Paylaş
Çünkü azmi, ailesine olan sevgisi, büyüklerine saygısı, 20’li yaşlarda iş yaşamında gösterdiği büyük başarılar, bu gün inşaat sektöründe onu sihirbaz yaptı. Folkart ile markalaştı. Gönül verdiği İzmir’de, İzmir sevdasıyla devleşiyor. Narlıdere, Karşıyaka Mavişehir ve şimdi de Bayraklı…Spordan, kültüre, pek çok İzmirli iş adamının yapamadıklarını, bana göre onları utandırarak yapıyor. O nedenle Mesut Sancak, bu gün, bu köşenin konuğu.
İzmir aşkına aile karşı geldi
- SD-Önce nereden çıktı bu İzmir sevdası?
MS-Ailemizin amiral gemisi olan Hedef Alliance’ı biliyorsun. Türkiye’nin her noktasında ilaç dağıtımı yapıyor. 5000 kişinin çalıştığı 3.5 milyar dolar ciroya sahip. Türkiye’nin en büyük ilaç dağıtım kanalı. Fakat Ege Bölgesi zayıftı. 2004 yılında Ege Bölgesi’ni toparlama amacıyla bir yıllığına İzmir’e geldim. İstanbul’a dönecektim. Ama İnşaat sektörüne olan merakım, İzmir’de özellikle inşaatta A Plus konsept eksikliğini görmem, baba mesleği olan bu işi, burada başlatma fikrim oluştu. Yaklaşık 20 yıl İstanbul’da yaşadıktan sonra; İzmir’i tercih ettim. İstanbul’da bulabileceğiniz her şey İzmir’de fazlasıyla var. Hem de oradaki trafik ve hengame olmadan... Kısacası İzmir’e aşık oldum ve gitmek istemedim... Hatta bu yüzden aile büyüklerimle ters düştüğüm anlar oldu.
- SD-Ya Altay? Sporla aranız nasıl?
MS-2007 yılında; Futbol Federasyonu eski Başkanı rahmetli Hasan Doğan ve o günkü ikinci başkan aynı zamanda da iyi dostum olan Mahmut Özgener’ in isteği üzerine, Altay’da ikinci başkanlık görevi yaptım. Eğer bu ilde ticaret yapıp, para kazanıyorsak; sosyal, sanatsal ve sportif oluşumlara ve çalışmalara destek vermek şart. İyi bir şirket olmamıza neden olan İzmirlilere karşı bir görev ayrıca. Düzenli spor yapıyorum. Özellikle de Futbol , masa tenisi oynar ve ağırlık çalışırım...
- SD-Takım tutar mısın peki?
MS-Koyu Fenerbahçeliyim. Ama şu anda Fenerbahçeli ve Altaylıyım.
- SD-Biraz seni okuyucularımıza tanıtsak?
MS-1972 yılında Siirt’te doğdum. Yaşamımın ilk on yılı Van’da geçti. Sonraki 20 yılı ise İstanbul’da. 6 yıldır da İzmir’deyim. Evliyim; Kerem, Fırat ve Tarık adlarında 3 tane çocuğum var.
Genç yaşta, büyük başarı
- SD-Çocukluğun nasıl geçti, ailenizle ilişkileriniz nasıldı?
MS-İlkokuldan itibaren çalışmaya başladım. Van’dayken toptan gıda işi yapıyorduk. Sabahları okula, öğleden sonraları işe giderdim. 15 yaşında 200 kişinin çalıştığı ilaç depolarımızdan bir tanesinin personel müdürüydüm. Ağrı Doğubayazıt’ta terörün en şiddetli olduğu yıllarda askerliğimi yaptım. Dönünce 23 yaşında şirketlerimizden birinin Genel Müdür’lüğü görevini üstlendim.
- SD-Sizin eşiniz ve çocuklarınızla ilişkileriniz nasıl?
MS-3 tane erkek çocuğum var; 14,12 ve 4 yaşlarında... Büyük oğlum şu anda benim boyumda. 24 yaşında evlendim, iyi bir evliliğim olduğunu düşünüyorum Fakat hep yoğun iş ortamlarından ve iş seyahatlerinden dolayı maalesef aileme yeterince vakit ayıramıyorum üzgünüm.
- SD- İşe dönelim. İzmir’de yatırım yapmak büyük risk. İstanbul’da bire beş, on almak varken?
MS-İstanbul ticaretin kalbinin attığı yer. Fakat bir o kadar da şiddetli rekabet var... Ama ,İzmir’de A Plus iş yapan kurumsallaşmış firma sayısı az. Bir de İzmir sevdam. O nedenle ailece burada yatırım yapma kararı aldık. Geçtiğimiz dört yıllık süreye baktığımızda, çoğu firmanın marka olma adına 30 yılda ulaşmayı, başaramadığı bir noktayız. Tabi dürüstlük ve güven. O nedenle İzmirlilerin kısa sürede bizi alıp buralara çıkarmasına ne kadar teşekkür etsem azdır.
