Paylaş
Estetik ve güzellik konusunda danışmanım gibidir. Yıllardır spor yaptığımdan ve de doğru beslendiğimden, yalnızca yüzümle ilgili zamanın haince yarattığı çizgileri yok etmek için tabii ki, tıbbın mucizeleriyle ilgilenirim. On yıldır İstanbul’da Dr. Mustafa Karataş’a, mezolift yaptırıyorum. Süper de memnunum. Fakat bir yandan Mustafa’nın yurt dışı seminerleri, öte yandan benim tembelliğim ve İstanbul’daki şiddetli kış, seyahatlerim nedeniyle iki aydır buluşamadık. Sonunda da Dr. Tayfur’un kapısını çaldım. Sohbet ederken bir hanımefendi de bize dahil oldu. Kendisinin ve eşinin, benim köşeyi okuyarak Tayfur’a geldiklerini, bu arada da göz altı torbalarından ameliyatsız nasıl kurtulduklarını anlattı. Böylelikle bana da sizlere ileteceğim bir haber çıktı. Bir taşla iki kuş yani...
Başarı oranı çok yüksek
Tayfur, “Göz altı torbaları ve kaba kırışıklıklar, kadın-erkek çoğu kişinin sorunudur. Yakın zamana kadar maalesef, cerrahi yöntemlerin dışında tedavisi de yoktu.Fakat şimdi bu mümkün” diyerek başladı anlatmaya;
“Göz altı torbalarının tedavisinde İtalya’da geliştirilip, uygulanmaya başlanan bir ilacı, bir yıldan beri kliniğimde uyguluyorum. Sonuçları konusunda artık eminim. Bu ilaç, göz altı torbalarının tedavisinde, kişiden kişiye değişen %60 ile %80 oranında, torbalanmayı azaltıp, tedavi edebiliyor. Yeni geliştirilen, canlandırıcı bir kokteyl olan ilacın içeriğinde, Ruscus (çoban püskülü), yaban mersini, biberiye, hekzapeptid, vitamin C ve antioksidanlar var. Bu ilaç, perioküler (göz çevresi) mikro dolaşımı ve elastikiyeti artırıyor. Ruscus (çoban püskülü), toplar damarlarda, çok etkili, güçlü tonik ve drenaj etkisi var. Yaban mersini; antioksidan asit içeriyor. Dolayısıyla bu bitki dokuları daha elastik hale getiriyor. Vücudu yıpratıcı enzimlerin kollajene zarar vermesini önleyip, doku esnekliğini koruyor. Biberiye ise, doğanın hediyesi olan tonik özelliğiyle ödemi azaltıp, deriyi içten temizliyor. Hekzapeptid’e gelince; 6 aminoasitten oluşan bir madde olarak direkt deriye nüfuz eder ve yüzdeki kasları etkiler. Kırışıklıkları gerer, bağdoku hücrelerinin kısalma, kasılma özelliklerini engeller. Kollajen üzerindeki baskıyı azaltıp, kırışıksız bir ifade sağlar.”
Tayfur, ilacın cilt içine bir hafta aralıklarla dört kez enjekte edildikten sonra, ikişer ay ara ile 2 uygulama daha yapılarak, beş aylık bir sürede 6 uygulama ile tam etkisini gösterdiğini iddia ediyor. Bilginize...
Mezolift yöntemi ile cilt yenileme
Hazır gelmişken, mezolift yöntemi ile de yüzün, anti-aging bakımı konusunda da sizi bilgilendireyim istedim. Dr. Tayfur Yağcı, “Şenaycığım, hiçbir insan kötü bir deri ile doğmaz. Bebeklerin cildi gergin, yumuşak, pürüzsüzdür. Ayrıca deri, sürekli kendisini maksimum seviyede yeniler” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü;
“15-25 yaşları arası insan derisi her 20 gün içinde kendini yeniler. Daha sonraki yaşlarda, bu yenileme süresi uzar. Yaş ilerledikçe de artık kendisini, yenileyemez duruma gelir. Yüzümüz, dış etkenlere, en çok maruz kalan ve buna bağlı olarak da, en çok bozulan, yıpranan ve yaşlanan bölgemizdir. Özellikle de cildimizin, mevsim geçişlerinde, daha fazla bakıma ihtiyacı vardır. Mezolift, yüzümüze uyguladığımız bir bakımdır. Yaşlanmayı geciktiren (anti-aging), cilt altı dokusunu güçlendiren, canlılığını, elastikiyetini artıran, ince çizgilerimizi, tedavi eden bir yöntemdir.”
