Serdar Turgut: Bekárlığa veda partisi

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Kadınları anlamak mümkün değil.

Şimdi olaya baksanıza Allah aşkına.

Kadın ile adam evlenecekler.

Adam evlenmeden bir gün önce arkadaşlarıyla ‘bekárlığa veda partisi’ düzenliyor.

Kadın o gece bu partiyi basıyor.

Bir de ne görsün; adam arkadaşlarıyla birlikte fahişeler çağırmış, keyif yaşıyor.

Kadın o anda evlenmekten vazgeçiyor.

***

Olay sonuç itibariyle irrasyonel.

Yani adı üstünde işte, ne görmeyi bekliyordun Allah aşkına oraya gittiğinde.

Kadın çağırmayıp da ne yapacaklardı yani; örneğin hazır bir araya geldik bari memleket meselelerini mi tartışalım diyeceklerdi.

Bu meseleler arasında hálá daha yapılamayan ve yapılmayacağı da artık kesin olan toprak reformu mu yer almalıydı?

Yoksa internete bağlanıp, Kandilli Rasathanesi'nin sitesini ziyaret edip, hep birlikte deprem gelişmelerini izlemeye almaları mı daha doğru olurdu?

Daha başka şeyler de geliyor insanın aklına.

Örneğin bekár erkekler gece bir araya geldiklerinde bir yuvarlak yapacak şekilde oturup, ‘Herkes son olarak hangi kitabı okudu’ oyununu oynamaya başlayabilirlerdi.

Bu oyunda her erkek sırası geldiğinde ayağa kalkıp son okuduğu kitabı arkaşlarına detaylı bir şekilde anlatıyor.

Diğer adamların anlatılanları dikkatle dinleyip notlar alması lazım çünkü oyunun sonuna doğru herkes kendi anlattıkları hakkında sorular sorup doğru cevaplar duymak isteyecek.

En az doğru cevabı vererek oyunu kaybeden kişi ise ilk önce köşede tek ayak üstünde duracak, sonra da bütün bekár erkek arkadaşlarına yeni birer kitap almakla cezalandırılacak.

Vallahi bekár partisine kadın çağırma dışında binlerce şey geliyor insanın aklına bir düşünmeye başlayınca.

Örneğin erkekler bir araya geldiklerinde hepsi eline birer bardak portakal suyu alır ve damat adayını bekler.

Odaya en son gelen damat adayı önce hafifçe öne eğilerek selam verdikten sonra Proust'un ‘Kayıp Zamanın Ardında’sını ilk cildinden itibaren arkadaşlarına okumaya başlar.

Sıkılınca da uzun eşek oynarlar.

Bence bu da harika bir bekárlığa veda gecesi olabilirdi.

***

Sosyete bu skandalı tartışıyormuş.

Tartışmalardan sanki burada skandalı yaratan adammış izlenimi çıkıyor.

Halbuki skandalın tek sorumlusu bekarlığa veda partisini basmaya giderek tabiatın bütün kurallarını baştan aşağıya bir anda yıkmayı başaran kadın.

Onu kimse suçlamıyor.

Ayrıca sosyete söz konusu olunca adamın basıldığı gecenin adının da ‘bekárlığa veda’ değil, ‘evliliğe merhaba’ partisi olması gerekir.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

***

Son olarak erkek tarafına bir çift sözüm olacak.

Bunu halka açık mektup olarak yapmalıyım çünkü söylediklerimin herkese ibret olmasını istiyorum.

‘Evladım,

Sözüme başlamadan önce seni tamamen kurallara uygun bir bekárlığa veda partisi verdiğin için kutlarım.

Yaptığın tek yanlış partinin adresini gelin adayı tarafına duyurmaktı, bunun dışında yanlışın yok, gönlün rahat, vicdanın huzurlu olsun.

Evladım,

Ne kadar büyük bir badire atlatmış olduğunu umarım şimdi fark etmişsindir.

Bekárlığa veda partisini bile basmayı düşünebilen bir kadınla evlilik yaşamı ‘Blair Cadısı' filmindeki o korkunç orman gibi son derece ürkütücü, çeşitli kötülüklerle dolu olan ve büyük ihtimalle de adamın başını yiyecek bir şey olmalı.

‘Olmalı' derken teorik olarak konuştuğumu, soyutlama yaptığımı filan da zannetme.

Evlenmeden önce bekárlığa veda partisi yapmayı sadece aklımdan geçirdim diye Rana oturduğum odayı basmış ve beni azarlamıştı.

O aşamada bunu bir işaret olarak kabul edip imzayı atmamam gerekiyordu.

Beni döver diye korktum ve belki ilerde yumuşar diye belediyeye gitmeyi kabul ettim.

Aradan beş yıl geçti, bak bugünkü halime.

Ben bittim.

Henüz daha fiilen ölememiş bir zombi haline dönüştüm.

Neredeyse evlilik konusunda verilen konferanslara ‘alan çalışması örneği' olarak götürülüp teşhir edilecek hallere düştüm.

Evladım,

Kadın evlilikten vazgeçti diye eğer üzülüyorsan sana bir kafa atarım aklın durur.

Bilmem bunu da anlatabiliyor muyum?



Yazarın Tüm Yazıları