Paylaş
Hafta sonu Bodrum’da, evim gibi gördüğüm, dünyanın belki de en güzel manzarasına sahip Manastır Oteli’ndeydim. IBS (İritabl Barsak Sendromu) hastasıyım. 25 yıldır. Özellikle mevsim değişikliklerinde feci artıyor. Sevgili dostum Ali Sayar ve birkaç arkadaşımla, şöyle bir kaçamak yapıp, stresten uzaklaşmak istedik. İyi de oldu. Manastır Oteli’nin sahibi, 20 yıllık sevgili Ağabeyim, Sadri Şener’de oteldeydi. Çok güzel bir sohbet yaptık. Önce bir turizmci, sonra da Trabzonspor Başkanı ve bir iş adamı olarak harika şeyler konuştu. Birlikte keyifli bir gece de yaşadık. Tek eksik Yüksel yengenin (Şener)olmamasıydı. Londra’da avukatlık yapan, biricik kızları Zeynep’in yanındaydı. Bu arada otel uçmuş. Harika olmuş. Baştan, aşağıya yenilenmiş. Genç ve başarılı müdür Eren Terzi çok çalışkan ve vizyonu geniş. Odalardaki incelik ve şıklık da Yüksel Şener’in payı büyük.
25 yıllık büyük başarı
Manastır Otel’i yaz ve kış açık. Ana müşterileri THY. Herkesin anılarının olduğu bir otel. “Çocuk yaşlarda yaptık. Eşimize, dostumuza, arkadaşlarımıza ve de tabi halkımıza. O arada (Yap işler devret) sistemi modası vardı. Ben buranın inşaatına başladığımda herkes alay ediyordu. (Cebinden harcayacak, yatırımını yapacak ve kendi çalıştıracakmış) diye. Sonra benim gibiler çoğaldı. Jenerasyon değişti” diyor Sadri Şener ve devam ediyor;
“Ciddi anlamda Manastır’da büyük değişim yaptık. Gezince göreceksin. Tabi nostaljiye de sadık kaldık. Cağa, gelişen turizme de ayak uydurduk. Fakat organize turizmde, 25 yıl istikrarlı bir şekilde ayakta kalmanın keyfi başka Üstelik de taviz vermeden.”
Turizmde özgürlük şart
Manastır’a gelen yabancılar arasında Fransızlar ve İtalyanlar çoğunlukta. Üstelik de paralı kesim. Bu konuyla ilgili Şener bakın neler anlatıyor;
“Pahalı ya da ucuz turist geliyor diye ben kimseyi tenkit etmem. Ama bana göre para kazanmanın yolu, yerli müşteriden geçer. Yiyen, içen de zaten Türkler, İtalyan ve Fransızlar. Her şey dahil sistemi o nedenle hiç sevmiyorum. Bizde de asla olmaz. Anlattıkları zaman da bana cazip gelmemiştir. Ama bunu yapan arkadaşlar, maliyeti düşürdüklerini savunuyorlar. Nereye kadar düşürülür ki? Aşağıya çekmek rezilliktir. 3000-4000 yataklı otellerde 2-3 EURO karla oda satmak hiç hoş değil. 70 milyonluk bir ülkede, yerli insana turizmi cazip hale getirmek gerekir.
Türkiye’de, gerçek anlamda turizm, Rahmetli Turgut Özal ve teşvikle başlamıştır. Şu anki durumundan iki kat fazla olması gerekir. Bana göre turizm otelle değil, öncelikle ulaşımla başlar. Önce havaalanı yapacaksın, sonra otellere ağırlık vereceksin. Yoksa turisti nasıl getireceksin. Nitekim Bodrum uzun süre bu sıkıntıyı yaşadı. Benim de katkılarımla, havaalanı yapıldıktan sonra önemli oldu. Karşımızdaki Kos Adası’nda uzun yıllardır havaalanı vardı. Nitekim gerek yurt dışında yaşayıp, evleri Bodrum’da olanlar, gerekse Bodrum’u merak eden pek çok yabancı Kos’ dan buraya gelirdi. Şimdi de özellikle bu yıl Kos’a çok gidiş oldu. Teknelerle. Hem ucuz. Hem de insan kendini burada daha özgür hissediyor. Daha iyi tatil yapıyor. Burada gazeteci kaynıyor. Kimi insan seviyor, kimi sevmiyor. Turizmin de yolu ve keyfi özgür olmaktan geçiyor.
Biraz da spor ve Trabzon
Sadri Ağabey ile sohbetimizi Trabzonspor’un, Manisaspor’a yenilmesi ardından yaptık. Morali çok bozuktu. Telefonlarını kapattı. Çok sevdiği eşi Yüksel Hanım bile bu durumlarda aramazmış.