Dünya starları yaptırıyor
Tayfur, mezolift yönteminin Fransa Paris’te, ortak çalıştıkları ünlü Hertzog Kliniğinde uygulanan bir yöntem olduğunu, hastaları arasında ünlü Fransız aktris Catherine Deneuve’ün da bulunduğunu söyledi. Hatta onun onuruna da bu yönteme Deneuve yöntemi de deniliyormuş. Yine Margaret Thatcher performansıyla, ‘En İyi Kadın Oyuncu’ Oscar Ödülü alan Meryl Streep de kullananlar arasındaymış. Bu konuda, daha da ileri bir adım atarak Türkiye’de uygulamayı ilk başlatan Dr. Tayfur Yağcı, “Ben ayrıca, kliniğimde ek sistem olarak kollajen, elastin, deniz yosunu, saflaştırılmış C vitamini ve inci içeren cilt maskelerini de tedaviye ekleyerek, bu yöntemi daha da geliştirdim” dedi.
Bu yöntemde; cildin üst deri tabakası, dermabrazyon cihazı ile temizleniyor önce. Yani cildin kapısı açılıyor. Daha sonra, yeni U225 hava kompresörlü, derinliği ayarlanabilen, mezoterapi tabancasıyla cilt ve cilt altı dokusunu besleyen ürünler cilde veriliyor. Son olarak da içinde inci, kollajen, elastin, deniz yosunu, saflaştırılmış C vitamini ve doğal nemlendirici faktör ihtiva eden, özel kollajen maske yüze uygulanıyor.
Bir dakika
Boş zamanlarında Türkiye’yi dolaşacak
Evet setten, diziden arda kalan zamanlarda, bütün Türkiye’yi dolaşacak. Kim mi? Ekranların fenomen dizisi, ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ nin Süley-man’ı. So-ner’in can dostu, sağ kolu. Süleyman karakteriyle, milyonların tanıdığı ve sevdiği isim haline gelen, Renan Bilek, aslında 25 senelik müzisyen ve oyuncu. Bilek şu günlerde hayatına ait çok özel anı ve anlarını, “Aramızda Kalsın” adıyla, sahneye koymuş. Bu tek kişilik gösterisiyle de bütün Türkiye’yi dolaşmaya hazırlanıyor. İlk gösterimini, Ankara’da yapan ve büyük ilgi gören Renan Bilek, bu iki perdelik komedisi ile yazın sahil şeritlerinde sahne alması için gelen talepleri değerlendiriyor. Özellikle de Ege ve İzmir’den gelenleri. Çünkü, ileride İzmir’de yaşamak istiyor. Zaten bir süre de İzmir’de yaşamış ve İzmir’e hayran kalmış.
Afiyet olsun
Alsancak Unlu Mamülleri’nde yeni çeşitler sihirli lezzetler
Kıbrıs Şehitler Caddesi’ndeki pek çok esnaf ile artık aile gibi olduk. Ama özellikle de Tansaş’ın köşesinde duran Emin Çiçekçilik’in sahibi Mehmet Kahraman, Özsüt personeli ve sahipleri, ciğer ve köftesini çok beğendiğim, Alican Restoran’ın patronu Abdullah Ertemçöz ve oğlu Alican, Mehmetler Fotoğrafçılık ve Efes Eczanesi’nin tüm personeli, Ctrl+P Dijital Baskı Merkezi’nden Metin Kurtgöz ve de Alsancak Unlu Mamülleri’nin patronlarından Deniz Doğanoğlu... Deniz bu arada artistler kadar yakışıklı. Süper de beyefendi bir çocuk. Saygılı, çalışkan. Ben genelde özellikle hamur işi tatlılarımı, tuzlularımı buradan alırım. Çünkü, harika lezzetler, taze ve bol çeşit var. Hatta öylesine ki, yurt dışında bile, böylesine zengin ve de lezzetli çeşitler çıkaran, bir fırın ya da pastane zor...
Kapısında kuyruk var
Bu yıl, İstanbul’dan da bir usta getirmişler. Deniz, “Hem mevcut lezzetlerde yenilikler yaptık (börek gibi). Hem de ustanın yeni spesiyalleri, bize büyük ivme kazandırdı. Özellikle, çikolatalı mini sufle, vişneli mekik, mini barlar (frambuaz, tarçın, antep fıstığı, çikolata, portakallı), balayı kurabiyesi, tahinli sarma kurabiye, bir de sakızlı paskalyamızı yok satıyoruz” dedi. Şaka değil, bazı saatler kapıda kuyruk var. Bütün lezzetleri tattım. O balayı kurabiyesi müthiş. Evlenecek çiftlere o gece öneririm! Yine bade dedikleri ve içleri badem ezmeli, üstü çikolata kaplı (beyaz, sütlü, bitter) minik toplar yüzünden, bazen yolumu değiştiriyorum. Tuzlu çeşitleri de öyle. Özellikle her gün, altı çeşit olarak çıkan minik ev poğaçaları, zeytinlisi, kıymalısı, peynirlisi, patateslisi, yani evde yapmanıza gerek yok. Afiyetle yiyin sadece. Ha kalori mi? Siz de benim gibi arada, sırada kendinizi şımartın.
Paylaş