“Aptalın faydalısı da mı var” diye soranlar olacaktır. Evet, var. Faydalı aptal tanımlaması Lenin’den geliyor.
İdeolojisi hakkında pek az şey bilen ya da hiç bir şey bilmeyen, ancak gönülden bağlı, pratiğe geçmesini sağlayan veya olanak veren kişiler için kullanmış. Daha çok batıdaki Sovyet sempatizanları için kullandığı belirtiliyor. Genel olarak bilinçsizce bir amaca hizmet eden kişiler tanımlanıyor. Tabii, biz bu çerçeveden almayacağız. Böylesine güzide bir tanımlamayı politik çerçeveye sıkıştırıp bırakmak haksızlık olur. Ki, zaten bırakılmamış. Politik jargonun dışına çıkarak, “faydalı aptal”ın güncel tanımlamasına bilinçli kısmını da ekleyebiliriz. Çünkü asıl edinimin yanında kırıntıyla yetinme amacıyla da, bilinçli faydalı aptal olma durumu da yadsınamaz. O zaman bu durum hayatın her alanında olası; işte, evde, arkadaş çevresinde... Bu açıdan amaç için bir başkası tarafından kullanılmış, ya da asıl ödülün yanında payımıza düşen kırıntılar için kendimizi kullandırtmış olma ihtimalimiz var. Bu da, bir şekilde, “faydalı aptal” olma durumumuzu gösterir. Bence, buraya kadar olan kısmında pek bir sorun yok. Ya saflıktan, ya da çıkar edinebileceğimizi düşündüğümüz için “faydalı aptal” durumuna düşebiliriz. Ancak, asıl sorun başındaki “faydalı” sıfatını çıkarınca ortaya çıkıyor: Geriye kalan “aptallık”ta... İzmir ve insan tipleri Geçen cuma günü, Ertuğrul Özkök’ün, “Bu süreçte kim aptal, kim değil” başlıklı yazısını okuyordum. Özkök, Carlo Cipolla’nın “İnsan aptallığının temel yasaları” adlı makalesinden alıntı yaptığı dört ana insan tipi ve davranışından yola çıkarak, Kürt sorununun çözümünde temel aktörlerin analizini yapmış ve hakkını da fazlasıyla vermiş. Ama ben, Cipolla’dan yaptığı alıntıya fena halde takıldım. Ve kendimi, bunu İzmir’e uyarlamaktan alıkoyamadım. Eğer, benden şimdi tek tek İzmirli temel aktörleri, Cipolla’nın dört sınıfına ayırmamı bekliyorsanız, beklemeyin. Yerim yok. Yazı uzayınca yazıişleriyle sorun oluyor. Ancak Cipolla’nın dört ana insan tipini ve davranışlarını hatırlatmak için Ertuğrul Özkök’ün yazısından alıntı yapıyorum ve gerisini size bırakıyorum: * Yaptığı eylemden kendisi zarar gören, ama başkasına yarar sağlayanlar. Cipolla’a göre bu tür insanlar “saf ve temizdir.” * Yaptığı eylemden kendisi yarar görüp, başkalarına zarar verenler. Bu kategorideki insanlara da “haydut” diyor. * Yaptığı eylemler hem kendine, hem başkasına yarar sağlayanlar. Bu tür insanlara “akıllı fikirli” deniyor. * Kendine hiç yarar sağlayamadan, başkasına zarar verenler. Cipolla işte bu tür insanlar için şu sıfatı kullanıyor: “Aptallar...”