Paylaş
GÖRDÜĞÜM, işittiğim, okuduğum zaman beni yaşamaktan bile bıktırmanın raddesine getiren olayların, şahısların, tavırların ve lafların bir listesini aşağıda sunuyorum.
Durumumu size şöyle açıklayayım. Bu listede yer alan maddelerden herhangi birini bir daha duymamak, görmemek ve okumamak için memleketi çok büyük bir rahatlıkla terk edip, bir daha da buraya hiç dönmeyebilirim.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
* * *
1- ‘‘Çılgınca dans ve aşk gecelerinin yaşandığı...’’ cümlesi.
2- Vural Savaş'ın toplumsal yapı ve demokrasi üzerine gözlemleri.
3- Bir yarı çıplak kadın fotoğrafının altında o kadının hayattaki kariyer hedeflerini anlatmaya çalışan ve büyük bir komplo sonucunda tüm gazetelere sadece tek bir insan tarafından yazılıp gönderildiğine emin olduğum genelde tek paragrafta biten yazılar.
4- ‘‘Milli Güvenli Kurulu'nun bu ayki olağan toplantısında...’’ diye başlayan ve dağıtılan basın açıklamasının okunmasından ibaret olan haber analizleri.
5- ‘‘Yavruvatan Kıbrıs’’
6- Erdal Acar'ın karşısında kamera görür görmez aldığı, bence son derece abuk, kendisine göre ise son derece çapkın bakışlı poz.
7- Cumhurbaşkanı Sezer'in demokrat mı yoksa antidemokrat mı olduğuna dair çıkmış olan tartışmanın hálá daha sürmesi, böyle bir tartışmanın Avrupa Birliği'ne aday bir ülkede çıkabilmesi ve bu tartışmanın bir şekilde sonuçlanabileceğine dair yeni ipuçlarının da fazla bulunmaması.
8- Türkbükü.
9- Kemal Gürüz ve bugüne kadar YÖK başkanı olan, bundan sonra da YÖK başkanı olacak tüm kişilerin suratları.
10- Kadınların elini sıkmayı reddettikten sonra bana demokrasi dersi vermeye çalışan ve üstelik benden de kendilerine destek bekleyen kişiler.
11- Televole ve buna benzer programlarda sunuculuk yapan kişilerin göz bebeklerinde öylece asılı durmakta olan muazzam boşluk.
12- Hemen her ortamda, çalınan müzik ister kaşık havası ister Mozart olsun aynı şekilde oynamaya başlayan kadınlar. Ve bir süre sonra onların etrafında beliriveren adamlar.
13- Özel yaşamlarında binbir türlü ahlaksızlık ve rezilliğini gayet iyi bildiğiniz insanların yazı yazarken ahlak ve etik dersi vermeye başlamaları, demokrasiyi savunmaları.
14- ‘‘Yeni açılacak ihale...’’ diye başlayan haberler.
15- WAP teknolojisi ve okuma alışkanlığı olmayan Türkler'in sadece enforme olabilmek için her yolu denemelerindeki tuhaf çelişki.
16- Televizyonda izlemeye değer her filmin kaçınılmaz bir şekilde saat sabaha karşı 1.00'den sonraya konması ve ‘prime-time’da da her biri önceden en azından 30'ar kere gösterilmiş olan filmlerin tekrar gösterilmesi. Ve bunun da prime-time'da program izleyen nüfusun büyük çoğunluğunun temelde aptal olduklarına dair bir tartışmaya yol açmaması.
17- Ecevit'in yürürken verdiği izlenim ile konuşurken verdiği izlenimin birbirinden tamamen farklı olması ve bu konuda nedense bir net açıklama olmaması.
18- Cenazelerde ölen kişiyi alkışlayarak ilerici bir tavır aldıklarını sanan topluluklar.
19- ‘‘Trafik canavarı’’ lafı.
20- ‘‘Türkiye'nin iç ve dış düşmanları...’’ diye başlayıp her defasında da aynı sonuca varmayı başaran cümleler.
21- Geçinememekten şikáyet eden her adamın en azından üç çocuğu olması ve durumundan şikáyetçi kişinin bu konuyla kendi durumu arasında bir bağlantı kurmayı katiyen düşünmemesi.
22- Meydanlarda açız diye bağıran her insanın aynı zamanda şişko olması ve bu görüntünün de o bağırtıyı seyreden insanlara bir tür hakaret olabileceğini o kişinin bir türlü kabul etmemesi.
23- İşadamlarının Türkiye'nin ekonomik durumuna üzülüyorlarmış gibi konuşmaları ve ‘‘Biz de ekonomik istikrar paketinin uygulanması sürecinde üzerimize düşen sorumluluğa hazırız’’ lafını söylemeleri.
24- ‘‘Medya objektif habercilik yapıyor mu?’’ diye başlayan sorular.
25- Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve Recai Kutan'ın demokrasi konusunda yaptıkları konuşmalar.
Paylaş