Böbrek taşı erkekleri kıvrandırıyor

Erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha sık görülen ‘böbrek taşı’ rahatsızlığının en başta gelen belirtisinin şiddetli ağrı olduğunu belirten Doç. Dr. Özgür Uğurlu, şu önerilerde bulundu: “Günlük su tüketimi ortalama 2-3 litre olacak şekilde arttırılmalı, asitli içeceklerden kaçınılmalı.”

Haberin Devamı

Sevgili okurlar bu hafta konumuz böbrek taşları...
Böbrek taşları aslında çeşitli nedenlerle (buna genetik yatkınlık da dahil) böbrekte bir takım vücutsal kimyasalların kalıntılarının birikmesi sonucu meydana gelir. Bazı durumlarda ise dayanılması güç ağrılar yaratabilir. İşte bu durumları ve sebeplerini, kısacası böbrek taşlarıyla ilgili merak ettiklerinizi hafta boyunca bana göndermiş olduğunuz sorular doğrultusunda halen Ankara Akay Hastanesi’nde çalışmakta olan Doç. Dr. Özgür Uğurlu’yla konuştuk.

- Öncelikle böbrek taşı nedir?
- Böbrek taşı; tıpta ‘nefrolitiazis’ ya da ‘ürolitiazis’ olarak bilinen böbreklerde biriken sert, madensel maddelere verilen addır. Bu madensel maddelerin (kalsiyum oksalat, ürik asit, sistin vb) kristaller halinde böbrekte çökmesi ve zaman içinde büyümesi böbrek taşını meydana getirir.

Haberin Devamı

- Böbrek taşı en çok kimlerde görülür?
- Erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha sıktır. 20 yaşın altında göreceli olarak daha nadirdir. En sık 30-50 yaş arasında görülür. Sıcak iklimlerde daha fazladır. Kilo arttıkça taş oluşum riski artar. Daha önce taş oluşmuş kişilerde tekrarlama riski yüksektir.

- Peki böbrek taşının belirtileri nelerdir?
- Ağrı en sık rastlanan belirtidir. Ağrının şiddeti belli belirsiz bir sızlama şeklinde olabileceği gibi son derece şiddetli ve hastaneye yatmayı gerektirecek yoğunlukta olabilir. Taşın bulunduğu tarafta yan ağrısı şeklindedir ve taşın yerine ve hareketine göre değişebilir. Böbrek veya idrar kanalının üst kısmında olan taşlarda kaburga ile kalça arasında böğür ağrısına sebebiyet verir. İdrar kanalının alt kısmında ve idrar kesesine yakın taşlarda karın alt kısmında veya cinsel organa doğru yayılan ağrılar ortaya çıkar. Ağrı dışındaki diğer belirtiler; idrarda kanama, bulantı-kusma, idrar yaparken acı-yanma ve idrar sıkışıklığı hissidir.

TAŞ HASTALIĞI SAYISI ARTIYOR

- Böbrek taşı tanısı nasıl konulur?
- Son yıllarda ultrasonografinin yaygın kullanılması ile herhangi bir belirtiye yol açmadan teşhis edilen taş hastalığı sayısı artmaktadır.
Yukarıda bahsedilen böbrek taşı belirtileri olan hastalar bir üroloji uzmanına yönlendirilmelidir. Üroloji uzmanı detaylı tıbbi hikaye, fizik muayene, idrar ve kan tahlili neticesinde tanıyı görüntüleme yöntemleriyle doğrulayacaktır.
Direkt üriner sistem grafisi: X ışınları kullanılarak çekilen filmde saydam (opak) taşların çoğu görülebilir.
Ultrasonografi: Bu yöntemle iç organları görüntülemek için yüksek frekanslı ses dalgaları kullanılır. X ışını kullanılmaması sebebiyle güvenli bir yöntem olmakla birlikte özellikle idrar kanalında yer alan küçük taşları göstermede yetersizdir.
İntravenöz piyelografi: Damar içerisine verilen bir kontrast madde ile aynı anda böbreklerin anatomisi ve fonksiyonlarını incelemek mümkündür. Hamileler, kontrast madde alerjisi ve böbrek yetmezliği olanlarda bu tetkik uygulanmamalıdır.
Spiral Bilgisayarlı Tomografi (BT): Röntgen ışınları kullanılarak yapılan ince kesitli üriner sistem BT günümüzde taşların değerlendirilmesinde en güvenilir teşhis yöntemidir. Dakikalar içinde yapılan bu inceleme ile 1-2mm boyutundaki taşlar bile görülebilir.

İDRAR KANALINDAKİ TAŞLAR MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ

Haberin Devamı

- Böbrek taşının tedavisi nasıl yapılmaktadır?

