Paylaş
Üç sevdası var başkanın; ailesi, iki oğlu ve İzmir... Diyor ki, “Biz şerefiyle pisliğe bulaşmadan İzmir’i kasaba olmaktan kurtaracağız.” İşte bilinmeyen yönleriyle Başkan Aziz Kocaoğlu...
İzmir’i bir metropol yapmayı kafasına koymuş. Bunun için de çok çalıştığına inanıyor. Bugüne değin ticaretin her dalıyla uğraşmış. Hepsinden de yüzünün akı ile çıkmış. Vergi rekortmeni olmuş. Yani paraya, pula ihtiyacı yok. Bazıları “Fazla mal göz çıkartmaz” derler. Ama o bu görüşte değil. Bir gün her şeyi bırakıp büyük aşkıyla mütevazi bir yaşamı hayal ediyor hep. Borçlu bir belediye almış. Yine de bu konuda geçmiş belediye başkanlarını suçlamıyor. Şu an borçsuz bir belediyenin başkanı olarak halkın parasını çok iyi tasarruf ettiğine inanıyor. Çevremdeki hemen herkes onun dürüstlüğünden ve namusundan söz ediyor. Buluşmaya giderken aileme, oturduğum plazada görev yapan pek çok insana, yakınlarıma, taksi şoförü olan arkadaşlara, pilates hocam Derya Acar’a sordum. Aralarında büyük çoğunluk da zaten ona oy vermiş. “Siz olsaydınız halktan birileri olarak sayın Aziz Koca-oğlu’na ne sorular yöneltirdiniz” dedim. Evet, iki gün sürecek bu röportajın kahramanı Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu. İki suçsuz insanın ölümüne neden olan o maganda şoförü işe alan yöneticileri ne zaman işten el çektireceğini soranlar ağırlıktaydı. Babası İnönü Caddesi’nde tuhafiyecilik yapan ama metro çalışmaları nedeniyle iflas ettiği için felç geçiren bir arkadaşım, göz yaşları içinde “Biz İzmirliler bütün bunları hak ediyoruz. Takım gibi parti tutup, koyun gibi oy veriyoruz. Ne soracağım ki?” dedi.
Kaypak değil, samimi
Hakkında bu güne değin çıkan tüm yazıları okudum. Onların sormak istedikleri sorular zaten hep sorulmuş. O nedenle ben sorulmayanları sormak istedim. Önce biraz mesafeliydim kendisine karşı. Ama tam beş saat, hiç sıkılmadan konuştuk. “Ne istersen sor” dedi. Harika keyif aldım. Sevecen, sıcak, samimi, içten. Kaypak değil, Yüreği ne diyorsa, dili onu söylüyor. Şovu sevmiyor. Ben kendisini sevdim. Şerefiyle, pisliğe bulaşmadan, alnının akı ile İzmir’i 27. şehir, kasaba olmaktan kurtarmak istiyor. Eskişehir, Kayseri ve Muğla Belediye Başkanları’nı beğeniyor. Ama bana göre yalnız. Çevresinde bile, Basın ve Medya Direktörü Reşat Yörük ve birkaç kişi dışında, yaptığım araştırmaya göre işe yarar pek kimse de yok. Bunların arasında ilçe Belediye Başkanları da var. Zaten İzmirli iş adamlarının durumu ortada. Pek ellerini taşın altına koymayı sevmiyorlar. Dilerim başarırsın Sayın Başkan.
Sanattan, kültürden, müzikten, aşktan, tabi İzmir ve de biraz siyasetten konuştuk kendisiyle. İşte çok farklı bir Aziz Kocaoğlu karşınızda. Buyurun;
Sigarayı bırakmış
Harika bir yerde buluştuk. İstanbul’daki Belgrat Ormanı gibi. Bir kısım halk piknik yapıyor. Bir kısmı bisiklet ile, bazıları koşarak, kimileri de aletler de sporda. Yaklaşık 3,5 kilometrelik bir sahil şeridi. Marina’nın bitişiğinde, Engelliler Spor Eğitim Merkezi’nden başlıyor. Crow Plaza ve bana göre İzmir’in en eğlenceli ve kaliteli işletmesi Turkuaz’a kadar uzanıyor. Hem yürüyoruz, hem de sohbet ediyoruz. Sporla aranız nasıl? Yapar mısınız? diyorum.
