Paylaş
AMERİKA'daki başkanlık yarışı bütün hızıyla sürüyor. Bazılarına göre hangi adayın seçileceği önemli değil, çünkü ABD'nin Türkiye ile olan ilişkileri çok daha derin ve uzun dönemli hesaplara dayanır.
Ve kim seçilirse seçilsin sonuçta bu hesaplara uygun hareket eder.
Bu düşünce biçimi yanlış değil, ama eksik.
Çünkü her defasında olduğu gibi adayın kişiliği, etrafına topladığı adamları, oluşturmayı düşündüğü kabinesindeki isimler bu uzun dönemli hesapların kısa vadede uygulanmasında büyük etkiler ve farklılıklar yaratabiliyor.
Dolayısıyla bu kişilerin kim olduğuna, neyi hedeflediklerine dikkat etmek her zaman için önemli. Ve bu önem bizim açımızdan bu seçimde daha da artmış durumda.
* * *
Türkiye'nin dış politika hedeflerinden en önemlisi özellikle Kafkas petrolünün Türkiye'nin istediği türde bir çözümle dağıtımının sağlanması.
Şimdi, bu seçimde benim zafere ulaşacağını tahmin ettiğim George W. Bush Jr.'ın oluşturmaya başladığı kabinesine bir baktığmızda ortaya son derece ilginç bir tablo çıkıyor.
Bush'un kendisine başkan yardımcısı olarak seçmiş olduğu eski savunma bakanlarından Dick Cheney, 1995 yılında, bu konuda hiçbir tecrübesi yokken, Haliburton adlı şirketin CEO'su yani en yetkili kişisi oldu.
Haliburton, dünyanın en büyük petrol sahası servis şirketi.
Cheney, şirketin yönetimine gelir gelmez Azerbaycan'ın cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ile yakın dostluk kurdu. Onu Washington'da önemli kişilere tanıttı, adeta onun Washington'daki en önemli bağlantısı haline geldi.
Eski başkan ve şimdiki başkan adayı olan kişinin de babası olan Bush'un kabinesinde önemli görevler üstlenen ve bundan sonraki bir Bush başkanlığında da önemli pozisyonlara gelmeleri beklenen veya en azından kurmuş oldukları ilişkiler nedeniyle politikaları etkileyebilecek olan diğer isimlerin durumu da ilginç.
Örneğin eski Bush yönetiminde ulusal güvenlik danışmanlığı yapan Brent Scowcroft şu anda Pennzoil şirketinin danışmanlığını yapıyor. Bu konuda çok kapsamlı bir araş- tırma yaptığı belli olan ve benim de bu yazıyı yazarken kaynak olarak kullandığım New York Press Gazetesi'nden George Szamuley'e göre Scowcroft, Azerbaycan petrolleri konusunda son derece aktif olan bu şirketten yapmakta olduğu danışmanlık nedeniyle 130 bin dolar almış durumda.
Bu parayı sadece ilerde başkan olacak insana ulaşma yolunu açabilecek kişilere verir şirketler.
* * *
Yine eski Bush yönetiminde dışişleri bakanlığı yapmış olan James Baker'ın kurmuş olduğu avukatlık şirketinin müşterileri arasında Azerbaycan International Operating Company de var.
James Baker'ın şirketinin çıkarlarını temsil etmekte olduğu bu şirket aralarında Pennzoil, Exxon ve BP Amoco'nun da bulunduğu dünyanın başlıca petrol şirketlerinin yer aldığı 8 milyar dolarlık bir konsorsiyum.
Daha bitmedi. Eskiden Beyaz Saray personel müdürü olan yani başkana en yakın kişi olan John Sununu'nun sahibi olduğu JHS Associates adlı danışmanlık şirketi Azerbaycan hükümetiyle yoğun bir şekilde iş yapıyor.
Amerika'nın bu dönemde çıkarları Azerbaycan'a daha çok yardım etmesinde düğümleniyor. Ancak şu anki yasal durum buna engel. Azerbaycan'ın Ermenistan'a uygulamakta olduğu ambargo sürdükçe, 1992 tarihli Freedom Support Act'in 907'nci maddesine göre ABD yönetimi Azerbaycan için bir şey yapamıyor.
Ancak Azerbaycan'daki petrol kaynakları iştah kabartıcı olduğundan, başta bugün başkanlığa aday olan Bush'un başkan yardımcısı Cheney ve yeni yönetimde başkanın ulusal güvenlik danışmanı olarak atanmasına mutlak gözüyle bakılan Paul Wolfowitz bu maddenin Kongre'de kaldırılması için var güçleriyle çalışıyorlar.
Bu arada Cheney ve başkan adayı Bush'a danışmanlık yapmakta olan Richard Armitage ile Richard Perle, ABD-Azerbaycan Ticaret Odası'na üye olmuş durumdalar.
Eski dışişleri bakanı ve halen de başkan adayı olan Bush'un danışmanı olarak görev yapan George Shultz ise Behchtel şirketinin en önemli yöneticilerinden bir tanesi.
Bechtel ise GE Capital Stracture Finance Group ile birlikte Türkmenistan ile 2.5 milyar dolarlık bir proje için anlaştı.
Türkmenistan'dan Türkiye'ye uzayacak boru hattını bu şirket inşa edecek.
Bush'un başkanlığı kazandığı takdirde personel müdürü olması beklenen Donald Evans ise tüm servetini petrolden yapmış bir işadamı.
* * *
Bunları niye anlattım. Ne olacağı tam kesin değil ama şurası bir gerçek ki eğer Bush başkanlığı kazanırsa yeni Cumhuriyetçi yönetim bu petrol boru hattı meselesinde çok daha aktif olacak. Bu kesin. Bunu bilip hazır olalım diye yazdım bunları.
(Önemsiz Not: Dün Milliyet Gazetesi'nde son derece tuhaf bir açıklama yazısı çıktı. Üzerinde tartışmamız olan bir mülakat nedeniyle yapılan bu açıklama yazısında benim onların elinde bu mülakatın teybi olacağını düşünememiş olduğum iddia edilerek (neden düşünmeyecekmişim, bunu da anlamadım ya neyse) kendilerini savunmuşlar. Şunu söylememde yarar var. Bu konu mülakatı veren Ahmet Hakan ile Milliyet Gazetesi arasında çözülmesi gereken bir şey, ben köşemde iki tarafın da olayı kendilerine göre anlatış biçimini verdikten sonra sonuca vardım. Onlara tavsiyem, bir araya gelsinler de kimin yalan söylediğini kendi aralarında çözsünler.)
Paylaş