Zengin bir film arşivi var
- SD-İzmirli işadamlarını nasıl buluyorsun?
MS-Türkiye’ye mal olmuş çok önemli İzmirli işadamlarımız var... Genelde şöyle bir söylem vardır; İzmir’de para yok, bütün iş İstanbul’da, İzmir’e yatırım yapılmaz... Ben buna inanmıyorum ve İzmirli olsun olmasın tüm işadamlarının İzmir’e güvenip yatırım yapmasını öneriyorum.
- SD-Biraz özele girelim Eşin İnci ile aşk evliliği mi? Mantık mı?
MS-Mantık evliliği bana hiçbir zaman mantıklı gelmemiştir. Tabii ki aşk evliliği... Ama içinde mantık olmayan aşk evliliklerini de onaylamıyorum.
- SD-Mutfak işlerinden anlar mısınız?
MS- Mutfağa su içmek için girerim. Becerebildiğim tek yemek menemen Ama kimseye yedirmeyi başaramadım. Çünkü beğenmiyorlar; kendim yapıp kendim yiyorum.. Gülüşmeler
- SD-Kültürel konularda da Folkart çok güzel işlere imza atıyor. Peki senin kültür ve sanatla aran nasıl?
MS-Sinemayı çok severim. Evimde güzel bir home theatre düzeneğim var. 2000’in üzerinde de ödüllü film arşivim mevcut. Kitap okumaya fazla vakit yok. Müzik dinlemeyi çok severim. Halk müziği... Hem dinlemeyi hem söylemeyi üstelik... İbrahim Tatlıses ve Sezen Aksu sevdiğim sanatçılar...
Ata’nın izinde
- SD-İzmir’in iyi yönetildiğine inanıyor musunuz? Yöneticilerle aranızda bir uyum var mı?
MS-Bu göreceli bir kavram. İyi şeyler yapılmaya çalışılıyor, inanıyorum. Gerek bürokrasiyle, gerekse siyasilerle aramın çok iyi bir olduğunu sanıyorum. Valimizden, Emniyet Müdürümüze, Belediye Başkanımıza kadar hepsini çok seviyorum. Onların da beni sevdiğini düşünüyorum...
- SD-Yaşam senin için ne ifade ediyor?
MS-Yaşam kısa ve sınırlı. Bu sınırlı süre içerisinde, yapılan iyilikler ve bırakılan eserlerle yaşamın daha anlamlı kılınacağına, en azından yaşamı sonlansa dahi anılacağına, inananlardanım.
- SD-Peki ya İzmir?
MS-İzmir tek kelimeyle huzur...
- SD-Folkart olarak önümüzdeki yıllarda inşaat sektöründe yapacaklarınız?
MS-İzmir’in en büyük ihtiyacı olan, nitelikli ofis açığını kapatabilmek için Bayraklı’da 130 milyon dolarlık bir yatırıma başladık. 40 katın üstünde. Türkiye’nin en iddialı projelerinden biri olacak. Yine bir ihtiyaç olarak gördüğüm alışveriş merkezi açığının tamamlanması için, İzmir’in en büyük alışveriş merkezini yapmak üzere arazi arıyoruz. İnşaat sektöründe sadece İzmir’de olmak yetmez. Şu anda İstanbul ve hızla gelişmekte olan Libya ve Kuzey Irak pazarlarında yatırımlar planlamaktayız.
- SD-Genç ve başarılı bir yatırımcı olarak gençlere önerilerin neler?
MS-Atatürk’ün çok beğendiğim bir sözü vardır: “Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.” Ben bu sözü kendime yol haritası edindim ve karşılığını gördüm. Tüm gençlere Atatürk’ün bu sözünü dikkate almalarını öneririm.
- SD-Peki İzmir’deki çarpık yapılaşma nasıl düzelir?
MS-Gecekondu sayısının en yüksek olduğu şehirlerden biri maalesef İzmir. Üstelik İzmir’in en kıymetli bölgelerinde yer alıyor bu gecekondular. Birçoğunun sahip olduğu manzara kartpostal gibi. Yani kent yenileme (dönüşüm) projelerinde arazilerin kıymetli olması çok büyük avantajdır. Buraların yıkılarak yerlerine nitelikli, modern binaların yapılması, işin bütçesini yaparken büyük bir şans.,İzmir’de önümüzdeki 20 yılda ,ciddi bir inşaat işi var.
- SD-Peki son bir soru. Ali Ağa-oğlu’nun kendi yaptığı bir inşaatın reklamlarında oynamasını nasıl karşıladın?
MS-Bir hesabı vardır mutlaka. Ama 10 milyar yatırımla kimse ev sahibi olamaz. Ara ödemeler, krediler var. Fakat çok akıllıca. Ayrıca kendi, bu reklam için bir de para talep edip, bir hayır kurumuna daha sonra bağışlayacağını açıklaması, ise müthiş bir reklam. Ha ben yapar mıydım? Tabi ki hayır....
Paylaş