“Spor yapıyorum. Çocukluğumda bisiklete binerdim. Futbol oynardım. Belediye Başkanlığı öncesi de bol yürürdüm. Ama şimdi yüzüyorum. Dalyanköy’de yazlık evim var. Sabah 06.00’da kalkıp 1-1.5 saat yüzüyorum. Kışın ise pek fazla spora vakit ayıramıyorum. Ama kışın da vakit buldukça yürüyüp, yüzüyorum. Kondisyonum iyi. Eskiden sigara kullanıyordum. Şu günlerde bıraktım. Ama sigara içerken de kondisyonum iyiydi. Allah’a bin şükür. Amatör futbol da oynadım bir süre” diyor. Söz futboldan açılınca tuttuğu takımı sormamak olmaz? “Takımı boş ver yahu” diyor. Olur mu? Başkan ben biliyorum fanatik Fenerlisiniz. İnkâr etmeyin, deyince “Doğru doğru” diyor.
Gelen vurdu giden vurdu
Peki Aziz Yıldırım, adaşınız hakkında düşünceleriniz? Bu sene şampiyonluk kıl payı kaçtı da? diye sorunca, yarasını deştiğimi söylüyor, sevgili Reşat Yörük. Başkan da çaresiz başlıyor anlatmaya;
“Herkesin ilgi alanı var. Kulüp başkanlığı kolay bir iş değil. Mesela ben hiç yapamam. Aziz Bey’e de sorsan belki o da belediye başkanlığı yapmak istemez. Aziz Bey’i beğenip, beğenmediğime gelince, dürüst olmak lazım. Başarılı buluyorum. Ama ikimizin de sırtında ateşten gömlek var. Başardığınız zaman omuzlardasınız, alkışlar sizin için. Ama takım şampiyon olmayınca en ağır küfürler de size. Kaderimiz aynı. Bana da gelen vurdu, giden vurdu. Hâlâ da vurmaya devam ediyorlar. Siz bile İzmir’e ilk geldiğinizde az mı vurdunuz?”Ama 52 kişilik aileden de 48 kişinin oyu da size gitti başkan, deyince kahkahayı basıyor.
Eşi ve oğulları tüm dünyası
İşlerinin başına getirdiği oğlu Ulaş ve Cağdaş ile eşi Türkegül tüm dünyası.
Bu kadar sevgi hoş. Ama ailenizle, karınız ve oğullarınızla en son ne zaman aynı masada oturup yemek yediniz? diyorum. “Ha orada dur” diyor Başkan. Çünkü sabah kahvaltısı tüm ailenin tek lüksü. Türkegül Hanım’ın sabah kahvaltıları da meşhurmuş. Organik pazardan alırmış sofraya koyduğu domates, salatalık ve biberi. Peyniri ve ev reçellerini de bazen kendisi yaparmış. Aslında bir doktor o. İhtisası Çocuklar üzerine. Ama Türkegül Hanım için de ailesi bir yana, her şey bir yana. Başkana göre yemek yapmayı da çok severmiş. Özellikle de zeytinyağlı tüm sebzeler. Başkan utanmasa sefer tasına koyup getirecek sevgili karısının yaptıklarını. Bir de özel günleri tam bir işkolik olan Başkan unuturmuş. Ama karısı sürprizler hazırlarmış hep.
Rakı-balık onun en büyük keyfi
Fırsatı olduğu zaman zaten öğle yemeklerinde Kemeraltı’nda esnaf lokantalarında karnını doyuruyor Başkan. Alkolü sevdiğini inkar etmiyor. Ortamı olursa da balıkla rakı içmeyi akşamları en büyük keyif olarak görüyor. Ama iyi ve kaliteli bir şarap da tercihi. Fakat kebap ve etle arası pek yok. O nedenle Aziz Başkanı yemeğe davet edecekler dikkat. Minik bir uyarı benden. Hemen her gün İzmir’in değişik semtlerini gezdiğimi, araştırmalar yaptığımı söylüyorum. Pek çok kişiden, vatandaştan, esnaftan Başkanın kendilerinden uzak yaşadığını, bundan da rahatsızlık duyduklarını söyleyince, isyan ediyor. “Ben işimi yapıyorum. Haftanın pek çok günü fırsat buldukça Kemeraltı’na da, Alsancak’a da, Karabağlar’a da, Bayındır’a da yani bırakın İzmir’i ilçelere de gidiyorum. Ama peşime gazeteci ordusunu takmıyorum. İşimi yapıyorum. Sokaklar, caddeler, yeşil alanlar benim işim. Manşet olayım. Her dakika haberim, fotoğraflarım çıksın istemiyorum. Bu tip davranışlar bazılarına ters düşer ama ben şov sevmiyorum” diyor.
