Paylaş
Haklı. Ben de aynı durumu, günlerdir gazetelerde, hem de en ciddi olanlarında, ve de birinci sayfalarda, magazin programlarında yer alan İvana - Yurdal Sert arasında yaşananlardan dolayı, çıkan haberlerden duyuyorum. Böh! İğrenç... Ayıp. Ramazan mübarek günü rezil, rüsva oldular. Yurdal’ı yıllardır tanırım. Evlenmeden önce birkaç kez, gece yaşamında karşılaşıp, sohbet ettiğimiz olmuştur. Keza ağabeyi ve yengesiyle de öyle. Yani halim,selim insanlar. Nasıl bu duruma düştüler aklım almıyor. Yurdal’ın, gazetelerde değişik kadınlarla samimi pozlarda fotoğrafları çıkıyor. İvana Sert, gazetelere kocasının kendisini o.....larla aldattığını söylüyor. www.ayaklıgazete.com Yurdal Sert’in, karısının kendisini aldattığı haberlerini, manşet yapıyor. Yurdal daha da ileri giderek, Ivana’nın, ortağı işadamı Hatem Yavuz ile kendi evinde, kendi yatağında, kendisini aldattığını ve buna da hizmetçilerin tanık olduğunu iddia ediyor...
Şöhret bir
yuvayı daha yıktı
Yurdal ve İvana arasında yaşananlar, bana göre büyük rezillik ve kepazelik. Bence bu olanlar yeni değil. Ama düne kadar, kocasının gölgesinde yaşayan ve yalnızca ‘İkoncan’ olarak anılan İvana Sert’in, ekranlarla şöhret olmasını Yurdal, hazım edemedi... Şöhret bir yuvayı daha yıktı... Yani, bu sonu kendisi hazırladı. İvana kıçını, başını açarken, o seksi pozları verirken, evliliğinin bir gün tehlikeye gireceğini bilmiyor muydu? Tüm pislikler, çirkinlikler ortaya çıktı. Kimse henüz 5 yaşındaki Ateş’i düşünmüyor. Bu çocuk okul çağına gelince ne olacak? Böyle bir anne ve baba bu çocuğa nasıl ebeveyn olacak? Google girdiği an Ateş, anne ve babasının yaşadığı tüm rezillikleri görecek. Ya da bazı vicdansızlar ona gösterecekler. O zaman ne olacak? Üzgünüm çok... Hem de hiç tanımadığım 5 yaşındaki Ateş için. Yoksa Yurdal da İvana da Hatem Yavuz da bana göre utanma duygularını çoktan yitirmişler. Kaşarlar...
Seferihisar’da Saprano İlayda
Ayşegül Aydın, müzik sektöründe, neredeyse 15 yıldır tanıdığım bir uluslararası menajer. Zerrin Özer ile çalışırken oldukça da samimiydik. Çok düzgün bir kız. Bana da “Şenay Abla” der. Salı günü aradı. Seferihisar’a geleceğini ve burada gerçekleşecek Shining Star Çocuk Festivali’ne davet etti. Hoş festival 18 Ağustos Perşembe başladı. Kısmetse de yarın, yani 21 Ağustos Pazar da sona eriyor.
Merkezi Malta’da bulunan; As Başkan Figen Çakmak ve Türkiye Festival Başkanı&Yönetim Kurulu üyesi Tolga Gürdil’in öncülüğünde, iki yıldır ülkemizde de faaliyet gösteren, Dünya Sanatçılar ve Festivaller Birliği WAFA’nın çatısı altında gerçekleşiyor... Ve bir ilk. İzmir’in Seferihisar İlçesi’nde, Angora Beach Resort’da yapılan, 1. Uluslararası Shining Star Çocuk ve Gençlik Festivali, Ayşegül’e göre, gelecek yıllar, içerik olarak daha da zenginleşerek devam edecek... Festivale; İtalya, Romanya, Bulgaristan, Rusya, Litvanya, Malta, Estonya, Fransa, İspanya ve Moldova’dan gelen yarışmacılar, ülkelerinden, sevilen iki şarkıyı seslendirerek, sahnede canlı performans gösterecekler. Türkiye’den de çok sayıda baş vuran katılımcılara, uluslararası katılım sertifikaları ve çeşitli armağanlar sunulacak.
