MÜTHİŞ haber, Newsweek Dergisi'nin dün Amerika'da satışa sunulan sayısında yer aldı. Haberin çıkacağı 24 saat önceden belli başlı internet sitelerinde, detaylı biçimde duyuruldu.
New York Times ve New York Post gazeteleri başta olmak üzere tüm gazetelerde haber birinci sayfadan görüldü.
Haber şu:
Anlaşılıyor ki Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), 11 Eylül günü kaçırılan uçaklarda yer alan teröristlerden iki tanesini olaydan çok önce takibe almış.
O gün Pentagon'a çakılan uçakta yer alan bu iki isim, olaydan aylarca önceden başlanarak adım adım takip edilmiş.
Malezya'da El Kaide örgütünün yaptığı gizli ‘‘terör zirvesini’’ izleyen CIA, o zirveye katılan iki kişinin ne zaman tekrar ABD'ye giriş yaptıklarını, ABD'de hangi şehirlerde yaşadıklarını, kimlerle görüştüklerini, nasıl yaşadıklarını, nerelere paralar harcadıklarını en ince detayına kadar biliyormuş.
Şimdi sıkı durun.
CIA bütün bu bilgileri ABD'nin iç güvenliğinden sorumlu olan FBI'a aktarmamış.
Yani 11 Eylül saldırısını düzenledikleri söylenen teröristlerin tümünü birden daha işin başındayken yakalama fırsatı varken, CIA onların yerlerini tek tek tespit etmişken, bu bir nedenden dolayı yapılmamış.
* * *
Sevgili okurlar.
O korkunç eylül ayından bu yana 9 ay geçti.
Sekizinci ayın sonu itibarıyla olağanüstü haberler birbiri ardına gelmeye başladı.
Neredeyse tüm mayıs ayının ikinci yarısı boyunca Amerika, FBI'ın elindeki bilgileri neden kullanmadığını; terörist olabilecekleri şüphesiyle takibe alınmış olan ve daha sonra 11 Eylül'ü gerçekleştirdikleri söylenen kişiler hakkında yazılmış olan raporların FBI'ın merkezinde neden göz önüne alınmadığını; profesyonel olmayan bir insanın bile, onların o zaman elinde olan bilgilere bakıp 2 kere 2 dört eder diyebileceği halde, FBI'ın bu bilgilerden neden sonuç çıkaramadığını tartıştı durdu.
* * *
Bu iş pis kokuyor. Bunu baştan beri söylüyorum.
Kiminize bu bilgilerin, olayın üstünden dokuz ay kadar bir zaman geçmesinden sonra ortaya çıkması da tuhaf gelebilir.
Arada geçen zamanı uzun bulabilirsiniz.
Ancak ben bu bilgilerin ortaya bu kadar erken çıkacağını tahmin etmiyordum.
Çünkü sevgili okurlar, bu bilgiler ABD'de olağanüstü bir durumun yaşanmakta olduğunu gösteriyor.
11 Eylül olayı, medeniyet tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu özellikle Batı medyası tarafından böyle sunuldu ve bence de öyleydi.
Başlarda bu iş bir yöne çekiliyordu. Resmen savaşta olduğunu deklare eden ABD'de yönetimin yaptıkları sorgulanmıyordu.
Şimdi ise müthiş bir sorgulama başladı. İstihbarat birimlerinin her biri, diğeri aleyhine kullanılabilecek bilgileri basına birbiri ardına sızdırıyor.
* * *
Bu iş Amerika içinde önemli, hatta radikal değişimlere yol açabilecek kadar önemli.
Bunların tek tek ortaya çıkarılacağına, bunu da Amerikan basınının yapacağına ben hep inanmıştım. Şimdi düğmeye basıldı, bakalım iş nereye kadar gidecek?
Yazının başlığını ‘‘Kimse ilgilenir mi ki?’’ diye attım; çünkü uzaklardan gelen bu tür haberlere pek sıcak bakılmıyor toplumda.
Ancak 11 Eylül, Türkiye'de başlatılan 28 Şubat sürecinin globalleştirilmesi sonucunu doğurdu.
Bunun varlığını kimse kabul etmese de, global düzeyde bir medeniyetler çatışması başlatıldı.
Dolayısıyla bunun öncülüğünü yapan ABD'de çıkan bu tür haberlerin gerçekten çok önemli olduğunu, şimdi olmasa da çok kısa süre sonra kesinlikle göreceğiz, görmek zorunda kalacağız.