Tartan için ne diyor
AK Parti Konak İlçe Başkanı Latif Özkan’ın, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’la ilgili gazetelere verdiği demece değiniyorum. Özkan’ın, Tartan’ın eğlence ve şova odaklandığını vatandaşın pislik içinde yaşadığını ve rutin hiçbir işin yapılmadığını iddia ettiğini, bu konudaki düşüncelerini soruyorum. Biraz duraklıyor Kocaoğlu. “Ben şov sevmiyorum. Abartılı hiçbir olay da yapmıyorum. Aslında benim yaptığım da yanlış. Eksik. Ama Sayın Tartan’ın da yaptıkları arasında bir İlçe Belediye Başkanı olarak tabi bazı aktiviteleri yapması normal. Ben Metroyu düşünürken Hakan Bey de yemek, şiir, eğlence gibi şova dayalı, halkın hoşuna gidecek bu tarz aktiviteler yapması ters değil.”
Başkan Kocaoğlu fasıla bayılıyor
Karısı Türkegül’ün sesinin çok güzel olduğunu söylüyorum. “Peki Başkan siz hiç şarkı söyler misiniz?” deyince, yine kahkahayla gülüyor; “Yok yahu. Felaket bir kulağım var. Bizim hanım zaten okul yıllarında Klasik Türk Sanat Müziği Korosu’ndaymış. Maşallah iyi okuyor. Ben her türlü müziği severim de dinlerim de. Türkegül’ün de sesini beğenirim çok. Ama fasıl dinlemeye bayılıyorum. Bir de türkü” diyor. En beğendiği sanatçılar arasında, Sezen Aksu, özellikle Yaşar Özel, Funda Arar, Candan Erçetin, Mustafa Ceceli, Sertap Erener ve Sebahat Akkiraz var.
Cannes yapacağı bu ormanlık sahil şeridini anlattı
Bu arada sohbetimiz sık sık piknik ya da spor yapan İzmirliler tarafından kesiliyor. Yüzlerce insan başkana sarılıyor, onu öpüyor kucaklıyor. Tabi arada iş isteyen, gönderdiği mektubuna cevap alamadığı için kırılanlar da var. Ama ilgi büyük. Ben de ilk kez geldiğim bu yere gerçekten bayıldım. Başkan bana gururla bir Nice, Cannes yapacağı bu ormanlık sahil şeridini anlatıyor. 1250 dönüm civarında, 400 dönümü Lagün 850 civarı da kent ormanı olarak 2005 yılından itibaren düzenlenmeye başlanmış. Burası Behcet Uz’dan sonra, kent merkezinde yapılmış, oranın iki katı, üstelik sahilde bir kent ormanı. Ayrıca bu yıl 1200 dünüm daha çevreden ilave ediliyor. Plan halinde. Burada termal oteller ve sağlık turizmi yapılacak. Berbat bir alandan burayı beş yılda süper hale getirmişler. Heyecanla anlatmasını sürdürürken bu kez öğretmen, öğrenci ve velilerden meydana gelen piknik yapan bir başka guruba rastlıyoruz. Ellerinde köfteler, kekler, dolmalarla başkanın yolunu kesiyorlar. Başkan da maşallah hiç reddetmiyor. Homini de gırtlak.
Bir yılda on kilo
Başkanın keyifle mercimek köftelerini, gözlemeleri, sarmaları yediğini görünce, beslenme felaket? diyorum.
Hemen göbeğini gösteriyor, gülümseyerek. “Halimden belli değil mi?” diyor.
Aslında geçen sene canım arkadaşım Saba Tümer’in İzmir’de yaptığı programda başkanla birlikte çıkmıştık. Daha inceydi. Bir de gözleri hoş. İri kirpikleri ile yeşil yeşil bakıyor. Ama bir yıldır çok kilo aldığını söylüyor. Nedeni de sigarayı bırakması. Hayatı boyunca eşi Türkegül hanımın yaptığı sebze yemekleriyle beslenmiş hep.
Sigaradan kurtulmak
Çok da güzel yemek yaparmış hanımefendi. Başkan olmadan önce 1.73 boy ve 69 kiloymuş. Sık spor yapar ve günde de iki-üç sigara içermiş. Fakat başkanlık hayatını karartmış. Tabi gülerek ve espriyle söylüyor bunları. Evde yemek yediği günler sayılıymış. Öncelikle stres, ardından sigarayı bırakma ve de gittiği davetlerde düzensiz beslenme sonunda önüne ne konulursa yemesi Başkanı bu hale getirmiş. On kilo almış “Bazen ördev tabağında ne var inan hatırlamam. Yerim sadece. Maksat karın doyurmak o an” diyor yine kahkaha atarak. En kısa sürede amacı zayıflamak ve sigaradan tam kurtulmak. Bu konuda biyoenerji ve manyetik güçten yararlanıyor.
YARIN: İzmir takımları hakkında düşündükleri, Körfezden denize ne zaman gireceğiz?, İzmir Fuarı eski parlak, yıldızlı günlere dönecek mi?, Aşçılığı, en iyi hangi yemeği yapıyor? Aşk ve Siyaset, Deniz Baykal’la son durum...
Paylaş