Serdar Turgut: ABD'den hoş olmayan haberler






Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Kemal Derviş'in bakanlığa atanmasıyla birlikte ilginç bir senaryo yazılmaya başlandı.

Buna göre Derviş'in atanması, aslında Amerikan yönetiminin ‘siyasi’ bir kararıydı.

ABD, Türkiye'deki yolsuzlukların ve kuralsız ekonomik yapının sonunda ‘siyasi sistemi’ tehdit eder hale geleceğini artık görmüştü.

Bunu gördüğü yolunda resmi bir açıklama yoktu, ama tespitin yapılmış olduğunun en önemli kanıtı ABD yönetimi ile her zaman ilişkileri iyi olmuş olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ‘yolsuzluk ve hırsızlıkları’ kendi gündeminin ve MGK'nın birinci maddesi haline getirmiş olmasıydı..

Amerikan yönetimi Türkiye'de var olan ekonomik çarpıklıkların devam etmesi halinde siyasi sistemin çökebileceğini, bu durumda da bölgesel dengelerin vahim bir şekilde yerinden oynayacağını görüyordu.

Buna izin verilemezdi. İşte bu nedenle Kemal Derviş'in ABD yönetimi desteğiyle bakan olarak atanmasıyla birlikte Türkiye'ye büyük bir para yardımı yapılması da gündeme geldi.

Para yardımı yapılacaktı ancak bunun verilmesinin en önemli şartı var olan yolsuzluk ve hırsızlıkların sistemden tamamen temizlenmesi olacaktı.

Bunun ABD yönetiminin istediği şekilde sağlanmasının en büyük güvencesi ise Derviş olacaktı, o bir tür komiserlik görevini yürütecekti.

Anlayacağınız ABD Türkiye'ye yönelik son derece net bir siyasi tavır değişikliği içindeydi, yeni bir ilişki gündeme geliyordu iki ülke arasında.

***

Bu senaryonun doğru olmasını ben isterdim doğrusu.

Ancak ne yazık ki böyle bir senaryo ortada yok. Hatta olmadığı gibi bu senaryoda yazılanların tam tersi gelişmeler var.

ABD yönetimine Türkiye'deki ekonomik sistemin uzun dönemde tehlikeli gelişmelere yol açacağı aslında ilk kez 1988 yılında anlatıldı. TÜSİAD bu konuda bir rapor hazırlamıştı o dönemde ve bunu Amerikan yönetimine anlatmak için de o zamanlar siyasete henüz atılmamış olan Tansu Çiller görevlendirilmişti.

Çiller Washington'a giderek bunları yönetime anlattı. Bir anlamda Çiller bugün söylediklerini o gün de tekrarladı.

Ancak yönetim Türkiye ile ilişkilerini uzun dönemli perspektife dayandırma niyetinde değildi.

Bu nedenle yönetim Çiller tarafından kendilerine iletilen ‘tehlike sinyallerini’ almamayı tercih etti.

Tabii Çiller Washington'a ikinci gelişinde ilk gelişinde anlattıklarını tamamen unutmuştu ve yönetim de bundan mutlu oldu.

Çünkü ABD, Türkiye'ye yönelik uygulamakta olduğu ‘mavi boncuk’ siyasetini bozacak her türlü gerçekçi haber ve analize kulağını tıkamak istiyordu.

‘Mavi boncuk’ siyaseti ise gündelik çıkar ilişkilerine dayanıyordu, Türkiye'de var olan yolsuzluk ekonomisinin uzun dönemde bir siyasi krize yol açabileceği fikri bile duyulmak istenmiyordu.

***

Son krizle birlikte senaryolar yazmaya başlayanlar, Amerika'nın artık ‘uzun dönemli gerçek çıkarlarını’ görüp Türkiye'de olan bitene müdahale edeceğini düşündüler.

Tamamen yanılıyorlar.

Yeni Başkan Bush, ‘Sizin vergileriniz çok fazla. Ben size paranızı geri vereceğim’’ sloganı ile başkanlığa geldi.

Yönetim özellikle ‘‘Amerikan halkının parasını en çok tüketen’’ IMF'yi ‘‘hizaya getirmek’’ niyetinde.

Türkiye'de yaşanan son kriz Bush yönetiminin eline büyük bir koz verdi.

Hazine Bakanı Paul O'Neill ve yardımcısı Ken Dam, ABD'nin bundan böyle IMF'nin kaynaklarını ‘son Türkiye krizinde olduğu gibi israf etmesine izin verilmeyeceği’ değerlendirmesini net olarak yaptılar.

Yönetimin ekonomi yetkilileri bu yazı yazıldığı anda bile nasıl yapıp da Türkiye'ye daha fazla kaynak batırmayalım üzerinde çalışıyorlar.

Meksika ve Rusya örnekleri ele alındı. O dönemde yapılan yanlışların, gösterilen esnekliklerin Türkiye'ye gösterilmemesi kararı alındı.

ABD yönetimi beklendiği gibi Türkiye'ye büyük paralar filan vermeyecek. Ve buna rağmen ‘çok özel şartlar’ koşarak Türkiye'den kendisine çeki düzen vermesini isteyecek.

Beklendiği gibi para filan getiremeden Türkiye'ye dönecek olan Kemal Derviş bu ‘çok özel şartların’ uygulayıcısı olacak.

Bu çok özel şartların ne olduğunu da kamu bankalarından başlayarak herkes birkaç güne kadar görmeye başlayacak. Hazır olun.

Yazarın Tüm Yazıları