Alzheimer hastalığında tedavi çalışmaları

20. yüzyılın başlarında 50 yaşında bir kadın, ileri derecede bellek kaybı ve hafıza karışıklığı ile ilk kez alzheimer tanımlandı.

Haberin Devamı

Türkiye’de yaklaşık 400 bin kişi, dünyada ise milyonlarla belirtebileceğimiz rakamlara ulaşan hasta sayısı var. Genetik olarak geçtiği düşünülen bu hastalıkla ilgili şimdiye kadar
birçok tedavi yöntemi denendi. Ancak halen kesin bir tedavisi olmayan bu hastalık için aducanumab isimli bir ilacın belirtileri oldukça gerilettiği saptandı. Alzheimer, beynin bazı bölümlerinin zamana bağlı olarak da hasarlanmasıyla günlük işlevler ve faaliyetleri yerine getirememeye kadar giden ve genellikle yavaş seyreden bir hastalık. Dünya genelinde 40 milyon civarında alzheimer hastası var. Beynin araştırılması sonucuda alzheimerlı beyinlerin diğerlerine kıyasla çok fazla plak barındırdığı görüldü. Beta-amloidinlerin beyinde biriktiği ve yığın haline dönmesiyle hastalığın ortaya çıktığı en kabul gören teori. Bu birikmeyle beyindeki sinir hücreleri zarar görür ve alzheimerın belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Hasarın derecesine göre küçük unutkanlıklar ile başlayan süreç ciddi bellek kayıpları ve günlük aktiviteleri tek başına yerine getirememe ile devam eder. Daha ileri evrelerde konuşma güçlükleri, zaman-mekan karıştırma ve karar verme yetisinde bozukluklar ortaya çıkmaya başlar.

Alzheimer hastalığında tedavi çalışmaları

ÇALIŞMASI TAMAMLANMIŞ DEĞİL

Beta amiloidin birikmesini engelleyerek hastalığı durdurmayı amaçlayan çoğu tedavi şimdiye kadar büyük bir fark yaratmadı. Son olarak denenen aducanumab adlı ilaç denenme aşamasında olsa da çoğu doktora ve hasta yakınına göre oldukça iyi sonuçlar verdi. İlk verilerde tedavi gerçekten de beta amiloidin plaklarını temizledi. Ancak hafıza kayıplarının bu plakların oluşumundan çok daha önce, beta amiloidinden çok daha küçük parçalar olan oligomerlerlerin toplanmasıyla oluştuğu gözlendi. Yani ilaç plakları temizlese de sinir hücreleri çoktan zarar gördüğü için bazı yetiler geri kazanılamayabiliyor. İlacın ileri düzeydeki deneklerde semptomları gerilettiği ancak ilaç kullanımının sonlanmasıyla plak oluşumunun geri geldiği ve hastaların kötüleştiği kaydedildi. Bu sebeple oluşumun erken evrelerde tespiti ile sinir hücrelerine hasar vermeden ve beta amiloidin oligomerleri birikmeden aducanumab tedavisine başlanması ile alzheimerın önüne geçilebileceği tartışılıyor. Yaşın ilerlemesiyle birlikte bunamanın ve sinir kaybının arttığı hastalıkta nörologlar çoğu belirti ve testlerle alzheimerı önceden tespit edebiliyor. Bununla birlikte yapılan tedavilerde ciddi anlamda gerilemeler sağlanabilir.
Henüz tes edilen, doktorların ve hasta yakınlarının oldukça iyi sonuçlar aldığını söylediği ilacın çalışmaları halen tamamlanmış değil. Piyasaya çıkması da bir hayli zaman alacak gibi. Ancak çoğu nörobilimciye göre şimdiye kadar alzhmeimer alanında en iyi gelişme gösteren ilaç olacak.

ÖĞRENMEDEN GEÇMEYİN KONJONKTİVİT NEDİR?

Alzheimer hastalığında tedavi çalışmaları

Halk arasında kırmızı göz hastalığı olarak da bilinen konjonktivit, göz akını örten şeffaf dokunun ve göz kapaklarının içinin iltihaplanmasıdır. Bu durum da göz içinde kanlanmaya yol açar. Göz kapaklarının içini ve gözlerin beyaz kısmını (sklera) kaplayan zara konjonktiva adı verilir. Yani kısaca konjonktivanın iltihaplanması konjonktivittir. Konjonktivitin en sık karşılaşılan belirtileri şöyle sıralanabilir: Akıntı, kızarıklık, kaşıntı, bulanık görme, ışığa karşı aşırı hassasiyet, yaşarma, çapaklanma, gözde yabancı bir madde varmış hissi oluşması ve ağrıdır.
Allerjik, bakteriyel ve viral olmak üzere üç çeşit konjonktivit vardır. Tanı için mutlaka göz hastalıkları uzmanı muayenesi gereklidir.
Konjonktivit bulaşmasını önlemek için;
* Ellerinizi sık sık yıkayın
* Gözleriniz düzelene kadar kontakt lens takmayın
* Enfeksiyon kapmış kişilerin havlu, yastık, makyaj malzemesi gibi eşyalarını
paylaşmayın
* Havlularınızı ve yastık kılıfınızı sık değiştirin
* Gözlerinizi ovalamayın

Yazarın Tüm Yazıları