Alzaymır hastalığında PET/MR beyin görüntülemesi

Yaşlı bireyleri daha çok etkilemesi, ekonomik yüklerinin çok fazla olması ve henüz etkin tedavilerinin olmaması ile COVID-19 ve alzaymır (alzheimer) hastalığı benzer özellikler içeriyor.

Haberin Devamı

Alzaymır hastalığında PET/MR beyin görüntülemesi
Pandemi süreci devam ederken demans ve alzaymır hastalığının görülme sıklığı da katlanarak artıyor. Türkiye Alzheimer Derneği Ankara Şubesi Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’ndan emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Esen Saka Topçuoğlu ile Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Lütfiye Özlem Atay ile alzaymır hastalığını konuştuk.

Alzaymır hastalığında PET/MR beyin görüntülemesi

ÜLKEMİZDE 750 BİN CİVARINDA HASTA VAR

Alzaymır 65 yaş üzeri insanlarda yüzde 10 sıklıkta, her 5 yılda bir görülme sıklığı iki kat artarak 85 yaşındaki bireylerde neredeyse yüzde 50’ye yaklaşıyor. Hastaların yüzde 97’si 65 yaş üzeri. Ülkemizde 700-750 bin, dünyada 50 milyon alzaymır hastası olduğunu düşünüyoruz. 2050 yılında bu sayının artarak ülkemizde 5 milyona, dünyada ise 150 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Bizi ve dünyayı bekleyen çağımızın yeni sağlık sorunu onkolojiden daha ziyade alzaymır hastalığı olacaktır.

Alzaymır hastalığında PET/MR beyin görüntülemesi

UFAK TEFEK UNUTKANLIKLARLA BAŞLAR

Bu hastalık kişiyi özünden çalan bir hastalıktır. Çoklukla ufak tefek unutkanlıklarla başlar. Rutin olarak yaptığı işleri eski düzeyde yapamaz. Bu durum ilerleyicidir. Zamanla yakınlarını tanıyamama, beslenme, temizlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılamada da zorluklar gelişir. Bu hastalıkta maalesef yılların, yaşanmışlığın, tecrübenin getirdiği bilgelik, tecrübe zaman içinde eriyerek yok olur. Hastalığın 4 evresinden bahsedebiliriz; çok hafif, hafif, orta ve ileri. Her biri 2-4 yıl süren bu evreler, hastanın günlük yaşamında başkasının desteğine gittikçe artan gereksinim durumunu tanımlar.

Alzaymır hastalığında PET/MR beyin görüntülemesi

ŞÜPHE DURUMUNDA NÖROLOJİYE BAŞVURULMALI

Kendimiz ya da yakınımızda alzaymır hastalığından şüphelendiğimizde bu konuda uzman bir nöroloji doktoruna başvurmayı geciktirmemeliyiz. Tanı için yapılacak incelemelerin başında tiroid hormon bozuklukları, vitamin yetmezlikleri, enfeksiyon, inme, tümör gibi nedenlerin araştırılıp dışlanması, takiben hastalığa özgü değişikliklerin incelenmesi gereklidir. Bu değişiklikleri ortaya çıkaracak araçlar, nöropsikolojik testler, beyin manyetik rezonans görüntülemesi (MR), kan ve beyin omurilik sıvısından (belden alınan sıvı) tespit edilecek hastalığa özgü protein değişiklikleri ve fonksiyonel beyin görüntüleme ile beyin şeker kullanma yeteneğindeki değişikliklerin (FDG-PET) ve alzaymır hastalığında beyinde biriken amiloid ve tau proteinlerinin PET yöntemi ile görüntülenmesidir.

BULGULARI AZALTACAK İLAÇLARLA TEDAVİ

Alzaymır hastalarında bulgular başladıktan sonraki dönem için klinik kullanımda olan ve hastalığı durduracak, ortadan kaldıracak bir tedavi yok ancak bulguları azaltacak, dikkat ve hafızayı daha iyi seviyeye taşıyan ilaçlar vardır ve tedavide kullanılmaktadır. Ancak, ‘hastalığı önleme penceresi’ olarak da adlandırılabilecek, neredeyse 20 yıl kadar uzun olabilen bu dönemde kullanımının daha etkin olabileceği düşünülen pek çok klinik ilaç çalışmaları vardır. Bunların bir kısmı aşı olarak adlandırılan amiloid ve tau proteinlerini beyin ve beyin sıvılarından temizleyen ilaçlardır ve bazıları ABD’de FDA’ya ilaç ruhsatı için başvuruda bulunmuşlardır. Bu ilaçların yeteri kadar etkin bulunup kullanıma sunulması halinde çok erken dönemlerde bu hastaları tanımak çok daha önemli olacaktır.

ERKEN TANIDA EN YENİ YÖNTEM PET/MR

Amiloid PET/MR beyin görüntülemesi hastalığın erken tanısında mevcut en yeni ve en ileri yöntemdir. Bu yöntem ülkemizde Gazi Üniversitesi Nükleer Tıp Bölümü ve Hacettepe Üniversitesi Nöroloji Bölümü işbirliği ile yapılan bir proje kapsamında Gazi Üniversitesi Hastanesi Nükleer Tıp Kliniği’nde kullanılmaya başlandı. Bu zamana kadar onlarca hastada Amiloid PET/MR ve 18F-FDG-PET/MR görüntülemesi ile hem beyin amiloid protein dağılımını ve nörodejenerasyona bağlı beyin aktivitesindeki değişiklikleri inceleyebilmemiz hem de beyin dokusundaki küçülme, küçük damar hastalıkları gibi bu hastalıkta görülen beyin değişikliklerinin izini sürmemiz mümkün oldu.

Yazarın Tüm Yazıları