Paylaş
Bilim dünyasında uzun süredir ilaçların insan vücudundaki etkilerinden bahsedilmekte. Bilim adamları, test edilseler dahi her yüz ilaçtan 95’inin insan beynine ve vücuduna zararlı olduğu görüşünde. Embriyonik kök hücreleri veya yetişkin deri hücreleri kullanılarak geliştirilen mini beyin ile bu ilaçların etkileri daha kolay araştırılabilecek.
* * *
Kök hücrelerden veya deriden alınan örneklerle petri kabında büyütülen mini beyinlerde; serebral korteks, retina ve tam gelişmiş bir yetişkinin beyninde hafızanın büyük ölçüde yer aldığı hipokampüs gibi beynin farklı bölgeleri geliştirildi. İki ay içinde maksimum boyutları olan 4 mm’ye kadar ulaşabilen beyinler, şimdilik bir seneye kadar hayatta kalabiliyor. Sadece beyin dokusundan ibaret olduğu için düşünme gibi yetisine sahip değil. Ancak şizofreni ve otizim gibi hastalıkların altında yatan sebeplerin araştırılması için oldukça faydalı olması öngörülüyor.
BOYUTU BEZELYE BÜYÜKLÜĞÜNDE
Oluşturulan beyin, bezelyeden daha büyük değil. Dokuz haftalık bir fetüste görülen beyin gelişimine sahip. İlaçların yanında beyin gelişiminin modellenmesi ve soruna neden olan her şeyin incelenebilmesi fırsatını sunuyor. Özellikle alzeimer ve parkinson gibi hastalıkların önlenmesine yönelik de çalışmalara başlanması öngörülüyor. Geliştirilen bu mini beyin çoğu hastalığın sebebinin anlaşılıp daha rahat çözülebilmesini sağlayacağı gibi kullandığımız ilaçların etkilerinin araştırılması konusunda da bilim dünyasına çok geniş bir kapı açmış gibi görünüyor.
ÇOCUĞUM Bİ DUR!
Çocuğunuz söz dinlemiyor ve devamlı hareket halindeyse, sadece yaramaz olmayabilir. Birbirine çok karıştırılan yaramazlık ve hiperaktivitenin etkileri ve yaklaşımları çok farklı.
Hiperaktivite kısaca olağan dışı veya anormal aktif olma durumu. Ancak her hareketli çocuk da hiperaktif değil. Aşırı hareketli olmanın yanında dikkat eksikliği, çabuk sıkılma, dürtüsellik, sabit duramama, söz kesme, saldırganlık gibi davranışlar da görülebiliyor.
Hiperaktifler rahatsız edici davranışları da kasten yapmazlar. Tamamen dürtüsel hareket ettikleri için bu durumu çocuk yaşlarda kontrol edemezler. Genellikle nörolojik bir durumdan kaynaklı hiperaktivite tiroid hormonu gibi bazı hormonların yüksekliğinden de kaynaklanabiliyor. Tedavi şekilleri de buna göre değişebiliyor. Çocuklar için ailelerin davranışları ve sabırlı olmaları çok önemli. Anlayışlı ancak sınırları çizerek çocuğun yanında olduğunuzu hissettirin. Olumsuz davranışları devamlı cezalandırmak yerine olumlular üzerine gidilmeli. Yetişkinlerde de aynı şekilde bir yaklaşım sergilenmeli. Çünkü bu durum zamanla depresyon, madde bağımlılığı gibi durumlara sebep olabilir.
Paylaş