Final gecesinde sürpriz isim
Birincisi düzenlenen Shining Star Çocuk Festivali final gecesinde; sürpriz bir sanatçı da sahne alacak. İlayda... Müzik eğitimini İtalya’da alan; Pavarotti’nin hocası Emma Raggi Valentini ve Bocelli’nin hocası Alain Billard’dan özel ders gören İlayda, Verona Konservatuarı şan bölümünden mezun. Opera’dan pop’a, cazz’dan geleneksel ve halk şarkılarına kadar uzanan sesi ile şimdiye kadar 9 dilde şarkı söylemiş. İlk albüm çalışmasını, Roma’da ünlü İtalyan sanatçılarının prodüktörü Piero ve Massimo Calabrese kardeşler ile yapan İlayda “Omnia Fluunt” (Herşey Dönüyor) albümünü ise, aynı isimle eylül ayında Türkiye’de yayımlamaya hazırlanıyor.
İlayda, 2007 yılında, Selçuk’ta, Meryemana evinde her yıl düzenlenen, Meryemana’nın göğe yükseldiği günde, yaklaşık 5000 kişinin karşısında, Latince ilahi olan Ave Maria’yı (Schubert ve Bach/Gounod) seslendirmişti. Final gecesinde de, İtalyanca repertuarının yanı sıra, “İzmir’in Kavakları” eserini seslendirecek. Hem de kurtuluş mücadelemizde de, büyük önem taşıyan, zeybek ve efeler
eşliğinde...
Bir dakika
Cuma arkadaşımı yitirdim
Müthiş bir adamdı. Aydın’ın efeliği, İstanbul’un beyefendiliği vardı. Güldüğü zaman gözlerinin içi gülerdi. Sahiciydi. Dürüsttü. Yalanı, dolanı yoktu. İyi bir babaydı. Bence iyi bir arkadaştı. Çok yakışıklıydı. Sporcuydu. Deli bir aşıktı. Hala 54 yaşında kaybettiği Halise Hatice’sine aşıktı. Onun yanına da gitti. Acele etti. Benim ‘Cuma’ arkadaşım... Dünyanın neresinde olursam olayım, o da öyle... İster Aydın, isterse İzmir, mesafeler kısa gelirdi bize. Her Cuma en geç 11.00’de, “Alo” derdik birbirimize. Hayırlı cumalar dilerdik. Şakalaşırdık. Kızardım ona. Kıskançlık yapardım. Şakacıktan... Sevgimi, başkaları ile paylaşmasını istemezdim. Kızdırmak için “İsmail Amca” derdim. Ama o benim İsmail Ağabeyim idi. Artık yok. Kız kardeş gibi gördüğüm Yeni Asır Grup Başkanı Şebnem Bursalı’nın babasıydı. Şebnem’i, Sinem’i, Tarkan’ı da benim gibi mahzun bıraktı. Ben kime “hayırlı cumalar” diyeceğim İsmail Ağabey. Nur içinde yat bu mübarek günlerde...
Afiyet olsun
Ağam’dan Güllaç
Şu İzmir’de sevdiğim birkaç kişiden biri de, eski bakanlardan Işılay Saygın. Benim için hala bakanım ve başkanım. Herkesin yardımına koşar. Tertemiz, içi pırıl pırıl bir insan. Bu güne değin pek çok kişiye ekmek verdim, tabii Allahın yardımıyla. Bazılarını soytarılıktan kurtardım. Nankör çıktı. Ama yılların dostu Işılay Saygın dostuna her zaman dost olanlardan. Nankör değil. Her zaman başımın üzerinde yeri var. Nereden geldim buraya. Benim güllaç sevdiğimi öğrenmiş. Baktım dün Ağam’dan bir kutu Güllaç. Harika. Bayıldım. Pek çok yerden Güllaç yedim ama Ağam’ın lezzeti başka. Herkese öneririm. Tam 33 yıllık bir kurum. Gaziantep’in benzersiz tatlı kültürünü İzmirlilerle paylaşıyor. Yalnız Güllaç değil tabii, çevizli, burma, fıstıklı dolma kadayıfları, lor tatlısı, her çeşit baklavası da çoook meşhurmuş. Lezzet tavan yapmış. Benim gibi tatlı severler bilginize...
Telefon: 0.232 3282161-0.232 487535
Paylaş