Paylaş
Her ne kadar güzel sanatçı, bu aşkı yalanlayıp, yaşanmamış kabul ediyorsa da , işin aslı öyle değil. Evet gerçekten aralarında bir birliktelik olmadı. Amma günlerce ve de binlerce insanın önünde, çok duygusal bir ilişki yaşandı. Üstelik de bu ilşkiden ilk haberi olanlardan biriyim. Çünkü yakın bir dostum, olayın en yakın tanıklarından. Marrakech’de, bu ikilinin bir birlerine olan duygusal yakınlaşmasını, öpüşüp, koklaşmalarını bana gecenin bir saatinda mesajla bildirdi. O an cep telefonuyla, fotoğraflarını da çekebileceğini söyledi. Ama ben, kendime böyle bir olayı yakıştıramadım. Ertesi gün Memo’yu aradım. Tam 25 yıldır yakından tanıdığım ve de delikanlılığından, dürüstlüğünden asla şüphe etmediğim, hayatına giren hemen hemen tüm aşklarını da bildiğim Mehmet Özener, “Bir ilişki yok. Duygusallık var. Ama ne olur yazma” dedi. Ben de yazmadım...
Kıskaçlık mı? Başka nedenler mi?
Sanatına hayran olduğum Nurgül Yeşilçay ile, dostum Mehmet Özener’in aşkı, bir gün sonra medyada patladı. Ben de Memo’yu arayıp, “Ben yazmadım amma yazan yazdı” dedim. Aslında yazıp, yazmamak pek umrum değildi. Çünkü elimden geldiğince, bu tarz magazinel haberlerden, kendimi korumaya çalışıyorum. Uzatmayayım, Mehmet tüm samimiyetiyle, “Çok güzel bir ilişki başlayabilir. Harika bir insan. Ama işin devamı, boyutu ve sonu hakkında bir fikir yürütemem” dedi. Onu da yazmadım. Fakat ne zaman ki, Nurgül’ün basın danışmanı Gülistan, ortalığı karıştırınca ve de Nurgül inkar edince, bu yazıyı yazmaya karar verdim ve Memo ile bir daha konuştum. Çok üzgün. “Binlerce insanın, gözünün önünde gerçekleşenleri inkar etmesi kendine kalmış. Ne derse doğrudur” dedi. Kimilerine göre de, bu duygusallığı bitiren, Memo’nun kıskançlıkları oldu. Ha bu arada da, işin doğrusunu, benden öğrenin. Kıskançlık değil. Yalnızca benim bildiğim ve de mezara kadar götüreceğim bir neden, beraberliği başlamadan bitirdi. Yorum siz okurun...
Bir çalışma yerleri yok Fakat madalyaları çok
2007, Fox TV’de yayınlanan, “1.Dilek Tut” yarışmasında tanıdım, Nilay Tezsay’ı. Ben de yarışmanın jürisindeydim. “Yabani hayvanlar için rehabilitasyon merkezi yaptırmak” dileğiyle katılmıştı. Ardından, 2008 24 Temmuz’da, Malta’da düzenlenen, ‘5th International Golden Cross Singing Festival’de, ülkemiz adına yarışarak, Grand Prix ödülünü kazandı. Şu anda, sadece kadın müzisyenlerden oluşan, funk, R&B, pop, rock, etnik, emprovizasyon türlerini harmanlayan, özel proje grubu olan, 333Band grubunun solistliğini yapıyor. Ayrıca 2010 yılından beri de, Boğaziçi Caz Korosu’nda korist. Bu büyük ekibin, organizatörü ve grup lideri de. Koronun, Çin’e gidebilmesi için, sponsorlarla irtibatı sağladı. Çin’in Shaoxing şehrinde düzenlenen, 6.Dünya Koro Olimpiyatları’nda, Koro Çağdaş Müzik ve Oda Korosu kategorilerinde, Boğaziçi Caz Korosu, Dünya 2.si ve Caz Korosu kategorilerinde, Dünya 3.sü olarak, 3 Altın Diploma aldı. Tüm bu koşturma ve başarıda, ben Nilay’ı bir abla ve gazeteci olarak hep takip edip, destek oldum.
Ödüle doymuyorlar
Nilay iki gün once arayarak, Boğaziçi Caz Korosu’nun, Avusturya’nın Graz şehrinde, ‘1. Dünya Koro Şampi-yonası’nda, Çağdaş Müzik ve Folklör Kate-gorisi’nde, 2. kez Dünya Şampiyonluğu, Karma Koro kategorisinde, Dünya 2.ciliği kazanıldıklarını söyledi. Durun bitmedi. Ayrıca, Grand Prix kategorisinde yarışmaya hak kazanmışlar. Bu yarışmalardan da 2 şer Altın Madalya kazanılarak, toplam 5 Altın Madalya ile yurda dönmüşler. Mutlu oldum. Sizlerinde bilmesini istedim. Fakat tüm bu ödülleri kazanırken, çok büyük zorluklar yaşamışlar. Onlara inanalar arasında, ulaşım sponsoru olarak Pegasus’a ve Finansbank’a çok teşekkür ediyor. Fakat bundan sonrasında, en büyük eksikliklerinin bir çalışma yeri olmaması, olduğunu söylüyor. Nilay, “Lütfen bu koronun elinden sonsuza dek tutulsun. Bize çalışmamız için bir yer tahsis edilsin. Çünkü bu koro, Dünya’da Türkiye’nin tanıtılmasına sebeptir” diyor. Bilginize...
Dikkat Gölgeden kaçtı güneş çarptı
Bu hafta magazin dünyasında, Nurgül Yeşilçay-Mehmet Özener arasındaki, adı konmayan ilişkinin yanı sıra, Yurdal Sert’in, esmer bir güzelle, Bodrum’da yaptığı kaçamak ve “Evlilikte masum flörtler olur” açıklaması da gündemdeydi. Tanıdığım Yurdal Sert’in, aslında bu tarz konuşmasına hiç şaşırmadım. Aynı şekilde, bu yakalanmanın ve de konuşmanın ardından, İvana Sert’in, evi terketmesine de... Fakat bu sonu, bana göre İvana’nın şöhret tutkusu hazırladı. Yurdal Sert, İvana’nın başına konmuş bir talih kuşu.
Neden mi? Sen Sirbistan’dan ‘Miss Globe’ yarışması için gel. Türkiye’de iyi bir model ol. Ardından Yüksel İnşaat gibi Türkiye’nin hatırı sayılır bir holdingin ortaklarından, mühendis, trilyoner genç bir iş adamı ile evlen. Sosyeteye gir. İkoncan ol. Her gün sosyetik dergilerde, magazin programlarında boy göster. Ardından ekranlara jüri üyesi olarak gel. Kısacası İvana’ya tüm bunları Yurdal sağladı. Fakat İkoncan İvana, sanırım artık kocasının gölgesinden kurtulmak istedi. Ama bu kez Yurdal Sert rahatsız oldu. Ve, genç iş adamı yoldan çıktı. Kocasının gölgesinde kalmak istemeyen İvana’yı, sizin anlayacağınız güneş çarptı... Bakalım ne olacak?
Paylaş