- Tesadüfen saptanan taşların bir kısmı tedavi verilmeden belirli periyodlarla takip edilebilir. Böbrek çıkış havuzunda (renal pelvis) ve idrar kanalında olan taşlar mutlaka tedavi edilmelidir. Eğer böbreğin içindeki kaliks adı verilen ceplerin içinde taş varsa ve belirgin bir şikayete sebep olmuyorsa takip yeterlidir. Takipte bu taşlar bulundukları yerde zamanla büyür veya hareket edip idrar kanalına girerse ağrı, kanama, iltihap gibi sorunlara yol açabilir. Bu durumda tedavi gerekir. Taş hastalığı nedeniyle ağrı ile başvuran hastada ilk tedavi ağrının ağrı kesiciler ile kontrol altına alınmasıdır.
İlaç tedavisi ve takip: Avrupa Üroloji Klavuzları’na göre idrar kanalında (üreter) yer alan 10mm’nin altındaki taşlarda ilk seçenek ilaç tedavisi ve periyodik izlemdir. İlaç olarak ağrı kesicilerle birlikte alfa bloker olarak sınıflandırılan prostat ilaçlarının kullanımı hastanın ağrısını gidermekte ve taşın kendiliğinden düşmesini kolaylaştırmaktadır. Taşın boyutu arttıkça kendiliğinden düşme olasılığı azalacaktır.
ESWL: Böbrek taşlarının tedavisinde en sık kullanılan yöntemdir. Özellikle böbrek içinde ve üreterin üst kısmında yer alan taşlar için iyi bir tedavi şeklidir. Buna karşın 2cm’den büyük, sert taşlarda başarısı daha azdır. Başarı taşın cinsine, sertliğine, büyüklüğüne yerleştiği yere göre değişir. Bir odaktan çıkan şok dalgaları taşın üzerine yönlendirilerek taş kırılır. Küçük parçalara ayrılan taşların idrarla atılması beklenir.
Perkütan Nefrolitotomi: Sırt bölgesinde böbrek hizasına 1cm boyutunda bir kesi yapılarak röntgen kontrolünde böbreğe bir tüp yerleştirilir. Bu tüpten giren optik cihaz yardımıyla böbrek iç yapısı ve taş görülür. Taş özel aletler yardımıyla kırılarak çıkartılır. İyileşme süreci hızlıdır. Geçmişte sıklıkla uygulanan açık böbrek taşı ameliyatlarına göre oldukça kısa bir süre içinde (2-3 gün) hasta taburcu olup günlük aktivitelerine dönebilir.
Üreterorenoskopi: Bu ameliyatta herhangi bir kesi yapılmaz. İdrar yolundan endoskopik bir aletle girilerek taş idrar kanalında görülür, kırılır ve temizlenir. Hastaların çoğu aynı gün evlerine dönüp bir gün sonra normal yaşamlarına dönebilirler. Rijid yani sert üreterorenoskopların özellikle alt ve orta üreterdeki taşlarda başarı oranı yüksektir. Fleksibl yani kıvrılabilen üreterorenoskoplar ise uçları çeşitli yönlerde ve açılarda döndürülebildiğinden hem üst üreterdeki, hem de böbrek içinde böbrek havuzu ve kalikslerdeki taşların tedavisinde kullanılır.
Açık ve Laparoskopik Cerrahi: Günümüzde taş hastalarının büyük kısmı ESWL, PNL, URS ya da birkaçının birlikte uygulanması ile başarılı bir şekilde tedavi edilmektedir. Sadece küçük bir hasta grubunda açık veya laparoskopik ameliyatlarla tedavi gerekmektedir.

- Son olarak böbrek taşından korunma yolları nelerdir?
- Her şeyden önce günlük su tüketimi ortalama 2-3 litre olacak şekilde arttırılmalıdır. Kola, gazoz gibi idrar asit-baz dengesini bozan içeceklerden kaçınılmalıdır. Greyfurt, portakal ve elma suyu taş hastalığı riskini artırır. Saf limon suyu özellikle kalsiyum taşlarına karşı koruyucudur. Süt ve süt ürünlerinin hiç tüketilmemesi taş oluşum riskini arttırır. Süt, yoğurt ve peynir gibi besinler makul ölçülerde tüketilmelidir. Sebze, meyve gibi bol lifli besinler tercih edilmelidir. Ancak yüksek oksalat içeren pancar, soya, siyah çay, çikolata, kakao, kuru incir, karabiber, fındık, maydanoz, ıspanak, çilek, böğürtlen gibi besinleri aşırı tüketmemek gerekir. Tuz kullanımının ve hayvansal proteinlerin azaltılması, bol su tüketimi ile birlikte taş oluşumunu önlemede çok önemlidir.

Haberin Devamı

DIŞ KULAK YOLU ENFEKSİYONLARI

Önümüzdeki hafta konumuz dış kulak yolu enfeksiyonları. lur. Dış kulak yolu enfeksiyonlarını nedenlerini, tedavi ve korunma yöntemlerini Ankara Acıbadem Hastanesi doktorlarından KBB uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz ile konuşacağız. Bu konu ile ilgili merak ettiklerinizi bana hafta boyunca skalyoncu@hotmail.com adresinden ulaştırabilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları