ODTÜ'lü komünist arkadaşların Habertürk kanalındaki konuşmalarını umarım izlemişsinizdir.
Ben programı yarısından itibaren izleyebildim, arkadaşların benimle ilgili fikirlerinin bir bölümünü duyabildim ama daha sonra söylediklerini okudum.
İnsanlar benim bu arkadaşlara kızdığımı düşünüyorlar.
Böyle düşünenlerin beni tanımadıkları kesin.
Kızmak şöyle dursun onları izlemekten müthiş keyif bile alıyorum.
O yaşta ben o gün ODTÜ'de bulunsaydım Kemal Derviş'in konuştuğu toplantı mutlaka ama mutlaka yarıda kesilmek zorunda kalırdı.
Onlara kızmam benim kendi tarihimi reddetmem anlamına gelir ki böyle bir şeye katiyen niyetim yok, geçmişteki fikirlerimle ve davranışlarımla gurur duyuyorum.
Bu arkadaşların da bugün böyle davranmalarını son derece doğal buluyorum.
Hamburgerciyi protesto etmek son derece anlamsız bir kişisel tatmin işiydi, bu son olay ise kendi içinde son derece tutarlı gerekçeler içermektedir.
***
Türkiye kendi sol hareketini radikal sağ ve dinci akımları kullanarak ezmiştir.
Cumhuriyet tarihinin en büyük hatası budur, Türkiye bir zamanlar kendi solunu yok etmenin cezasını hálá daha çekmektedir.
Türkiye'de sol Cumhuriyet'i kuran ideoloji ile aslında en az çelişkisi olan bir ideolojidir ama devletin baskısı nedeniyle kurulabilecek ittifaklar düşmanlıklara dönüşmüş, sosyal bünyede solun yok olmasının yarattığı kara delikten de radikal dinci akımlar fışkırmış, tepkiler sola akamayınca temelde Cumhuriyet fikriyle derin çatışması olan kanallara akmış, bizi yönetenler böylece solu ezerek ülkeye iyilik yerine büyük bir kötülük de yapmışlardır.
Benim umudum 12 Eylül müdahalesini yapan kurumun o dönemde yapılan yanlışların bir hesabını da kendi içinde bir gün çıkarması ve bunu toplumla da paylaşmasıdır.
Şu kadarını söyleyeyim: Ben inanıyorum ki 12 Eylül ve sonrasında solun canı çıkarılmasaydı Türkiye 28 Şubat'ı bu şekilde yaşamak zorunda kalmayacaktı, 28 Şubat bu şekilde yaşandı çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nde radikal dinci siyasi akıma tek sağlam olarak engel olabilecek sol hareket ortada yoktu.
Bugün ‘‘sol’’ ilkeler adına dinci siyasete destek veren insanlar ne kadar büyük bir yanlış yaptıklarının farkında olmadıkları gibi, yaşanan tarihten de katiyen ders almamış durumdalar.
Bazıları ise muhalefet olsun da nasıl olursa olsun anlayışıyla kendi yaşam alanlarını yok ettiklerinin farkında olmadan davranmakta ısrarlılar.
Onlara kızıyorum ama daha da çok onlara üzülüyorum.
***
ODTÜ'lü komünist arkadaşları büyük bir trajedi bekliyor aslında.
O da şu: Marksizm teori düzeyinde hep doğruları söyler ama bunun uygulamasında doğrular maalesef hiç olamamıştır.
Arkadaşlar Derviş'e ‘‘Yağma yok, sosyalizm var’’ diye slogan attılar.
Ne acıdır ki 20'nci yüzyılda toplumların en fazla yağmalandığı, işçi ve köylünün en fazla ezildiği, acıların en fazla çekildiği toplumlar kendilerine sosyalist veya komünist diyen ülkelerde olmuştur.
En büyük yağma sosyalizmde vardır.
Teoride bunun böyle olmaması bir şeyi değiştirmez, sizin bugünkü düzenle ilgili doğru tespitlerinizin de bu gerçek nedeniyle etkilenmesi söz konusu değildir, ancak sosyalizmin en büyük yağmaların yaşandığı bir rejim olduğu gerçeği bu arkadaşların siyasi yaşamlarında onları hep takip edecektir.
Ben ve birçok arkadaşım yıllarımızı bu gerçeği unutmak, unutmak için kılıflar bulmaya çalışmak çabalarıyla geçirdik.
Pek de başarılı olduğumuz söylenemez, çünkü sosyalizmler birbiri ardına yıkıldığında ortada kalan tek net gerçek bu sistemden tiksinircesine nefret etmiş, yıllardır bu nefretini saklayarak yaşamak zorunda kalmış milyonlarca emekçiydi.
Sosyalistlerin suratına vurulan bu tokat teoride söylenen doğruları etkilemedi ama bence artık bugün solda olduğunu söyleyen insanların davranışlarını, sloganlarını ve düşünce sistematiklerini biraz olsun ince ayardan geçirmelerinde büyük fayda olduğu kanısındayım.
Benim umudum bu gençlerde, teoriyi yeniden düşünme işini yapsa yapsa onlar yapar, çünkü eskiler bugünlerde bir zamanlar kendilerini yok etmeye iman etmiş güçlerle ittifak peşinde maalesef yine kendi sonlarını hazırlamakla meşguller.
Bakalım arkadan bıçağı ne zaman yiyip de akılları başlarına gelecek.