DÜRÜSTÇE söylemek gerekirse, ummadığım şekilde şaşırıyorum, şaşırtılıyorum.
Ben, katılım konusunda böyle bir iradeye fazla ömür biçmemiştim, ama "İzmir için el ele" sloganıyla İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu, üçüncü toplantısını yaptı. Toplanma konusunda gösterdikleri azimden dolayı hepsini candan kutluyorum.
"Ne yani, yalnızca toplanma kararlığından dolayı mı" sorusu belirebilir aklınızda. Belirmese de, ben yanıtlayayım: Maalesef şu an için yalnızca toplanma konusunda gösterdikleri iradeden dolayı kutluyorum. Ama şuna da inanıyorum... Bir süre sonra cidden iyi işler çıkacaktır, bu irade sürerse. Şimdi neden yalnızca toplanma kararlılığını kutluyorum, onu açıklayayım. Öncelikle, kurulun kronolojisine bakalım: 6 Temmuz’daki ilk toplantıda, bitmez tükenmez öncelikleri belirleme çalışması yapıldı. Bunun için de çalışma grupları oluşturuldu.
7 Ağustos’taki ikinci toplantıda, 16 ana başlıkta toplanan İzmir’in öncelikleri listesi tartışıldı. Aralarında İzmir-Ankara yolunun otoyol statüsüne kavuşturulması, İzmir-Ankara hızlı tren projesinin öncelikli gerçekleştirilmesi, İnciraltı ve Turan bölgesiyle ilgili çalışmaların bitirilmesi, mega müze ve kruvaziyer limanı yapılması, 3’üncü nesil gemilerin İzmir Limanı’na girebilmesi için iç denizin derinleştirilmesi, arıtma çamuru bertaraf tesisinin kurulması, yenilenebilir enerji merkezi olarak teşvik istenmesi ve Teknopark’ın bir an önce kurulması gibi maddelerin de yer aldığı listenin "öncelik sıralaması"çalışmasını tamamlamak üzere, Kurul’un 24 Ağustos’ta yeniden toplanması kararlaştırıldı.
Aksiyon zamanı
Ve, 24 Ağustos’ta gerçekleştirilen toplantıda da, en sonuncu öncelikler listesine ulaşıldı. Hiç öyle, "Ne öncelikler listesiymiş bee" demeyin. Ben bildim bileli İzmir’in öncelikler listesi hazırlanır. Tamam... Zaman ilerliyor ve kentin öncelikleri de değişiyor tabii. Doğal olarak yeni yeni öncelikler listesi belirlemek gerekiyor. Ama ilginç olan, önceden belirlenen öncelikli sorunlara ne oluyor, onu anlamadım...
Neyse, konuya dönelim. Evet, son toplantıda,"aksiyon zamanı" denilerek, VOB’un İzmir’de kalması, kentin sağlık merkezi haline gelmesi, İzmir Körfezi ve Gediz Havzası’ndaki kirlilik sorununun çözülmesi, İstanbul-İzmir otoyolunun eşzamanlı yapımı ve kentte bir Ege Medeniyetler Müzesi kurulması en son öncelikler olarak belirlendi, bir heyetin (bu Voltran oluyor) Ankara’ya gitmesi kararlaştırıldı.
Burada, toplantıların öncüsü Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ilk toplantıdaki bir söylemini hatırlatalım: "Gerekirse, ki gerekeceğine eminim, hakkımız olan ve Ankara’dan almamız gereken ne varsa, gidip almaya çalışalım. Bu konuda ısrarcı, kararlı ve en önemlisi tek yumruk olalım." Buradan da anlaşıldığı gibi her şey planlandığı gibi gidiyor. Kontrol dışı bir şey yok.
Her şey bir yana, ben bunun birlikte yapabilme inancımızı tazeleyebilecek bir gösterge olacağına inanıyorum. Tamam, yeniden keşiflerle dolu, çok sıkı bir yol izlenmiş olabilir şu noktaya kadar. Ancak, öyle, ya da böyle, bir araya gelindi, öncelikler listesinde anlaşıldı ve harekete geçme kararı alındı. Bu olaya çok ciddi şekilde sarılan Kocaoğlu, derslerini iyice çalışıp, Ramazan’dan sonra harekete geçeceklerini belirtmiş. Umarız her şey yolunda gider ve biz, İzmirliler olarak, İzmir’in gücünün ne olduğunu görürüz. Küçük bir uyarı: politikacı sözüne inanmayın...