Paylaş
HANGİ gün olduğunu hatırlamıyorum ama geçen hafta Kanal 7'de haberleri izliyordum.
TBMM'den çıkan bazı yeni yasaları anlatıyorlardı.
Medeni Kanun'da yapılması istenilen bazı değişiklikler reddedilmiş.
Bunlardan bir tanesi de ‘akraba evliliklerini’ yasaklayan kanun maddesiymiş.
Evet yanlış okumadınız, akraba evliliklerinin yasaklanmasıyla ilgili öneri reddedilmiş sevgili okurlar.
Ben yaşamım boyunca Batı felsefesini ve rasyonalitesini öğrenmek için çabaladım durdum.
Öğrenme çabamda ne kadar başarılı oldum bunu bilmem ama öğrenciliğim hálá daha sürüyor. Bundan da keyif alıyorum.
Kendimi bu tür bir insan yapmaya sürekli uğraştığım için bu haberi duyunca tek kelimeyle iğrendim, bunu bilmenizi istiyorum.
Sakat doğan binlerce çocuk nedeniyle bence insanlık suçu olması gereken akraba evliliğini Türkiye gibi tüm cumhuriyet tarihini Batı'ya açılmayla tarif eden bir ülke nasıl hálá legal halde tutar, bunu anlayabilmem mümkün değil.
* * *
Akraba evliliğini yasakladıkları takdirde ‘gizli akraba evliliklerini’ teşvik edeceklerinden korkmuşlar, onun için bunu yasayla yasaklamamışlar.
Azgelişmiş insanlarda ne kuvvetli içgüdü varmış görüyor musunuz kendi akrabalarına yönelik olarak.
Ne kadar yasaklamaya çalışsanız da onları durduramıyorsunuz.
Seksüel iştahlarını illa da kendi akrabaları üzerinde tatmin edecekler. Hayat hakkında hiçbir tercih imkánı olmayan, her türlü karar mekanizması süreci tıkanmış olan gencecik kızlar, akrabaları ayılarla evlendirilecek ve hayatları karartılacak.
Aşkı, güzel seksi hiçbir zaman tadamayacaklar.
Çocuk olunca da büyük ihtimalle sakat doğacak. Çocuğun hayatı daha doğuştan kararacak, kadın bir kez daha yaşarken ölecek, baba olan ayı da gidecek belki başka bir akrabasıyla evlenecek. Dört karıya kadar izin var ya nasıl olsa işin kılıfı da tamam.
Size bir şey söyleyeyim mi, doğal gelişmesi aşağı yukarı aynen anlattığım şekilde olan bir sürece bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde yasak konulamaması beni çok utandırıyor.
Bazen bu memlekette doğmuş olmama bile lanet edecek düzeye geliyorum. Çekip gideceğim bir gün yemin ediyorum, unutacağım her şeyi, yaşamım ne kadar kalmışsa kafam huzur içinde yaşayacağım bir yerlerde.
* * *
Kanal 7'de bu haber verildikten sonra beni daha da iğrendiren başka bir şey oldu.
O kanaldaki arkadaşlarımız bir köy keşfetmişler. Akraba evliliklerinin yasaklanmadığı haberinden sonra hemen bu köyle ilgili haber yayına sokuldu.
Köyde hemen herkes akrabasıyla evliymiş.
Ve bu köyde sadece tek bir sakat bebek varmış. O da köye dışardan gelin olarak getirilen bir kadınınmış. Yani akrabayla evlendirilmeyen kadınınmış tek sakat çocuk.
Yani anlayacağınız akraba evliliği yapanların sakat çocuk doğurmadıkları anlatılıyor haberde.
Ne kadar tiksinti verici değil mi?
Belirli bir ahlak yapısına sahip olduklarını her gün gözümüze soka soka tekarlayan insanların en azından biraz daha temkinli olmaları gerekmez mi?
Sürü halinde cahil cühela dolu olan bu ülkede o haberin nasıl bir etki yapacağını görmüyorlar mı?
Yoksa kendi ahlak kalıpları içinde akraba evliliği çok mu mübah bir şey de bunu savunuyorlar?
Ayıp, ayıp. Biraz utansınlar yaptıkları işten.
* * *
Bu memlekette halk olduğunu iddia eden kalabalık durmadan ahlaktan bahseder.
İstanbul'da belirli çevrelere gözlerini dikip, durmadan onları eleştirirler.
Vay ahlaksızlar derler, cehennemde yanacaklar derler, derler de derler.
Kendileri eşeklerle, koyunlarla seks yaparlar sonra.
Hatta bu cinsel tercihlerini çok eleştirdikleri İstanbul'a göç ederken de beraberlerinde taşırlar. Onun için bugün İstanbul seks dükkanlarında şişme eşek ve koyun satılıyor. Sadece bu bile bizim Avrupa Birliği'ne alınmamız için geçerli bir nedeni oluşturuyor bence.
Sonra da gider kendi akrabalarıyla evlenirler, sakat yavruları dünyaya getirirler, hiç üzülmezmiş gibi davranırlar bu bebeğin durumuna. Hele doğan kız bebek ise onu düşünmezler bile.
Ah içimde nasıl tiksinti var bir bilseniz..
Bu tür yaşayan bütün insanların Allah belasını versin...
Paylaş