Anlamsızlıktan notlar

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Yeni yılla birlikte yeni bir adet edindim.

Aklıma gelen her fikri bir kara kaplı deftere not ediyorum.

İkibinli yıllarda bu notların, tarihi önemi olacağına eminim.

Bugün defterin ilk sayfalarını sizlerle paylaşacağım.

İşte ruhumun rengini almış olan deftere karalamış olduğum bazı oldukça derin fikirler:

***

Geçen akşam ‘En İyi Arkadaşım Evleniyor’ adlı bir filmi evde seyrediyorduk. Filmde başrolü Julia Roberts oynuyordu. Maşallah kadında bir ağız var, aynen piza fırınına benziyor. Bu fikrimi yüksek sesle söyledim ve ayrıca kadının Clinton ile hayatta hiçbir odada yalnız başına kalmamış olduğu için de dua etmesi gerektiğini anlattım. Daha sonra konuyu biraz daha açarak, son derede net ifadelerle bunun da nedenini söyledim. Bütün bu konuşmalarımın sonunda da yaşlandıkça beynimin daha da sapık çalışmaya başladığı bana söylendi ve kendimden utanmam gerektiği belirtildi. Doğru, kendimden utanmam belki gerekebilir ama Paula Jones'un da ağzı piza fırınına benziyor ve bu da bilimsel bir tespit, ne yapayım yani?

***

Doğru yerde doğru zamanda olamadığım için çok üzgünüm. Halbuki ben de o gece Kumkapı'da o restoranda olabilirdim. Zeynep Uludağ'ın kardeşi veya eşi öldürülen bayanın amcası filan olabilirdim. Hatta orada olay olduğu an garson olarak bile bulunabilirdim. Ama tabii bütün bunlar olamadı, çünkü ben basit bir yazarım ve hâlâ daha şöhret olmak için çabalayıp duruyorum. O gece bıçaklananlar arasında bile yer alsaydım, hatta ölseydim bile bugünkünden çok daha meşhur olabilirdim vallahi. Baksanıza eşini kaybeden Gülten Kızılkaya da imaj değiştirmiş, açılmış saçılmış. Hayır meşhur olabileceksem ben de soyunayım diyorum onu da kimse istemiyor. Hatta soyunmayayım diye üste para veriyorlar. Bıçaklanamadım, bıçaklayamadım, soyunamadım işte öyle hâlâ daha yazıp duruyorum hiçbir çıkarım olmadan. Lanet olsun.

***

Bülent Ecevit'in Saddam Hüseyin'i, Deniz Baykal'dan çok daha fazla sevmesi, o sevimli Arap'ı kendisine çok daha yakın hissetmesi sosyal demokrat hareketin muhteşem bir zaferidir bence. Emeğin birliği de bu memlekette bu şekildeki hissiyatlarla sağlanacaktır, buna da eminim. Daha da ileri giderek şunu da söylemeliyim ki sosyal demokrat hareket bu gibi müthiş ufuklu liderleri bağrından çıkararak 2 binli yıllara damga vuracağını da ispat etmiş durumdadır. Bence DSP örgütü acele olarak Bağdat‘a gitsin, Saddam’ın sarayları önünde insan çemberleri oluştursun ve Amerika'nın oraları vurmasını engellesin. Onlara rağmen yine de vurursa ne olacak diye mi sordunuz? Bırakın canım şimdi böyle güzel hayalleri, yeri mi yani şimdi?

***

Gündelik yaşam sürüp giderken bir gün tamamen tesadüf eseri Rana'nın aslında canlı olmadığını, onun sadece bir Tamagochi bebeği olduğunu keşfetsem ne kadar güzel olurdu değil mi? Böylece onu gönül rahatlığıyla öldürürdüm ve sonra eve kesinlikle tek bir Tamagochi bebeği bile sokmadan uzunca bir süre başımı dinlerdim. Ama ne yazık ki o Tamagochi bebeği değil ve hayattaki bütün güzel hayaller gibi bu da kesinlikle hiç gerçekleşmeyecek.

***

Dün bir telefon geldi. Birileri bana acele TRT 1'i aç dedi. Sabahın köründe ben buna bir anlam veremedim. Kendimle ilgili benim de bilemediğim bir skandal mı var acaba, bunu mu açıklıyorlar diye düşündüm ilk önce. Sonra böyle bir şeyin TRT 1'de olmasının imkânsız olduğunu hatırladım. Benimle ilgili skandal haberi yayınlamak devlet ciddiyetine yakışmazdı. Neyse açayım da göreyim ne olduğunu bari dedim. Başladım aramaya TRT 1'i. Bizim televizyonda da kanallar tabii ki ayarlı ama yıllardır TRT'yi hiç seyretmemişim ki hangi kanalda çıktığını bile bilmiyorum. Neyse, sırayla giderek buldum sonunda. A, bir de ne göreyim, Hasan Pulur konuşuyor ekranda. Hemen elime kalem kâğıt aldım. Çünkü genç gazetecilere nasihatler veriyordu. Onları hemen not ettim. Şimdi bu nasihatleri ezberlemeye çalışıyorum. Bana bu önemli olayı haber veren kişiye buradan teşekkürlerimi sunarım.

***

Bu yazıya Babıali'deki önemli yazarlardan gelen tepkilerden bazıları şöyle:

BİLİCAN AMCA: Bu ne biçim gramer bu ne biçim cümle yapısı. Yazıyı okurken memleketim için çok üzüldüm. Bu çocuğun atılması lazım işten neden beni dinlemiyorlar bilmiyorum ki?

MUSTAFA SİNİRLİ: Bu insanı kim yazar yaptı? Yunan kurşununa vücutlarını siper eden kahramanlar bu memleketi bu gibi tipler için mi kurtardılar? Basındaki bu leş kargaları mahvetti toplumu, bunu bilin.

AHMET CİDDİ: Memleketin bu kadar sosyal sorunu varken Hasan Pulur gibi bir popülizm uzmanı aleyhine yazı yazmak temelde işçi sınıfına duyulan tepkinin bir ürünüdür. Bu yazar bir halk düşmanıdır.













Yazarın Tüm Yazıları