Paylaş
(Hayret! Türk Dil Kurumu bu kez nasılsa adam gibi bir anlam tarifi vermiş. Tek kelimelik bir karşılık bulamadıkları içindir. Jargon: “Aynı meslek veya topluluktaki insanların ortak dilden ayrı olarak kullandıkları özel dil veya söz dağarcığı. Örnek: Tıp jargonu.”)
Peki ‘jargon’un aslında ‘tweet’ demek olduğunu biliyor musunuz?
Üzülmeyin. Öğrenmenin yaşı yoktur. Bilmemek değil, bilmediğini bilmemek ayıptır, vs(*)
Bu arada yeri gelmemişken söyleyeyim, en önemli bilgiler, en gereksiz olan bilgilerdir. Mesela kuantum fiziği size hayatta düğme dikmeyi bilmek kadar gerekmeyecektir.
‘Jargon’ Fransızca’dır.
12’nci yy.’da (benim uzmanlık alanım olan) ‘boş konuşma, gargara, laga luga’ anlamında kullanılan ‘gargun’ (=‘kuş cıvıltısı’ yani ‘tweet’) kelimesinden gelir.
13’üncü yy.da hırsızların, yankesicilerin, sokak serserilerinin kullandığı (gizli ve uydurma) dile ‘gargon’ denirdi.
Ardından bildiğimiz ‘argo’, derken bugünki (yani ‘aynı meslekten veya aynı gruptan insanlara özel kelimeler’) anlamında ‘jargon’ kelimesi kullanılır oldu.
Farkındayım. Dil kültürüm karşısında nefesiniz kesildiği için söyleyemiyorsunuz (*), ama konuyu nereye getireceğimi merak ediyorsunuz.
İnanın ben sizden çok merak ediyorum.
*
Her mesleğin iyi kötü bir jargonu vardır. İçinde Latince, Fransızca, İngilizce kelime çok olduğu için ‘tıp jargonu’ en tipik ve zenginlerinden biridir. Mühendislikte, gazetecilikte böyle ‘mesleğe özel’ kelime çoktur.
Ara not: Özellikle büyük şirketlerde, Türkçesi dururken İngilizce kelimeler kullanmaya ise, jargon margon demezler düpedüz ‘dııııtlık’ derler. Feedback, to-do-list, deadline, draft, set etmek, çek etmek, keyz, forwırtlamak, sörç etmek, seyv etmek, şortlist, kofi breyk, plas, maynıs, puş etmek (‘t’siz) ve tabii telınt, HR (eyçar okuyunuz)…
Bunların Türkçeleştirilmeleri de ayrı bir güzelliktir. Geri aramak, geri bildirim, kendine iyi bakmak, kazan-kazan, yolunda gitmeyen bir şeyler olmak gibi...
Zaman içinde değişen meslek jargonu dışında, bir de dönem dönem moda olan ‘kavramlar’ vardır. Motivasyon, challenge, engagement, consensus, ekip ruhu vs. Genellikle duyması hoş ama içi boş laflardır bunlar.
Son yıllarda network ve sosyalleşme affedersiniz çok in.
Mesela uzmanlar şirket içi ve şirket dışı çevre (network) edinmenin kariyer için çok önemli olduğunu, bunun en iyi yollarından birinin de öğlen yemeklerini iş arkadaşlarıyla veya dışarıda meslektaşlarıyla yemenin önemini tekrarlıyorlar.
Keza çalışanların da karnını kantinde birlikte doyurması, çay-kahve molaları vs kurum kültürü ve takım ruhu oluşturmak için - eee siz nasıl diyorsunuz - bir opportunity’dir.
Özetle (yer bitti) önümüzdeki pazar yazısında
Dersimiz: Bağlama (Jargon’un etimolojisinden yola çıkıp 50 satırda konuyu obezite sorunsalına bağlayın da göreyim sizi!)
Konumuz: Birlikte yenen öğle yemekleri obez yapar mı?
Hepsi ve daha fazlası asssssonra flaş flaş Hürriyet İK’da...
(*) Ben de bu vesileyle öğrendim size bu sattıklarımı – Kaynak : CNRTL
Paylaş