Serdar Turgut: Benim sinirim ne olacak?






Serdar TURGUT
Haberin Devamı

BİLİYORUM, şu anda çoğunuz mutsuzsunuz.

Korkuyorsunuz. Gelecek ne olacak diye düşünmekten beyniniz delinecek hale gelmek üzere. Gece uykusuzlukları başladı doğal olarak.

Kendinizi yorgun hissediyorsunuz. Doktorunuz bir şey yok diyor ama yorgunluk da geçmiyor.

Aslında cevabı psikiyatrist biliyor ama siz de ona gitmek istemiyorsunuz.

Çünkü hem bu aralar hastalığa bile gerekmedikçe para harcanmaz, hem de zaten siz ruhsal durumunuzun nedenini biliyorsunuz.

Türkiye yaptı bütün bunları size. Çekip gitmek de çare değil. Çoluk var çocuk var, hatıralar var, hem gitseniz bu yaştan sonra ne yapacaksınız ki?

25 yıl önce olsaydı, hiç korkmadan basar giderdiniz. Üç kişiyle oda paylaşabilirdiniz o zamanlar, birtakım alışkanlıklara bağımlılıklar henüz daha oluşmamıştı. Çok özgürdünüz o zamanlar çok.

Ama artık yok bunlar. Hayat hapsetti sizi ve işin acı tarafı da bütün bunlarda sizin suçunuz yok.

Yaptığınız tek şey işinizde başarılı olmaya çalışmaktı, biraz daha rahat etmek, ailenizin geleceğini garantilemek için para kazanmak için uğraşmaktı. Düzgün yaşamaya çalışırken bir gün vurdular darbeyi ve şimdi uçurumdan aşağıya gidiyor gibi hissediyorsunuz kendinizi.

Korkuyorsunuz.

Değil mi?

***

Tabii ki korkuyorsunuz ve büyük ihtimalle bu gazeteyi açarken ‘‘Şu herif de bugün bari güzel bir şeyler yazsa da hiç olmazsa iki dakikalığına kafamızı temizlesek’’ diyorsunuz.

Bir ihtimal yani, herkes böyle konuşuyor demiyorum aman mektup filan atıp ‘‘Hayır ben böyle düşünmüyordum’’ filan diye itirazlar etmeyin.

İyi de ben ne yapacağım? Bana güzel masalları kim anlatacak, benim beynim nasıl temizlenecek?

Çünkü sevgili kardeşler ben de korkuyorum, hem de çok. Üstelik hayatta tek yapabildiğim şey de yazı yazmak. Düşünsenize Türkiye'deyim, durumlar bildiğiniz gibi ve bir adam hayatta sadece yazı yazmayı biliyor.

Son derece acıklı bir şey bu.

Ne korkması yahu, gece uyandığımda içim bunalıyor, bunalıyor.

Bir şey diyeyim mi, şimdi yazarken düşünüyorum da tam da korku değil bu galiba.

Öfke daha doğru bir kelime hissettiklerimi anlatmak açısından.

Çünkü ben biliyorum olan biteni. Herkes biliyor da belki ben biraz daha fazla biliyorumdur.

Götürdüler malı. Ne yaptılar ne ettiler bitirdiler ülkeyi. Hiç doymadılar, hep aldılar ve sonunda biz ortada kaldık. Onlara da bir şey olacağını tahmin etmiyorum açıkçası, olsa olsa bize olur yine.

Onun için üzür dilerim beni affedin, sizi rahatlatacak lafım yok bugün. Uzun süre de olmayacak.

Çünkü öfkem müthiş, bunu dizginlemeliyim, bunun üzerinde çalışmam gerekiyor, bunu da yazarak yapmayacağım.

Çünkü utanması sıkılması yok insanların. Onlar teflon tava gibi, küfür, hakaret, utanın çağrısı hiçbir şey yapışmıyor üstlerine, akıp gidiyor, bu sefer de siz onların duyarsızlına dövünmeye başlıyorsunuz.

Yok, yazmayacağım artık bu konuda, kendi başıma çalışacağım öfkeyi yenmek için, mikro dünyama çekilip, vurulan ve de vurulacak darbeleri orada karşılamaya çalışacağım.

Ahhh ah, ne yazık, ne yazık. Benim tanıdığım insanlar ve onlara benzeyen binlercesi bunları hiç ama hiç hak etmemişti.

***

Biliyor musunuz aslında yazıya otururken aklımda bambaşka bir konu vardı.

Galiba için çok dolmuş, biraz da yazı kendi kendini yazdı bugün.

Cumhur Ersümer'i yazacaktım. Takmış durumdayım ona. Yok yani biliyorum tabii ki düşmüş insana vurulmaz.

Ben zaten ona daha düşmeden önce vurmuştum. İyi de yapmıştım elime sağlık.

O başka bir konu. Benim takıntım başka. Ya, Cumhur babayı her görüşümde nedense ben hep kırkpınar başpehlivanını hatırlıyorum.

Yani belirli bir başpehlivanı da değil hatırladığım. Bir başpehlivan prototipi hatırladığım şey.

Çok benziyor o prototipe kendisi.

Yağlanıyor, dizine vurarak güreşe hazırlanıyor, bıyık buruyor yağlı elleriyle öyle hayal ediyorum kendisini. Neden buna taktım ve acaba bu ne zaman geçecek bilemiyorum. Ama çok rahatsız edici bir şey bu çünkü ben Cumhur Ersümer'i hiç düşünmek, hatırlamak istemiyorum ki?

(Not: Şimdi daha iyiyim. Yarından itibaren yaşamımı sizin neyninizi iki dakikalığına da olsa temizleme işlevine adamaya karar vermiş durumdayım. Yani yaşamımı derken bunun ne kadar süreceğine garanti veremem ama kısa sürmemesi için de çalışacağım. İyiyim yani merak etmeyin, yazdım rahatladım ve bu imkana sahip olmayan sizlere de haksızlık ettiğimin farkındayım. Haydi şimdilik baş baş.)

Yazarın Tüm Yazıları