortaya filan çıkarmadığım üçüncü kitap ise onun yazarı da dahil kimse tarafından anlaşılamadığından, kimse istese de atıf yapamıyor ondan.

Tüm bu nedenlerle de çok mutsuzum.














Yazarın Tüm Yazıları