Paylaş
Haftalardır dilimde tüy bitti.
Onu söyledim, olmadı.
Bunu söyledim yine olmadı.
Hürriyet üst yönetimi benim tatile çıkamamam için mükemmel bir işbirliği içinde çalışıyor.
Hayatlarında ilk kez bir konuda tam ve net olarak anlaşma sağlamaları belki sevindirici ama tabii bu da benim ilgilendiğim şey değil.
***
Şimdi beni dikkatle dinleyin
Yukarıda resimlerini gördüğünüz kedilerden beyaz olanının adı Bilican.
Diğeri de Silvester.
Eğer tatile çıkarılmam kararı hemen alınmadığı takdirde Silvester'ı 24 Ağustos 1998 Pazar günü boğarak öldüreceğim.
Yine karar alınmazsa bu kez de Bilican'ı 24 Eylül Perşembe günü keza yine boğarak öldüreceğim. Belki onu vururum, bilemiyorum şu anda.
Şunu bilin ki bu iki sevimli kedinin ölmelerindeki bütün sorumluluk benim tatile çıkma kararımı almayan üst düzey yöneticilerde olacaktır.
Onlara 26 günlük bir zaman tanıdım ki, konu üzerinde iyice düşünsünler...
***
Ha bu arada Ertuğrul Özkök -ki kendisi son 100 yılın en seksi erkekler listesine 11'inci sıradan hem de Antonio Banderas'tan bile ön sırada girmiş kişidir- pazar günleri kedileri ne kadar sevdiğini yazıyor diye buna güvenip de olayı kendi akışı içine bırakmayın.
Ona mektuplar yağdırın ve ilk infazdan önce tatile çıkma izin kararımın bana bildirilmesini sağlayın.
Şunu kabul edin ki onu sizden daha iyi tanıyorum ve okuyucu baskısı olmadığı takdirde o değil kedilere acımak, onların infazını bizim evde seyretmekten bile keyif alabilir.
Bunu yaparken mantarlı pizza bile yiyebilir.
Dolayısıyla bir anlamda kedilerin hayatının kurtarılması siz okuyucuların elinde.
BUNU UNUTMAYIN. Ve bu sevimli, masum, insanları seven, bir gün bile kimseyi tırmıklamamış olan, kucağa alınınca sevinç çığlıkları atan iki canın hayatının sizin ellerinizde olduğunu hatırlayın.
Onların resmini kesin ve 24 Ağustos'a kadar buna bakın.
25 Ağustos'ta ise artık hayatta olmayacak olan Silvester'ın resmini çöpe atın.
***
Rana bunu engeller diye düşünenler oluyorsa onlara da bir çift sözüm var.
Tabi ki engellemeye çalışabilir.
Ancak bu kez kararlıyım.
Gözüm dönmüş durumda. Yazmaktan ve İstanbul'dan acayip bunaldım.
Rana engellemeye çalışırsa önce onu da boğarak öldürürüm, olur biter.
Yani sorunlar olursa da çözüm kolay, bilmem anlatabiliyor muyum?
***
Evet Silvester ve Bilican...
Biraz sonra çıkıp onlara güzel yiyecekler, oyuncaklar alacağım.
Hayatlarının sonu yaklaşırken bu son birkaç günü onlara güzel geçirtmek istiyorum.
Kedilere acımayıp da tatil iznini yine vermezlerse ne olacak diye düşünüyorsunuz, farkındayım.
O zaman da şu olacak:
Bilican'ı öldürdükten bir gün sonra yani 25 Eylül'de Hürriyet Medya Towers'a bir ziyaret yapacağım.
Ve karısını, kedilerini öldürmüş yani kaybedecek bir şeyi kalmamış bir insan olarak bu kararı almayan insanları da tek tek öldüreceğim.
Şimdi ‘‘Aman ne güzel, bu fırsatı kaçrırmayalım’’ deyip inşallah tatil kararını almazlar diye düşünebilirsiniz. Teorik olarak haklısınız.
Ama onlara acımasanız da -ki bu hissinizde haklısınız- bu kedilere acımalısınız.
Bilmem yine anlatabiliyor muyum?
Paylaş