Paylaş
Rönesansı, aydınlanmayı, Marksizmi ve burjuva demokrasisini içinden doğurmuş koskoca kıta, atlattığı bütün bu badirelere rağmen rasyonel düşünceden nasibini alamadığını Türkiye ile ilgili son kararıyla gözler önüne serdi.
Öyle anlaşılıyor ki insanlarda olduğu gibi toplumların da zaman zaman nutku tutulmakta ve en rasyonel olabileceğine inandığınız toplumlar bile inanılmayacak kadar absürd bir irrasyonel adımı atabilmektedirler.
Avrupalı biçareler, Batılı olmanın Türkiye'yi olumlu yönlerde değiştireceği gibi tamamen tarihsellik dışı (a-historical) bir varsayımla hareket etmektedirler.
Halbuki 700 yıllık tarihsel deneyim Türkler'in olumlu bir dış etkiyle katiyen değişmeyeceklerini, aksine ilişkiye geçtikleri toplumları hızla değiştireceklerini göstermektedir.
İşte bu nedenle bugün biraz ‘gelecek zaman tahminciliği’ (futurism) yapacağız ve Türkiye'nin Avrupalı olmasından sonra kaçınılmaz olarak bizim kültürel etki alanımıza girecek, bizim davranış biçimlerimizi benimseyecek olan Avrupa başkentlerinden gelen ajans haberlerini şöyle bir tarayacağız.
***
14 MAYIS 2030, PARİS: Chateau Margaux, Chateau Lafitte-Rotschild, Chateau Latour, Haut-Brion ve Mouton-Rotschild şarap şirketlerinin yetkilileri, örgütlü çete kurmak, ticari işlemlere hile karıştırmak ve vurgun yoluyla para kazanmak için halkın sağlığını tehdit etmek suçlamalarıyla polis tarafından gözaltına alındılar. Bu beş şirketin ürettikleri şaraplara Paris'in sağlıklı olmayan kuyularından çekilen mikroplu suları, normal kabul edilen miktarın yözde 200 fazlasıyla karıştırdıkları tespit edildi. Bu olayın ortaya çıkmasıyla Fransa ekonomisinin darbe yiyeceğinden korkan Ekonomi'den sorumlu Bakan düzenlediği basın toplantısında ‘tehdit yok’ mesajı verebilmek için bu şaraplardan birer kadeh içti. Gazeteciler Bakan'ın bu taktiği de Türk meslekkaşlarından öğrendiğini tespit ettiler. Yıllarca önce çaylarda radyasyon olmadığını kanıtlamaya çalışan bir ANAP'lı bakan, basın toplantısında tam 10 adet çay içmişti. O bakan basın toplantısından sonra yaklaşık iki ay gece karanlıkta yeşil bir ışık saçarak yürümüştü. Fransız bakanın durumu ise meçhul, çünkü kendisinden haber alınamıyor.
***
17 HAZİRAN 2030, HELSİNKİ: Finlandiya'da toplumu içten yıkmaya çalışan ve dış bağlantıları olduğu tespit edilen grupların gücünün gün geçtikçe arttığı, toplumsal bir krizi önlemek için acilen bir Milli Güvenlik Kurulu oluşturulması talebi dün basın toplantısı düzenleyen Finlandiya Genelkurmay Başkanı tarafından dile getirildi. Basın toplantısı ülkede büyük bir tartışmaya neden oldu. Çünkü Finlilerin yüzde 87'sinin o güne kadar genel kurmay başkanının kim olduğunu bilmedikleri, dahası ve bizce daha da vahimi Finlilerin yüzde 91,7'sinin ülkelerinde bir Silahlı Kuvvetler olduğunu o günkü basın toplantısında öğrendikleri ortaya çıktı. Bu durum Fin ordusunun askerlerinin nereden bulunduğu tartışmasını da beraberinde getirdi. Demeç veren başbakan ‘MGK’ya bu tür basit gerekçelerle karşı çıkanlar bölücü vatan hainleridir' dedi. Bunun üzerine bir mizah yazarı, Finlandiya'nın zaten sadece bir adet iken bile sıkıcılığı nedeniyle dünyanın tepkisini çektiğini, birkaç adede bölünen Finlandiya'nın ise dünyadaki sıkıcılık katsayısını iyice artıracağını söyleyerek, ‘Aklı başında hiçbir bölücü bu ülkenin daha fazla parçaya bölünmesini isteyemez’ diye yazdı. Mizah yazarı ertesi gün yine Finlandiya için yeni bir kurum olan DGM'ce gözaltına alındı. Şimdi bütün Fin halkı bu tutukluya işkence yapılıp yapılmayacağını büyük merakla bekliyor.
***
20 MAYIS 2030, BRÜKSEL: Yaklaşık 50 yıldır Brüksel'de yaşayan 37 çocuklu Hadi Uluengin adlı gazeteci bundan 42 yıl önce çıktığı bir bayanı evinin önünde öldürdü. Neden böyle davrandığını soran gazetecilere Uluengin, ‘‘Duydum ki başka bir adamla çıkmaya başlamış. Biz namusumuza göz diktirmeyiz, tamam mı? İlk önce konuşayım, ona doğruyu göstereyim dedim, beni dinlemedi. Ben de çaresiz onu öldürmek zorunda kaldım. Pişman değilim' dedi. Bu namus cinayeti Belçika'nın bütün gazetelerinde üçüncü sayfalara manşet oldu.
***
17 Ekim 2030, BERLİN: Alman sürücülerin yüzde 78'inin kırmızı ışıkta durmadıkları ve sürekli hatalı sollama yaptıklarını ortaya koyan istatistikler dün yayınlandı
3 Ekim 2030, LUXEMBURG: Dün Lüxemburg'da derin devlet kuruldu. Ancak bu derin devlet yapması gereken herhangi bir işi olmadığını görünce 6 ay sonra tekrar toplanmak ve olabilecek yeni koşullara göre tavır almak kararıyla hemen dağıldı.
4 EKİM 2030, AMSTERDAM: ‘Bir Hollandalı dünyaya bedeldir ve Hollandalı AIDS olmaz' ideolojisinin ülkede yaygınlaşması nedeniyle dünyaya büyük bir tehlike arz eden Amsterdam Kırmızı Işık Bölgesi Hollanda MGK'sının ikinci bir emrine kadar abluka altına alındı.
Paylaş