“Maraton uzun. Bizde bu maratondan iyi sonuçlarla çıkacağız” diyor. Üç büyüklerin, Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe arasındaki büyüklük yarışına önce Trabzon katıldı. Hem de 6 şampiyonlukla. Ardından Bursa. Anadolu takımlarının bu başarılarıyla ilgili Başkanın görüsü ise şöyle;
“Bursa 3 milyon, ama yarısı Bursa diğer yarısı ise Beşiktaş ve Fener. İstanbul’da deseniz. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray’ın yanı sıra, yaşayanlar arasında çok Trabzonlu da var. Ama Trabzon’da yalnızca Trabzonspor taraftarı var. Bu arada ekonomik açıdan FB, GS VE BJK’ in durumu da, diğer Anadolu takımlarına oranla çok farklı. Bizim Trabzon’un da şükürler olsun iyi ama. Yine de bir tek şampiyonluk var. İyi olan kazanıyor.”
Tam 20 yıl sonra, yeniden Trabzonspor Başkanlığı’na Devlet Bakanı, hemşerisi, çok eski dostu Faruk Özak, gelmesini çok istemiş. Kardeşi TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener büyük etken olmuş. Karısı Yüksel Hanım’da okeyi verince yeniden dönmüş.
“Ama çok zor. Yoğun bir uğraşı istiyor. Ne ev ne de otel ve iş. Varsa yoksa Trabzonspor. Fakat belli bir yaştan sonra da adrenalin. Koşturuyorsunuz. Sağlık acısından da iyi geliyor.
Yabancı futbolcu cazip
Başkan, kütür, eğitim ve bayan seyirci ile küfür ve terörün biteceğine, inanıyor ve devam ediyor;
“Futbol seyircisi çok fanatik. Basketbol seyircisi kültürlü bir seyircidir futbola oranla. Ama orada bile biliyorsun, şampiyonluk maçlarında, Sayın Başbakan’a da, Cumhurbaşkanı’na da yuh çekildi. Büyük ayıp. Yenmenin, yenilmenin ve de sporun bir centilmenlik olduğunu anlatmak lazım. Ama yine de, eskilere oranla iyiyiz.”
Buca Spor’un, bu yıl ligdeki şansının ne olacağına, yabancı futbolcu ve antrenör konusuna değiniyorum. Bu konularla ilgili olarak da başkan dobra şöyle konuşuyor;
“İzmir’in bir bölgesinin takımı. İzmir’de bir Altay, Göztepe, Karşıyaka, İzmir Spor’da var. İzmir büyük kent. Bir değil, birkaç takım olması gerekir. Yabancı antrenör ve futbolcu konusuna gelince ben sıcak bakmıyorum. Ama ekonomik açıdan, seyirciye harekete geçirmek, tribüne çekmek için de şart. Seyirciye cazip geliyor popüler isimler. Uzun süre istikbal vaat etmeseler de. Antrenör konusuna gelince bizde Şenol Güneş, Ersun Yenal, Mustafa Denizli, Fatih Terim gibi çok iyi yerli hocalar var. Dilerim çoğalırlar. Ama gençler kendilerini yetiştirmiyorlar. Çok iddialı isim çıkamıyor. Üzülüyorum.”
Sosyete yılın düğününde buluşuyor
Bu akşam toplam 550 kişi İzmir’de Damla Şener-Onur Akkaynak’ın düğününde buluşuyor. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Sani Şener ile Asuman Şener’in dünya güzeli kızları Damla bankacı. Londra’da tanıştığı ve Söke’nin tanınmış ailelerinden Yıldız-İsa Akkaynak’ın yakışıklı oğulları Onur da öyle. Gelinlik İngiliz modacı Philippa Lepley, damatlık ise Tom Ford imzalı. Davetliler arasında Devlet Bakanı Faruk Özak ve eşi, Sani Şener’in ortağı Hamdi Akın, Sema-Aydın Doğan, Arzuhan Doğan-Mehmet Ali Yalçındağ, Vuslat Doğan-Ali Sabancı, Nihat-Gülseren Özdemir,
Fulya-Fatih Terim, Emel-Mehmet Ağar, Müzeyyen-Orhan Keçeli, Arzu-Ali Dürüst gibi iş, spor, siyaset ve medya dünyasından hayli önemli konuklar yer alıyor.
Çok özel bir mönü
Düğün Swiss Otel Efes’te. Başarılı Yiyecek-İçecek Müdürü Tuncay Beyaz ve ekibi harika bir mönü hazırlamış. Palm Garden’de kokteyl ile başlıyor gece. Nikahın ardından yemekle devam ediyor. Palm Garden’ın dekorasyonunu Bethina Manncher ve Candan Kramer’in sahibi olduğu B&C Atalier gerçekleştirdi. Badem kokteyli, ardından somonlu, avokadolu, hardal ve mozerella soslu salata. Ara sıcakta enginarlı ve domatesli Tagliette, ana yemekte ise sarımsaklı maydanozlu ezme eşliğinde ızgara bonfile var. Mevsim sebzeleriyle. Finalde damla sakızlı muhallebi, meyveli tiramisu, mevsim meyveleri ve ananaslı, bademli düğün pastası yer alıyor. After Parti ise 24.00’den sonra gençlere...
Paylaş