HAYATIMDA hiçbir zaman bu yazının başlığı gibi bir başlık atacağımı tahmin etmezdim.
Türk siyasi yaşamında ‘‘ara dönem’’ olarak adlandırılan süreçler benim kişisel olarak da büyük darbeler aldığım dönemler olmuştur hep.
O yüzden böyle bir kavrama da, bu tür hükümetleri isteyen insanlara da hep tepki duymuşumdur bugüne kadar.
Ancak şu anda durum farklı.
Bu ülke hepimizin. Hiçbirimiz diğerinden daha vatanperver filan değil; kökenlerimiz, hayatımız boyunca çalışıp edindiğimiz birikimlerimiz, geleceğimiz, çocuklar bu ülkede.
Ve ülkemizin çıkarları, bugün bir olağanüstü dönem hükümeti kurulmasını gerektiriyor.
Askerlerin de mutlaka aktif desteğini alacak bir ara dönem teknokratlar hükümeti lazım Türkiye'ye.
Bugünkü hükümette olan partiler, hiç durmadan açıkladıkları gibi Türkiye'yi gerçekten seviyorlarsa, en başta onların bu gelişmeye destek vermeleri gerekir.
Bu hükümet ve bu partiler, Türkiye'yi krizden çıkaramayacak.
Böyle giderse, ısrarla kalmayı sürdürürlerse, ülkemiz Osmanlı da dahil olmak üzere tarihimizde hiç görülmemiş gelişmelerle çalkalanacak.
Çünkü olabilecek ekonomik çöküntü, bugüne kadar alışık olduklarımıza katiyen benzemeyecek ve bir anda hemen her şeyimizi kaybetme tehlikesiyle de karşı karşıya kalabileceğiz.
* * *
Bence atılacak adımlar şöyle olmalı:
Bütün parti liderleri, muhalefet liderleri de dahil olmak üzere bir araya gelip vatanın geleceği için teknokratlardan oluşacak bir ara dönem veya ‘‘krizden çıkarma’’ hükümetine destek verdiklerini açıklamalılar.
Sonra kamuoyunun üzerinde anlaşacağı, üzerinde herkesin vicdanen rahat olacağı isimler hemen tespit edilip bunlara görevler verilmeli.
İki yıl sonra olacağı söylenen seçim bir yıl sonraya alınmalı.
Seçim Kanunu hızla değiştirilerek seçimler için propaganda dönemi 15 güne indirilmeli.
Bu bir yıl boyunca teknokratlar hükümetinin atacağı her adım halka net olarak anlatılmalı.
Teknokratlar hükümeti, acı reçeteler hazırlamak zorunda kalacak. Çok kişi daha işsiz kalacak. Siyasi partiler bu durumu kullanıp olumsuz propaganda yapmayacakları taahhüdünü de vermeliler halka.
Çünkü bu zorunlu adımlar atılmazsa ülkemiz batacak. Batmaması için atılıyor olacak o adımlar, bu yüzden kimse ağzını açıp konuşmamalı.
Vatanseverlik varsa işte asıl vatanseverlik, asıl vatan için bir şeyler yapmak budur.
Teknokratlar bir yandan Türkiye'yi kısa vadede rahatlatıcı adımları atarlarken, bir yandan da ülkemizi uzun dönemde tekrar çağdaş hale getirecek planları hazırlamalılar.
Türkiye'nin krizle darbe yiyen potansiyeli aslında çok büyüktür.
Bu insanlar üretecek, tüketecek, çalışacak. Yol gösterici olmak lazım; bu nedenle teknik tedbirler alınırken bir yandan da Türkiye'nin ulusal ekonomi stratejisi çıkarılmalı, kısa, orta ve uzun vadeli, kesinlikle uyulacak plan ve hedefler tayin edilmeli, krizden çıkma aşamasına gelindiğinde -ki bu gelişmeler olursa bir yıl içinde olabilir- bu program da yürürlüğe konulmalıdır.
* * *
Biliyorum, bunlar tatsız işler. Siyasi partilerimiz bu tür şeylerden de hoşlanmazlar.
Ancak bu tür gelişme olduğu takdirde olacaklar, bugün bu şekilde kalındığında olacaklardan daha tatsız değildir, buna emin olun.
Türkiye'yi seven, ülkesini düşünen, geleceğini bu topraklarda gören herkese sesleniyorum.
Atılması gereken adımlar belki kısa vadede hoş güzükmüyor, ama orta vadede Türkiye mutlaka ama mutlaka kurtulacaktır.
Teknokratlardan oluşacak hükümete siyasi partilerimiz de destek verecekleri ve müdahale etmeyecekleri için onlara yönelik kamuoyu desteği büyük olacaktır.
Bir anda güven ortamına giden yol açılacaktır.
Piyasalar biraz daha rahatlayacak, şu anda bir kısırdöngü içinde debelenen siyasi partiler de hiç olmazsa bir yıl için rahatlayacaklardır. Bu bir yılı yeniden örgütlenmek ve Türkiye için proje üretmekle geçirirlerse, bundan kazançlı çıkan hem kendileri hem Türkiye olacaktır.
* * *
Krizden çok darbe yedik. Ancak bu tür dönemler, ülkeler açısından önemli fırsatların da doğduğu dönemlerdir.
Eski Türkiye artık bitti. Bugüne kadar alıştığımız siyaset yapma biçimi, yaşam biçimi sona erdi.
Türkiye'yi hızla yeniden kuracak potansiyele, bilgi birikimine ve halka sahibiz.
Önemli olan herkesin bu fikre inanmasıdır. Önerim birçoğunuza belki hayalci gelecektir, ama ben samimi bir biçimde başka şansa da sahip olmadığımız kanısındayım.
Haydi, ülkemiz için el ele verelim artık, ne olur...